Herhangi bir işte fiili olarak çalışmayan ancak sahte olarak sigortalı görünen kişilere ve bu kişileri sigortalı gösteren işverenlere hapis cezası geliyor.
Avukat Cevat Kazma, SGK’nın resmi belgede sahtecilik ve vergi kaçırma suçlarını gerekçe göstererek taraflar hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladığını açıkladı.
Ülkemizde kaçak sigortalılık kadar olmasa bile yaygın olan bir diğer olgu sahte sigortalılıktır. Bazı kimseler fiilen işyerinde çalışmadıkları halde, başta sosyal sigorta yardımlarından faydalanabilmek amacıyla çeşitli nedenlerle SGK’ya sahte olarak bildirilmektedir.
Kamu oyunda yaygın olan ve bu bildirimleri haklı olarak gören görüş, nasıl olsa sahte olarak Kuruma bildirilen kimselerin primlerinin SSK’ya yatırıldığı ve işyerinde fiili çalışmanın önemli olmadığı yönündedir. Oysa sahte sigortalılar sosyal sigorta giderlerinin artmasına ve SGK’nın açıklarının büyümesine neden olmaktadır.
Fiili olarak bir işte çalışmayıp, sigorta primlerini kendilerini çalışan olarak gösteren işverene ödeyen kişiler ve daha çok gider gösterip az vergi ödeyen işverenler, SGK’nın ve devletin üzerindeki mali yükün artmasına neden oluyordu.
Avukat Cevat Kazma, SGK’nın bu durum karşısında Türk Ceza Kanunu’nun 204., 206. ve 207. Maddeleri gereğince taraflar hakkında resmi belgede sahtecilik ve vergi kaçırma suçlarını gerekçe göstererek Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunmaya başladığını açıkladı.
Artık emeklilik, hastalıkların tedavisi ve diğer sosyal haklardan faydalanabilmek amacıyla yaptırılan sahte sigorta bildirimine hapis cezası geliyor. Üstelik hem işverene hem de “sahte” çalışana.
SGK uğradığı zararı faiziyle tahsil edecek!
Sahte sigorta bildirimlerinin Türk Borçlar Kanunu kapsamında mutlak muvazaalı işlem sayıldığını ve yok hükmünde olduğunu belirten Avukat Cevat Kazma, SGK’nın bu tür işlemlerden uğradığı zararları da faiziyle tahsil etmeye başlayacağını belirtti.
Fiili bir çalışma gerekli!
Bir kişinin sigortalı sayılabilmesi için yalnızca iş akdinin yeterli olmayacağını ifade eden Cevat Kazma, fiili bir çalışmanın da olması gerektiğini dile getirdi. Yargıtay’ın bu konuda verilmiş bir kararının da olduğunu hatırlatan Cevat Kazma, “İlgili karara göre, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranması gerekiyor.” diye konuştu.