AKP’nin Devlet Bahçeli aşkı

AKP’nin, başkanlık yolunda Devlet Bahçeli’yle olan aşkı tüm hızı ile devam ediyor. Buna siz ister başkanlık deyin ister partili cumhurbaşkanlığı. Partili cumhurbaşkanlığı, başkanlığın takla attırılmış halidir sonuçta…

AKP'nin Devlet Bahçeli aşkı

 

AKP’nin Devlet Bahçeli aşkı

Siyaset, öyle bir karakterdir ki bazen zekat verdirir, bazen ise sizi fitre alacak duruma getirir…
Tuhaf, karmaşık ve çarpık ilişkiler yumağıdır…
Bir tiyatrodur adeta…
Sahnede bir oyun sahnelenir ancak kuliste bambaşka bir hava, atmosfer vardır…
Bugün tam da böyle günler yaşıyoruz…
İlişkinin adı, daha doğrusu aşkın adı: AKP ile Devlet Bahçeli aşkı
Bu siyasetçiler, Fatih Portakal’ın dediği ve kitabının adına da esin kaynağı olduğu gibi “aklımla dalga geçme”ye, aklımızla alay etmeye çalışıyorlar…

7 Haziran 2015 yılında genel seçimler yapıldığında Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli adeta kükredi, AKP’ye hodri meydan dedi!..


AKP'nin Devlet Bahçeli aşkı AKP koalisyon için turlara başladı. CHP ile görüşüldü, MHP ile cilveleşildi…
Bahçeli koalisyona yeşil ışık yaktı; ancak şartları vardı. Neydi bu şartlar?

Başkanlık olmayacak…

17 – 25 Aralık operasyonları hukuki anlamda yargılanacak…

17 – 25 Aralık ile olan şartı geçelim. Ona şu an kimsenin gücü yetmez, yargı AKP’nin elindeyken!..
Gelelim Bahçeli’nin şu başkanlık ile olan şartına…
Neden başkanlığa hayır demişti Sayın Bahçeli?
Çünkü daha önce bununla ilgili “Başkanlık, Türkiye’yi bölme sürecidir” demişti.
Bunu ne zaman söylemişti?
AKP’nin “Çözüm Süreci” diye nitelendirdiği süreçte…
Bahçeli, o zaman AKP’nin, HDP ile işbirliği yapacağını düşünerek devleti böleceğini iddia ediyordu ve bu süreci, başkanlığa giden süreç olarak tanımlıyordu…
AKP; dün yakın arkadaşı olan, bugün düşman ilan ettiği, terörizme destek verdiğini söylediği HDP ile başkanlığı getiremedi; ancak dün başkanlığı reddeden bugün gelmesi için tüm gayreti ile çaba sarf eden Bahçeli ile gerçekleştirmeye çalışıyor…

Bahçeli’ye sormak gerekir, ne değişti de bir yılda bölünme süreci olarak nitelendirdiği başkanlık sistemine veya diğer adı partili cumhurbaşkanlığına bugün kendisi imza atmak istiyor?

Partili cumhurbaşkanlık; birilerinin, AKP’nin çözülmesini, erimesini yani bir anlamda Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi silinip gitmesinden korktuğu için başkanlık sisteminin takla attırılmış halidir. Bunun başka bir anlamı yoktur…


Bunun yanında MHP içinde Meral Akşener gibi mücadele etmek varken babasının partisini bırakıp yıllarca AKP için atıp tutan Tuğrul Türkeş bugün çıkıyor ve “Bahçeli, tuzak kuruyor” diyor…

 

AKP'nin Devlet Bahçeli aşkı

Türkeş’in bu açıklamasının içi boş ve yersizdir. Türkeş’in buradaki amacı, MHP çatısı altında Devlet Bahçeli’ye karşı parti içinde örgütlenmiş muhalifleri Bahçeli’nin yanına çekerek 2017 yılında gelecek olan referandumda “hayır” oylarını minimuma indirmek!

Halk TV’ye konuk olan MHP’li Prof. Ümit Özdağ “Ben bu partiye 4 yaşında geldim. Babam (Muzaffer Özdağ) bu partide genel başkan yardımcılığı yapmıştır. 51 yıldır MHP’liyim. Biz bu halka ‘başkanlık bizi böler’ diye konuştuk. O yüzden, biz ya yıllarca bu halka yalan söyledik ya da şimdi yalan söylüyoruz!” diyerek Bahçeli’nin fotoğrafını çizmiş oldu…

MHP’liler kızacak ama, MHP’yi dışarıdan kontrol eden bir el var!

MHP’yi bitme noktasına getiren Bahçeli’ye rağmen muhalifler örgütlenmeli, kenetlenip sokaklara çıkmalı. Ümit Özdağ, Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın daha önce Ankara’da yaptıkları dayanışmayı AKP ve Bahçeli’ye rağmen devam ettirmelidir…


MHP tabanı da bunu istemekte ve Bahçeli’ye karşı tabanda ciddi bir tepkinin olduğu kesin. AKP ve Bahçeli de bunun önüne geçmek için muhalif kesimi yanlarına çekmenin planlarını yapmaya çalışıyor…

AKP iktidarının guguklaşmış hukuku!

Devlet Bahçeli ve Binali Yıldırım başkanlık sisteminde anlaştı


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…