Unutkanlık hangi durumda hastalık habercisi?

Günümüzde çok konuşulan ve nedenleri hala araştırılan hastalıklardan biri Alzheimer. Çoğu zaman ise unutkanlık ile karıştırılabiliyor.

Unutkanlık hangi durumda hastalık habercisi?

Peki unutkanlık hangi durumda hastalık habercisi? Öğrenmek kadar unutmanın doğal bir şey olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ’a göre, zihinde yeni bilgilerin öğrenilmesine ek kapasite sağlamak için ‘sağlıklı unutmak’ gerekiyor. Bir insan unuttuğu ölçüde öğrenebiliyorsa bu hastalık habercisi değil!

Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı, NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, “sağlıklı unutma” ile Alzheimer arasında önemli ayrımlar bulunduğunu söyledi.


Sağlıklı unutma ek kapasite yaratır

 

“Unutkanlık; bir insanın hayatı içinde belki de milyonlarca kez yaşayıp üzerinde durmadığı, zaman zaman espri konusu olarak ya da o kişinin kişilik yapısının bir parçası olarak anılan doğal bir işlev ya da özellik olabildiği gibi ilerleyici bir beyin hastalığının başlangıç belirtisi de olabilir” diyen Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, unutmanın yeni bilgilerin öğrenilmesi için gerekli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Unutmayan insan yoktur ve olamaz. Çünkü bir insan yaşam süresi içinde başına gelen olumsuz şeyleri unutarak hayatını sürdürebilir ve yeni olayları öğrenebilir. Beynin işlemesi açısından öğrenmek ne denli doğal bir şeyse unutmak da o denli doğal bir şeydir. Sağlıklı unutma diyebileceğimiz bu tür unutma zihinde yeni bilgilerin öğrenilmesi için ek bir kapasite yaratır. Yine bu tür sağlıklı unutma sayesinde insanlar olumsuzlukların üzerinde fazla durmadan ilişkilerini sürdürebilirler. Başka insanların unuttuğunu gören bir insan hem kendine hem de başkalarına daha insaflı yaklaşabilir. Bir insan unuttuğu ölçüde öğrenebiliyorsa bu bir hastalık habercisi olamaz.”

Her demans Alzheimer değildir ama her Alzheimer bir demanstır

Alzheimer hastalığının unutkanlık ve yeni olayları öğrenememeyle başlayan, davranış değişikliği yapan ve gündelik hayatı etkileyen ilerleyici bir beyin hastalığı olduğunu kaydeden Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Demans, aralarında Alzheimer hastalığının da bulunduğu çok çeşitli hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan ilerleyici zihin yetmezliğidir. Her demans Alzheimer değildir ama her Alzheimer bir demanstır. Demansların çeşitleri vardır. Damar hastalılarına bağlı damarsal demans, travmalara bağlı travmatik demans, genetik hastalıklar sonucu ortaya çıkan davranışsal demans, Parkinson hastalığına bağlı demans, AIDS hastalığına bağlı demans demansların bazı türleridir” diye konuştu.

Alzheimer yeni olayları öğrenme potansiyelini azaltır

Toplumun geniş bir kesiminde en basit unutkanlığın Alzheimer olmakla açıklandığını, bunun son derece yanlış bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Tanrıdağ, Alzheimer hastalığının belirtilerini şöyle sıraladı:

“En basit unutkanlığı Alzheimer başlangıcı olarak kabul eden insanlar genellikle pesimist, depresif ve obsesif insanlardır. Bir unutkanlığın Alzheimer unutkanlığı olabilmesi için bu unutkanlığın kişinin şahsi, ailevi ve mesleki yaşamında sürekli anlamda bir olumsuzluğa neden olması gerekir. Ayrıca Alzheimer hastalığı 50 yaşın üzerinde ortaya çıkan bir hastalıktır ve diğer yaş gruplarındaki unutkanlıklar başka nedenlere bağlı olabilir. Depresyon bu nedenlerden biridir. Ayrıca tiroid hastalıkları, kronik kansızlık, vitamin eksiklikleri unutkanlığa neden olabilir. Alzheimer hastalığının en erken belirtisi, kişinin yeni olayları öğrenme potansiyelinin azalması, aynı konu üzerinde tekrarlayıcı sorular sorma ve sorduğunu kabul etmemektir. Bazen evin içindeki odaların ve dış mekânların karıştırılması da başlangıç belirtisi olabilir.”


Bu unutkanlıklar tehlikeli olabilir

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, kişinin önem vermeden öğrendiği ve onu heyecanlandırmayan şeylerin unutulmasının doğal olduğunu belirterek “Bir toplantıda tanıştığı ve ilgisini çekmeyen insanların isimleri kişi tarafından doğal biçimde unutulabilir. Bu, sağlıklı unutma sayılabilir. Ancak kişinin uzun zamandır arabasını park ettiği yeri unutması, yakınlarının isimlerini unutması ve yakınlarının yakınlık biçimlerini unutması, oğlunu babası gibi, kızını annesi gibi kabul etmeye başlaması, yıllarca gidip geldiği mekânların isimlerini ve yerleşimlerini unutması tehlikelidir” uyarısında bulundu.

Alzheimer’in üç belirtisi

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığının en tipik üç belirtisini şöyle sıraladı:

“Yeni yaşanmış olayların unutulması, sürekli tekrar tekrar aynı soruların sorulması ve kişinin bunların farkında olmaması tipik sayılabilir.”

Zihin check-up’ı ile anlaşılıyor

Basit unutkanlıkta unutulan şeyin çabucak hatırlandığını ve unutkanlığın kişinin hayatında sorun çıkarmadığını belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığı ile basit unutkanlığın ayrılmasında sadece doktor gözlemi ve hastayla konuşmanın yeterli olmadığını söyledi. Prof. Dr. Tanrıdağ, “Bu tür yaklaşımlarda doktor da kolaylıkla yanılabilir. Unutkanlık nedeniyle doktora başvurmuş kişilere zihin check-up’ı yapılabilir. Bu check-up’ta sadece hafıza değil, aynı zamanda dikkat, yönelim, problem çözme ve karar verme testleri de uygulanmalıdır” diye konuştu.

50 yaşından itibaren beyin check-up’ı yaptırın

Gençlik yıllarından itibaren çok unutan bir kişinin ailesinde Alzheimer vakaları varsa bu kişilerin 50 yaşından itibaren düzenli beyin check-up’ına girmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Tanrıdağ, bu check-up’ın özelliğinin yapısal ve işlevsel beyin ve zihin testleri olduğunu ifade etti.

Mutlu olmaya çalışmak beyni rahatlatır

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, basit unutkanlıklara karşı alınabilecek önlemleri de şöyle sıraladı:


“Olayların olumsuz yönleri üzerinde durmamak ve mutlu olmaya çalışmak beyni rahatlatır ve normal çalışmasını sağlar. Yaşlandıkça 50-60 yaşlarından itibaren düzenli kontrollara gitmek önemli olabilir.”

Alzheimer hastalığından korunmak için beslenmeli önerileri


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.