Deniz Baykal’dan mecliste tarihi konuşma

Anayasa değişikliği için TBMM’deki görüşmeler başladı ve kürsüye ilk olarak CHP eski Genel Başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal çıktı. Baykal, anayasa değişikliğine ilişkin “Bu proje muhalefete değil AKP iktidarına karşıdır. Tasarı Meclis’te reddedilirse Türkiye’nin önünde ufkunun açılacağına inanıyorum. Bu tasarı geçerse Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak” ifadelerini kullandı.

Deniz Baykal'dan mecliste tarihi konuşma

Deniz Baykal’ın konuşmasının videosu için tıklayın

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin İstiklal Madalyası’yla onurlandırılmış bir İstiklal gazisinin oğlu olarak, babamın helalliğini kazanabilmek için burada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum” dedi.


Meclis Genel Kurulu’nda anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler yapılıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Baykal’ın konuşmasını Genel Kurul’dan izledi. MHP lideri Devlet Bahçeli de Baykal’ı dinledi.

Deniz Baykal'dan mecliste tarihi konuşma

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, anayasa değişikliği teklifinin görüşülmeye başlandığı TBMM Genel Kurulu’nda kendi grubu adına konuşmak üzere söz aldı.

“Türkiye’ye sahip çıkmak için geldim”

Teklifin tümü üzerinde konuşan Baykal, anayasa değişikliğinin görüşüldüğünü hatırlatarak bunun tarihi bir toplantı olduğunu vurguladı.

Deniz Baykal, “Buraya kimseyi suçlamak ya da karalamak için gelmedim. Günlük siyaset yapmak için gelmedim, Türkiye’ye sahip çıkmak için buraya geldim. Evet buna ihtiyaç var. Bu sana mı düşer derseniz hepimize düşer, evet bana da düşer. Buraya seçilerek gelmiş siz milletvekilleri gibi ben de bütün siyasi ömrümü bu kutsal çatı altında geçirmiş biri olarak milletime karşı bu noktada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Ayrıca TBMM’nin İstiklal madalyası ile onurlandırılmış bir gazinin oğlu olarak babamın helalliğini kazanabilmek için burada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Bir daha böyle şans hiçbirimiz için olmayacaktır.

Türkiye’mizin tarihle ve gelecekle hesaplaşmasında oyumuzla, duruşumuzla bir rol oynayacağımız bir görev anının, bir sorumluluk ortamının içindeyiz. Ne yazık ki böyle bir tarihî karar anına bizi taşıyan, müellifi bilinmeyen ama daha içeriği belli değilken boş kağıt imzalatılarak önümüze getirilen bir projedir.” diye konuştu.

“Sipariş projedir”

Bu projenin müellifi belli değildir ama arkasındaki siyasi irade bellidir. Bu proje alelacele, telaşla hazırlanmış, hukuki ve siyasal olgunlaşmaktan uzak bir sipariş projedir.

“Millet egemenliğinin yerine şahıs hegemonyasını ikame edecek”

Milletin egemenliği ve Meclisin üstünlüğü anlayışını temel alan bir asırlık siyasi geleneğimizi tahrip edecek, millî siyasi kültürümüzü çökertecek, millet egemenliğinin yerine şahıs hegemonyasını ikame edecek bu tasarı bugün önümüzde duruyor.


Bu tasarıyı ele almadan önce dikkatinizi çekmek istediğim 3 nokta var. Birisi, bu tasarıdan Türk Halkının haberi yok. Anayasa’mızın, devletimizin en temel dayanaklarıyla oynayan böyle bir tasarıdan milletin haberi olmadan, alelacele komisyonlarda, Genel Kurul’da bu tasarıyı görüşme durumunda kalıyoruz.”

“Bu işin içinde bir çapanoğlu var demektir”

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “Milletvekillerini boş kağıda imzalattırıp milletin anlayıp öğrenmesine fırsat vermeden Anayasayı değiştiremezsiniz, Cumhuriyeti tahrip edemezsiniz. Bu işler böyle olmaz. Eğer oldurmaya çalışıyorsanız bu işin içinde bir çapanoğlu var demektir” dedi.

“Gümrükten mal mı kaçırıyorsunuz?”

Gümrükten mal mı kaçırıyorsunuz? Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz. Kimsenin haberi yok. Bu ortamda OHAL rejimi adı altında bu Anayasa değişikliğini, referandum yapma düşüncesini nasıl oluyor da aklınızdan geçirebiliyorsunuz diye sormak için söylüyorum? Millet can derdinde birileri et derdinde.

“Ayıplı malını pazarlamaya çalışan kurnaz bir tüccarı hatırlatıyor”

Bu bana kargaşa ortamında ayıplı malını pazarlamaya çalışan kurnaz bir tüccarı hatırlatıyor. Bu tasarı milli egemenlik anlayışını tahrip edecektir. Milli egemenlik ortadan kaldırılacaktır. Bu kadar köklü bir Anayasa değişikliğini zorlayarak geçirmeye çalışmak yapılabilecek en büyük hatadır. Bir telaş var. Bir acele var. Bu parti devletini oluşturmak demek. Nereye gidiyorsunuz arkadaşlar? Cumhurbaşkanının Meclis’i tek başına gerekçesiz fesih yetkisine sahiptir. Esad sahip değildir. Esad Meclis’i gerekçesiz fesih edemez. Güvenoyu yok. Cumhurbaşkanı hiç kimseden güvenoyu almadan kabine kuracak.”

‘‘Biz, 1923’te millet egemenliğini Topkapı Sarayı’ndan alıp TBMM’ye getirdik. Şimdi siz egemenliği çalıp Beştepe’ye kaçırıyorsunuz’’ -Deniz Baykal
Deniz Baykal’ın 9 Ocak 2017 tarihli Meclis konuşmasından.

“Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz”

Anayasa değişikliği teklifinin neler getirdiğinden milletin haberi olmadığını vurgulayan Baykal şöyle konuştu: “Böyle bir tarihi karar anına bizi taşıyan boş kağıt imzalatılarak önümüze getirilen bir projedir. Arkasındaki siyasi irade bellidir. Alelacele, telaşla hazırlanmış hukuki ve siyasal olgunlaşmaktan uzak bir sipariş projedir. Milli siyasi kültürümüze çökertecek millet egemenliği yerine şahıs hegemonyasını ikame edecek bu tasarı önümüzde duruyor. Bu tasarıdan Türk halkının haberi yok. Çözüm sürecinde akil heyeti milleti bilgilendiriyordu. Anayasa değişikliğini millete anlatmak için en küçük bir çaba sergiliyor musunuz? Bizim anlatmamıza niçin izin vermiyorsunuz? Meclis TV kapatılmış bunun bir izahı var mı? Gümrük’ten mal mı kaçırıyorsunuz? Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz.”

“Reddedilirse Türkiye’nin ufkunun açılacağına inanıyorum”

Deniz Baykal, anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda siyasi parti başkanı olacağını kaydederek şöyle devam etti: “OHAL’de anayasa değiştirmek mümkün değildir. Dışarıda OHAL, Meclis’te sıkıyönetim. BU tasarı milletin, meclisin üstünlüğünü ortadan kaldıracaktır. Milli egemenlik ortadan kaldırılacaktır. Bu Meclis’in arkasında millet, milli irade var. Herhangi bir demokratik ülkede bunun bir benzeri var mı? Böyle bir ortamda bu kadar köklü bir anayasa değişikliği zorlayarak geçirmeye çalışmak yapılabilecek en büyük yanlış ve hatadır.

Getirilen cumhurbaşkanı iktidar partisinin de genel başkanı olacak. Bir siyasi parti genel başkanına Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini belirleme hakkı verilebilir mi? Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini yapacak? Ne bu samimiyetsizlik? Parti başkanı tarafsızlık yemini edecek. Anayasayı değiştirme yetkisini veriyoruz farkında mısınız arkadaşlar? Gensoru, güvenoyu, meclis soruşturması yok. Türkiye’nin sorunu anayasa sorunu değil.


Bu tasarı geçerse Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Böyle bir tablo içinde bizim dikkat etmemiz gereken konu sorumluluğumuzun ne kadar yüksek olduğudur. Bu büyük yanlışı önleyebilecek organ TBMM’dir. TBMM tarihine ve sorumluluk duygusuna yakışan şekilde bu proje karşısında bu yanlıştır diyebilmelidir. Buna ihtiyaç var. Bu proje muhalefete değil AKP iktidarına karşıdır. Başbakanlığı ortadan kaldırıyor. Niye kaldırıyorsunuz? Buna izin vermeyelim. Yanlıştır. Tasarı reddedilirse mecliste, Türkiye’nin önünde ufkunun açılacağına inanıyorum. Türkiye ve siz rahatlayacaksınız.”

“Türk tipi başkanlık” TBMM Genel Kurulu’na geliyor

Muhalefetten Ak Parti’ye oy sahteciliği suçlaması


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.