Türkiye astroloji haritası: Bu zor günlerde ne bitmez karmamız varmış

Ay düğümleri bir ejderhanın başına ve kuyruğuna benzetilir. Baş (kuzeydüğüm) nereye gidiyorsa (güneydüğüm) kuyruk da oraya gider. Ülkemizin haritasında ejderhanın başı ve kuyruğu bize ne anlatıyor? Türkiye’nin karması nasıl, karmik göstergeler neye, hangi konulara işaret ediyor?

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Ülkemizin haritasında ejderhanın başı ve kuyruğu bize ne anlatıyor?

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Ülke olarak neredeyse her gün psikolojimizi zorlayan olaylar yaşıyoruz. Bununla ilgili ülke haritamızdaki gezegen yerleşimlerinden karmik göstergelere uzanan deneysel bir çalışma yaptım.

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Güneydüğüm bireysel haritalarda bilinçdışı yönelimlerimizi, kayıp alanlarımızı, vazgeçmemiz gereken özelliklerimizi anlatırken Kuzeydüğüm bilinçli adımlarımızı, kazanç alanlarımızı ve geliştirmemiz gereken yönlerimizi anlatır. Bu özellikleriyle Ay ve Güneş gibidirler; Güneydüğüm geçmişi anlatırken Satürn’e, Kuzeydüğüm geleceğimizi anlatırken Jüpiter’e benzer. Ay düğümlerini yorumlarken dispozitörleri de bize bilgi verirler.


Türkiye haritası

Ülke haritasında ise bunu kayıp ve avantajlı olduğumuz alanlar olarak yorumlamaktayız. Su elementinin yoğunluğu ile de ilgili olarak halk olarak bireysel haritalarımızdaki kadar yoğun bir şekilde ay düğümlerimizin etkisindeyiz. Çok duygusalız, (güney düğüm balık) inşallah, maşallah, kısmet, hayırlısı üzerine oturan bir bakış açımız var ve toprak elementimizin hiç olmayışının da etkisiyle mantıklı, gerçekçi, sistemli ve çözümcü (kuzey düğüm başak) değiliz. 

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Türkiye’nin güneydüğümü

Ülkemizin Güney düğümü Balık burcudur ve 9. evdedir. Balık burcu evrensel sevgiyi, merhameti anlatırken gölge yönüyle kurban-kurtarıcı rollerine bürünmeyi, akıntıya kapılıp sürüklenmeyi, yön kaybını ve kaosu işaret eder. 9. ev uluslararası haberleşmeleri, yayıncılık, medya sektörü ve yöneticilerini, dini, dini temsil eden kişileri, hukuk ve yüksek öğrenim kurumlarını ve temsilcilerini, dış işlerini anlatır.

Bu iki bilgiyi birleştirirsek:

  • Ülke olarak din, inanç konuları konusunda sömürüye açık oluşumuz.
  • Medyanın yanlı haberlerine maruz kalışımız.
  • medya yöneticilerinin iktidarın güdümünde oluşu.
  • Dış ilişkilerdeki bağımlı tutumumuzu.
  • Hukuk sistemimizin boşluklarını.
  • Yüksek öğrenimin sistemsizliğini bizzat deneyimlemekteyiz.

Türkiye’nin astroloji haritası

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme
Türkiye’nin astroloji haritası

Türkiye’nin kuzey düğümü

Türkiye’nin kuzey düğümü ise Başak burcudur ve 3. evdedir. Başak burcu mevcut sistemdeki kusurları görüp düzeltmeyi ve çözümcül öneriler geliştirip bunları işlevsel hale getirmeyi anlatır. 3. ev basın yayın organlarını, kamuoyunun görüşünü, gazetecileri, yurt içi ulaşımı, haberciliği ve bilgiyi, bilgi dağıtım yöntemlerini ve komşu ülkeleri ifade eder.

Bu bilgileri birlikte yorumladığımızda:

  • Eğitim sistemimizin temelden alınıp sorunların çözülmesi.
  • Okuma-yazma oranının artması.
  • Kamuoyunun bilgiyi önemseyip.
  • Daha fazla gazete okuması.
  • Olan bitenden daha fazla haberdar olması.
  • Bilgi alma kanallarını sorgulaması.
  • Sistemi sorgulayıp daha etkin ve aktif bir şekilde rol alması.
  • Uzak ülkelerden medet ummak yerine.
  • Komşularımızla  gerçekçi, mantıklı, pratik çözümlerle iş birliği yapmaya yönelmemiz gerektiğini görüyoruz.

Türkiye’nin  güney düğüm yönetici gezegeni

Güney düğümü yani bizde var olan ama gölge yönüne meylettiğimiz yönlerimizi hangi alanda ve nasıl deneyimlediğimizle ilgili yönetici gezegenine de bakalım.

Güney düğüm Balık iki yöneticiye sahiptir. Jüpiter ve Neptün. Türkiye astroloji doğum haritasında Jüpiter Akrep burcunda ve 5. evde, Neptün Aslan burcunda ve 2. evdedir.

Jüpiter’in Akrep burcunda 5. evde yerleşiminin olumlu özelliklerine sahibiz ama gölgesine meylediyoruz.

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Akrep burcu alanı tutkuların vurgu kazandığı, şifa ve iyileştirmenin aynı zamanda dönüşüm, kriz ve yozlaşmanın olduğu alandır, cinsellik ve ölüm temasıyla da ilgilidir. 5. ev sanat ve eğlence merkezlerini, çocukları, cinsellikle ilgili konuları, sporu, spekülasyon ve kumarı, devlet okulları ve eğitim sistemini, borsayı da anlatır.

Jüpiter ise dünya astrolojisinde din, hukuk, yüksek öğrenim ve finans dünyasını, bu alandaki yöneticileri, ulusal veya bölgesel dinleri, dindarları, nüfuzlu kişileri, zenginleri, avukatları, burjuva sınıfını vb ifade eder.

Güney düğümü nasıl deneyimlediğimizi Jüpiter ile açıklarsak, yönettiği evleri de katmalıyız. Jüpiter 1,2,6 ve 10. evi yönetiyor. 1. ev halkı, halkın dünyadaki izlenimini, milli özelliklerimizi ve toplumu etkileyen felaketleri temsil eder, 2. ev ekonomi ve ulusal refahı, 6. ev, toplum sağlığını, devlet çalışanlarını, hizmet sektöründekileri ve 10. ev ülke yöneticilerini, ulusal saygınlığı vb ifade eder.

Bu bilgilerden türetirsek din, hukuk, eğitim alanındaki yozlaşmamızın sorumluluğunun yukarıdan aşağı indiğimizde, hükümetten, nüfuzlu kişilere, memurlardan, halka ait olduğunu söyleyebiliriz.

Dünyadaki izlenimimize gelirsek Jüpiter Akrep yerleşimi, inançlarda fanatizmi de anlatıyor. Akrep burcunun gerçekten her safhasını yaşıyoruz, ama sürüngen boyutta kalmaya meylediyoruz.

Jüpiter Akrep ülkemizdeki inanç zenginliğini ve bunun birleşimini de anlatıyor ama daha çok karanlık tarafını deneyimleyip, bizden farklı olanı ötekileştirmişiz.

Türkiye’nin yükselen burcu yöneticisi olan, halkı simgeleyen Ay İkizler burcunda 12. evde, bu biraz dedikoducu yönümüzü ve zayıf yerleşimiyle basiretsizliğimizi de anlatıyor.

Yükselen burcumuzdaki Pluton ve yükselenin yücelme yöneticisi Jüpiter’in Akrep burcu yerleşimi de halka dair göstergeler; hem tehlike karşısında birleşme gücümüzü, hem mafya dizilerinin neden bu kadar izlendiğini, hem de kavgalarda mesela ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun, sen kimsin?’ ifadelerinin alt metnindeki manipülatif tarafımızı açıklıyor.

Akrep stelyumlu bir ülke olarak dönüşebilmemiz için karanlık yönlerimizi toplumsal ve bireysel olarak kabul etmemiz, aydınlatmamız gerekiyor.

Ölümü, krizi en çok deneyimlediğimiz alan olan Akrep evimiz, çocukların, sanatçıların spekülatif ölümlerini, din kurumlarındaki cinsel istismarı ve bu istismarın evliliğe dönüşüm yolu olan gündemimizi anlatıyor. Natal haritada bunu vaadeden gezegen yerleşimlerinden birinin güneydüğüm yani kayıp verdiğimiz alanın yöneticisi olması ilginç.

Jüpiter aynı zamanda 2. evi, ekonomiyi de yönetiyor.

Rant sağlama meylimizi, rüşvetçiliğimizi Akrep gibi gizliden, el altından, karanlık yollardan çözümler bulmayı tercih edişimizi anlatıyor. Güney düğüm Balık’ın diğer yöneticisi Neptün’e bakarsak, Aslan burcunda 2. evde özet olarak, para ile ilgili sahtekarlık ve dolandırıcılıklar, yasa dışı işler, inanç, hukuk, medya, eğitim alanındaki (9. ev güneydüğüm) kayıplarımızı açıklar nitelikte.

Kuzey düğüm Başak’ın yöneticisi ise gitmemiz gereken yönde nasıl bir yol izleyeceğimize dair ipucu veriyor.

Merkür Terazi’de ve 5. evde. Merkür aydın kesimi, laik ve eğitimli kişileri, çocukları, ergenleri vb temsil eder. Terazi doğası gereği denge ve eşitliği, hukuk ve adaleti, iş birliğini, sanatı vb ifade eder. Atatürk’ün bu ülkeyi neden çocuklara emanet ettiğini de açıklıyor.

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme

Avantaj sağlayacağımız noktalar anlamında laik politikalar, iş birliği ve hoşgörü üzerine kurulu bir sistem oluşturulmalı. Burada aydın kesime, eğitimli kişilere çok iş düşüyor. Cahil çoğunluğa hoşgörülü olup, onlarda açılan tüm yaraların kapatılması lazım.

Kro dediğimiz, kıyafetleriyle, diliyle dalga geçtiğimiz, aşağıladığımız, hayatta bizden çok daha kötü koşullara sahip kesimin mücadelesini görmezden geldiğimiz, inancıyla alay ettiğimiz, kendilerine karşı ciddi boyutta acımasız olup, yok saydığımız bir çoğunluk, nüfusumuzun genelini oluşturuyor ve arabesk kültür, kurban bilinci sadece onlara ait değil, biz de minimum pop şarkılarında bunu deneyimlemekteyiz.

Geçende sosyal medyada benim de katıldığım bir iyilik hareketi oldu, bunun gerçekten bir fark yaratabilmesi için bizimle aynı koşullara sahip olmayan birinin yüreğine değmesi gerekiyor kanımca.

Haritamıza birazcık daha açıklık getirebilmek adına gezegen yerleşimlerinin sadece genel anlamları üzerinden bile önemli bilgiler alabiliriz.

Güneş, bireysel haritalarda bilinçli yönlerimizi ve şimdiyi anlatır

Ay ise bilindışı yönlerimizi ve geçmişi anlatır. Güneş Akrep burcunda 5. evde. Halkı anlatan gezegenlerden biri de Akrep burcunun yöneticisi Pluton. Bu nedenle bilinçli olarak dönüşüme açık olmalıyız, biz daha çok ölüm deneyimleyip, kayıpların yasını tutup, öfke, kin duyguları gütme boyutunda kalıp, psikolojik ölümler yaşamayı tercih ediyoruz. Dönüşümde bir tıkanıklık var, bir şeylerin daha iyiye gitmesi için yüzleşme yaşanıp, Akrep gibi dedektiflik yaparcasına incelemeliyiz gölgelerimizi ve kökten çözmeli, arınmalıyız.

Dünya astrolojisinde kralı, yöneticileri, sözü geçen kişileri temsil eden Güneş’i Türkiye’nin doğum haritasında Akrep burcundaki yerleşimiyle daha önce bu topraklarda Ulu Önder Atatürk ile bu bahsettiğim arınma ve dönüşümü yaşamıştı. Yine O’nun gibi bir kurtarıcıyı beklemek yerine, halk olarak yönetim biçimimizle, gündemle, birbirimizle daha derinden ilgilenip, bağ kurup birleşmeliyiz ki; demokrasinin hakkını verelim. Biz, daha çok şehit olmayı, güney düğüm Balık tarafını tercih ediyoruz.

Ay’a çeşitli yerlerde değindik. Güneydüğüm Satürn gibi azaltır ve geçmişi anlatır, Kuzeydüğüm Jüpiter gibi artırır ve geleceği anlatır. Aynı zamanda karmik bir gösterge olan Satürn, Terazi yerleşimi ile karşıtlıkları uzlaştırma, eşitlik ve adaleti sağlama ve öteki insan bilincini geliştirme konularında gecikme yaşanacağına, bu alandaki denge arayışındaki zorluğa işaret eder.


Balık ve Terazi’nin ortak özelliği fazla uzlaşmacı, fazla fedakar olmasıdır. Görev icabı yapılan her hoşgörü hareketi bir süre sonra daha kötü sonuçlar verdi Türkiye’mize. İçimizdeki sevgi ve iş birliği duygusunun eksikliğinden korkuyoruz gerçekten de.

Satürn dünya astrolojisinde halkın acısı ve düş kırıklıklarını, dindar kesimi ve otoriteyi de ifade eder. Bu topraklarda tarih boyunca inanç farklılıkları nedeniyle çok acılar çekildi ama barışçıl dönemler de yaşandı.

Jüpiter’in bulunduğu alan genişleyeceğimiz alanı gösterir

Akrep’in olumlu özelliklerini geliştirmek bu anlamda bir çözümdür. Jüpiter Akrep yerleşimi de toplumun dışladıklarının ıslahı için çalışabildiğimizde, gölge yönümüz olan güç arzumuz, öfke ve cinsellik gibi dürtülerimizdeki aşırılıkları kabul edip, kendimize hakim olduğumuzda çözüm sağlar.

Bu dürtülerin aşırılığının sebebi de aslında dinin, inançların kişisel çıkarlara, din adamlarının zaaflarına alet edilmesiyle ilgili değil midir?

Ayrıca hukukta yasalar güç arzusundan arındırılmalıdır. Yüzeyselleştirilmeye çalışılan yüksek öğrenim derinleştirilmelidir.

Sevgili Hocam Öner Döşer’in dünyanın finans ve politik geleceği ile öngörülerini paylaştığı seminerinde, Türkiye’nin yakın bir gelecekte dünyada birleştirici bir misyon üstleneceğini öğrendim.

Kuzey düğümümüzün yöneticisi Merkür’ün Terazi burcundaki yerleşimi ile ne kadar tutarlı, öyle değil mi?

Merkür Terazi burcunda, hoşgörülü, ılımlı, uzlaştırıcı iletişimde öncü olmak demektir. Türkiye’nin haritasında yükselen derecesi Alhena ve Hamal sabit yıldızlarıyla kavuşmaktadır. Alhena bizim halk olarak önemli bir misyonumuz olduğunu, Hamal azimli yapımızı, yükselendeki Pluton ile kavuşan Sirius yıldızı sıradan eylemlerimizin bile yankı uyandırma etkisi olduğunu anlatıyor.

Karma kelimesi son zamanlarda çokça karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin acaba nasıl bir karması var? Bu ülkede yaşamış insanlar ve bu topraklarda yaşananlar bizi hala etkiliyor olabilir mi?

Bu kısmı aklını sağlam tutmaya çalışan bir vatandaşın, yaşadığı ülkenin zor zamanlarını, astrolojik açıdan anlama çabası olarak değerlendirin, karma konusu leb-i derya ve ben çok başındayım.

Astroloji:Türkiye'nin karması üzerine bir deneme
Ay, karmik göstergelerden biridir.

Karmada Ay düğümlerinin değişken burçlarda oluşu buna benzer bir sınavı daha önceki bir karmada başaramayıp, tekrar ettiğimizi anlatıyor.

Ay’a bakarsak karma evlerinden biri olan 12. evde İkizler burcunda, hava elementi en zor karmaları anlatır. Ay aidiyet duygusunu da anlatır ya, göçebe bir toplumuz ve bu duygumuzu zayıflatan zorlu karmalar yaşamış olabiliriz.

İkizler yerleşimi nedeniyle bilginin yozlaştırmasıyla ilgili bir karmamız olabilir

Ay’ın en son kavuşum yaptığı gezegen Uranüs ile, artık nasıl tanımlıyorsanız, yüksek bilinç, Tanrı, evren ile kendisi arasında aracı olmasına karşı çıkmak demektir. Dinin zamana uygun olarak revize edilmesi, sahip olduğumuz inanç zenginliğini özgürce yaşayabilmeyi başarmamız gerekiyor, bu konuda karmamız eskiye ait. Hava elementi karmalarında Uranüs ve Kova burcunun bulunduğu eve de bakılır, hepsi 9. evi en temelde din ve inanç ile ilgili konuları işaret ediyor, Kova burcunun doğal evi olan 11. evde Koç burcunda bulunan Kiron belki de bu konuda yasalardaki yetersizliğimizi anlatıyor.

Uranüs Balık burcunda retro

Uranüs, komünizm, sosyalizm ve sol görüş ile de ilgilidir dünya astrolojisinde, geçmişte yaşanılanları düşünürsek, bu konuda da zorlu bir karmamız olabilir. Bilimsel keşiflerle de ilgilidir, güneydüğüm ile kavuşması örneğin bor ve toryum madeni ile ilgili çalışmalar yapan bilim adamlarımızın uçak kazasını, bilim adamlarımızı dışarıya ihraç ederek kaybedişimizi, bilimsel gelişmelerdeki geriliğimize, depreme kurban oluşumuza, 6. evi yönetmesiyle çokça şehit vermemize dair karmalarımız olduğunu anlatır.

Ay’ın 12. evdeki İkizler yerleşimi ile birleştirirsek, belki daha önceki bir karmada bilimsel keşifler de çok ileri bir toplumduk ama buluşlarımızı kötüye kullandık ya da böyle bir duruma maruz kaldık. Aynı şekilde Balık burcundaki yerleşimi sahte spiritüelliklerin, dini kurumların etkisi altında olduğumuz bir karma da söz konusu olabilir. Imsıragic kitabında, hava elementi karmasının önceden tasarlanmış suçlarla ilgili olduğunu belirtiyor. Daha farklı bir seçeneğimiz olduğu halde hata yapmayı tercih ettiğimiz için şu an bu bedelleri ödüyoruz.

Ay’ın önündeki kavuşum açısı yaptığı Pluton da retro oluşuyla da karmaya dair bilgiler içeriyor.

Retro gezegenler ikmale kaldığımız konuları anlatır. Pluton 5. evi yönetiyor. Toplum olarak şiddet, tecavüz, güç elde etmek adına acımasızlıklara maruz kalmamız,  öncü bir burç olan Yengeç’in yükselende halkı temsil etmesi nedeniyle bu enkarnasyonda bunu yaşadığımızı ve inisiyatif almamız gerektiğini anlatır.

Pluton ve Uranüs gibi Satürn ötesi planetlerin enerjilerini çözebilmek için giriş kapısı Satürn’ün görevini yerine getirip, onu aşmak gerekiyor. Satürn’e yukarıda değindik. Kiron da bu kapının anahtarı gibidir. Kiron’un 11. evde Koç burcundaki yerleşimi, ateş elementinin hiç olmayışıyla ne kadar da örtüşüyor. Bu yerleşim, ülke olarak kendimize yetmeyi, liderlik becerilerimizi ve öncü özelliklerimizi parlemontada, mecliste, yasama organlarımızda ve bilhassa teknoloji ve icatlar konusunda tam olarak gösteremediğimizi ifade ediyor.

8. ev, 12. ve 4. ev karmanın evleridir. Sonlanmayı anlatırlar. Bu evlerin ikisinin ülkemizin haritasında toprak burcunda olması, göçebe bir toplumun yerleşik hayata geçmesini, özellikle oğlak burcundan başlaması, sistem kurma, istikrarı sağlama, somutlaştırma enerjisindeki zorlanmayı, öncü nitelikte olması sebebiyle bu enkarnasyonumuzda yaşadığımızı anlatır.

Belki beton sevdamız, şehirleşme kültüründen yoksun oluşumuz da bununla ilgilidir ve bu konuda inisiyatif almamız gerektiğine işaret eder.

İlginç bir şekilde bu evlerin ikisinin toprak olması, toprak elementimizin hiç olmamasıyla da örtüşerek daha da mantıklı hale geliyor. 12. evi kesen İkizler burcu bilgi hırsızlığı, bilgi kirliliği, bilginin yozlaştırılmasını, 4. evi kesen Başak burcu yerleşimdeki alt yapı yetersizliklerimiz sonucu yaşadığımız depremler, maden facialarında uğradığımız kayıpları ve İkizler ve Başak burçları değişken nitelikte olduğundan bu konulardaki eski karmalarımızı anlatır.

Haritamızda su evlerini de inceleyecek olursak, 1, 5 ve 10. ev alanlarında, 1. ev için toplumu etkileyen felaket, kaza, yangın deneyimlerimize, genel refahımızı sağlamakta zorluk çekmemize sebep olan karmalara işaret eder.

Yükselenimiz Yengeç burcu gölge yönüyle belki ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ , ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığıyla hareket ederek pasif kalarak Oğlak doğası gibi sistemleşemediğimizi de gösterir.

Ekonomimizi yönetirken de muhafazakar tavrımızı Yengeç burcundan anlayabiliriz, öncü burç olması sebebiyle bu enkarnasyonumuzun konusunu anlatır. 5. evde sabit bir burç olan Akrep evindeki stelyumumuz daha da karma yarattığımızı anlatıyor. Balık evi ise değişken burç olarak yöneticilerimize karşı kurban-kurtarıcı rollerinde olduğumuz eski karmaların olasılığını gösterir.

Kuzeydüğüm Başak’a geri dönecek olursak ülke olarak hala ay düğümleri transitinde olduğumuzu da göz önünde bulundurup bireysel olarak bu süreçte neler yapabiliriz, bu ülkeyi nasıl daha iyi hale getirebiliriz, buna dair ipuçlarını Başak doğasında bulabiliriz.

Başak burcu Merkür’ün iyileştirme özelliklerini almıştır. Her zaman sağlık ve iyileşme ile ilgilenir. Bedenin üzerinde bir zeka olduğuna inanır. Bu zorlu günlerde bireysel olarak bütüncül bir iyileşme kampına girmeliyiz. Başaklar zihin-beden-ruh dengesini önemserler, bedenleriyle (doğru beslenerek, egzersiz yaparak), beyinleriyle (okuyarak), ruhlarıyla (dua ederek, meditasyon yaparak) ilgilenirler. 

Balık-Başak ekseninde en önemli ayırım, Balık şikayet ederek sorunun içinde kurban olmayı tercih ederken, Başak hataları tespit edip somut çözümler arar ve uygular.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu özellikleri 3. evde bilgi edinme, okuma, düşünme, temel eğitim, medya konularında geliştirmeliyiz.

Bu zorlu günlerde ne yapabileceğimize dair kendime yazdığım notlarda, umarım size de sorgulamanın, bilmenin rahatlatıcı tarafını bir nebze hissettirebilmişimdir.

Süslü olsun gökyüzünüz.


Kaynakça: Dünya Astrolojisi Türkiye, Öner Döşer; The Four Gates of Karma, Aleksandar Imsiragic; Astroloji, Karma & Dönüşüm, Stephen Arroyo; Astroart Astroloji Okulu Karma Dersi Notları, Yeşne Karaca İren

Astroloji: Yay burcundaki Yeni Ay tüm burçları nasıl etkileyecek?

Astrofun Fest: Dünyanın ve Türkiye’nin ilk Astroloji festivali


Sibel Tosun
5 Nisan 1979 Bursa doğumluyum. Astrolojiye ilgim ortaokuldan beri popüler düzeyde vardı, ne zaman ki 2012 yılında bir arkadaşımdan astrolojik danışmanlık aldım, o zaman gökyüzünün hayatımdaki yansımasına, anlayamadıklarımı aydınlatmasına hayranlıkla tanık oldum ve eğitimini almaya karar verdim. 2012'den bu yana AstroArt Astroloji Okulu'nda Sevgili Hocam Öner Döşer'den eğitim alıp geçtiğimiz yaz başarıyla mezun oldum ve Uluslararası Profesyonel Astrologlar Derneği (APAI) üyeliğine hak kazandım. Üniversiteyi Eskişehir'de okudum. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema - Televizyon bölümü mezunuyum. Televizyon programcılığı, reklam ajansında müşteri temsilciliği, sosyal medya yöneticiliği gibi medya sektörü ağırlıklı işlerde görev aldım. Şimdi ise özgürce ve severek yaptığım astroloji danışmanlığıyla her danışmanlıkta gökyüzünün ve yeryüzünün eşzamanlılığına şahit olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 2011 yılından beri reiki, nefes, mandala, sema, radyestezi gibi çeşitli şifa çalışmalarının atölyelerine, eğitimlerine katıldım. En çok Access'i sevdim, Access danışmanlığı da yapmaktayım. Astrolojinin rehberliğini ve Access'te soruların gücünü kullanarak hayatımda büyük farklar yarattım. Astroloji ile ilgili önemli gökyüzü olaylarını renkli bir dille yazmaya çalışacağım.