Vodafone Arena İstanbul Boğazı’nın kıyısına dikilmiş bir futbol anıtı sanki… Görkemli, gösterişli, yepyeni, estetik… Ama, tribünlerdeki kültürsüzlük bu stadyuma hiç yakışmıyor.
BJK Vodafone Arena
BJK Vodafone Arena, 41.903 seyirci kapasitesi ile 10 Nisan 2016 tarihinde açıldı. Tribünlerin göz alıcı bir görünümü var. İki katlı, futbol sahasının tamamını çevreliyor, üstü kapalı, 90 derece görüş açısına sahip. Stadyumun altyapısı teknolojik açıdan gelişmiş sistemler ile donanmış. Türk sporunu gururlandıran, dünyaca ünlü kulübümüz Beşiktaş’a yakışan, Boğaz manzarasını renklendiren çok güzel bir yapı olarak göze çarpıyor.
Beşiktaş seyircisi Vodafone Arena’ya kavuşabilmek için tam üç yıl bekledi. Açılış; 11 Nisan 2016 tarihinde, Beşiktaş ile Bursaspor arasında oynanan ve Siyah Beyazlılar’ın 3-2 galibiyetiyle sonuçlanan maç ile yapıldı. Kara Kartal’ın boğazın semalarına geri dönüşü coşkuyla kutlandı. Beşiktaş’ın tarihine yönetimsel bir başarı ve finansal bir milat olarak geçti, kulübün sportif saygınlığını arttırdı.
Eskiden taraftarların vefa duyguları tribünlerde çekilen cefa ile ölçülürdü
Futbolseverler dost muhabbetlerinde maç anılarını anlatmaya bayılırlar. Deneyimli, otuz yaşın üstündeki taraftarlar için maçtan bir gün önce stadyumun kapısında uyumak, maç sabahı kuyruğa girmek, bir gün boyunca tribünlerde maçın başlamasını beklemek, tek ayak üstünde dikilerek maç seyretmek, merdivenlerde oturmak futbol sevgisi ve taraftarlık coşkusuyla dolu, unutulmaz anılardır.
1990’lı yılların başında endüstrileşmeye başlayan dünya futbolu, ülkemizde de yapısal ve yönetimsel gelişmelerin gerçekleşmesini sağladı. Eski stadyumlarımız yıkıldı, yerlerine mimari ve teknolojik açıdan çağcıl yapılar inşa edildi. Bugün Vodafone Arena’da maçın başlamasına bir dakika kala stadyuma girebiliyorsunuz. Merdivenler boş, koltuğunuz rahat ve size ait, sıkışıklık yok.
Tribünlerdeki tablo hala çağdışı…
Vodafone Arena, son derece etkileyici bir yapıya sahip olsa da tribünleri çağdaş futbolun ölçünlerinden oldukça uzakta görünüyor. Hangi tribünde oturursanız oturun, maçı ayakta seyrediyorsunuz. Zira, seyircilerin bir bölümü oturarak maç seyretmeyi reddettikleri için sürekli ayakta duruyorlar.
Bunun sonucu olarak oturarak maç seyredenlerin görüşü kapanıyor, istese de istemese de herkes maçı ayakta izlemek zorunda kalıyor. Tezahüratlar her zamanki gibi küfür ve hakaret dolu. Maçtan önce ve devre arasında kulaklarınızı rahatsız edecek kadar yüksek düzeyde bir müzik yayını var. Şu bir gerçek ki çağdaş bir stadyum içerisinde, çağdaş dünyanın dışında kalan tribünler Beşiktaş’ın şanına yakışmıyor.
Çağdaş ülkelerde futbol tribünleri ailelerin veya çiftlerin beraber zaman geçirdikleri sosyal etkinlik yerleridir. Tezahüratlar takımlara coşku verir, oyunun seyriyle bağlantılı ve ölçülüdür. Küfür ve hakaret edilmez. Seyirciler oturarak maç seyrederler, sık sık alkışlarlar. Gol kutlamaları sırasında ayağa kalkılır, kutlama sona erdikten sonra yeniden oturulur. Müzik yayını herkesin duyabileceği kadar ölçülü bir düzeydedir.
Aziz Yıldırım oturarak maç seyretme alışkanlığını tribün kültürü durumuna getirdi
Şükrü Saraçoğlu Stadyumu ilk açıldığı yıllarda Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım çağdaş bir tribün kültürü oluşturmak için ciddi bir mücadele verdi. Oturarak maç seyretmenin bir zorunluluk olduğuna ilişkin ısrarlı konuşmalar yaptı, ikna edici uygulamalara başvurdu, zaman zaman tribünlere bizzat inerek müdahalelerde bulundu, küfürlü tezahürata karşı mücadele etti.
Bugün Sarı Lacivertli tribünlere baktığımızda ne yazık ki küfür ve hakaret dolu tezahüratların sürdürüldüğünü görsek de oturarak maç seyretme alışkanlığının kazanıldığını görmekteyiz. Bu durum, kararlılıkla mücadele edildiği takdirde belli kazanımlar sağlandığına ilişkin canlı bir örnektir.
Beşiktaş yönetimi Vodafone Arena tribünlerini çağdaşlaştırmayı özgörevi olarak görmelidir.
Şekil düzencesi ve dış görünüm üzerine odaklanan spor dünyamız, futbolun endüstrileşmesini sağlayan çağdaş altyapıya hiç bakmaksızın ilerlemeyi sürdürüyor. Ülkemizin genelinde birçok alanda gördüğümüz çarpık gelişme spor dünyamızda da rastlanan acı bir gerçektir.
Dünyanın en güzel stadyumlarından birini inşa etmeyi başaran Beşiktaş yönetimi çağdaş bir tribün kültürü oluşturmayı da vazgeçilmez bir hedef olarak görmelidir. Aksi takdirde bilinçli ve uygar seyirciler yitirilir, Vodafone Arena’nın çağcıl olanaklar ile donanmış tribünleri çağdışı bir seyirci dokusu tarafından işgal edilir. Tribünler futbolun temel taşlarından birisidir.
Tribünlerimizi çağdaş bir yapıya kavuşturamazsak çağdaş futbol dünyasının dışına itilmemiz kaçınılmaz bir sondur.