Şiddet savunuluyor, adına fikir özgürlüğü mü deniyor?

Bu ülke ötekileştirmenin cezasını seneler boyu yaşadı ve şimdi yine yeniden insanlar ötekileştiriliyor, kamplaştırılıyor ve birileri bu ortamda çıkıp televizyonlarda, şiddeti övüyor. Sonra tüm bunlar fikir özgürlüğü sayılıyor öyle mi?

Şiddet savunuluyor adına fikir özgürlüğü mü deniyor?

Gözümüz kulağımız yine haberlerde. Gözümüz ekranın sol alt köşesinde en son 39 diye belirtilen ölü sayısında. Sürekli bir umut, daha fazla artmasın. Kafamızın bir köşesinde “Nasıl olur?” soruları. Bir yandan “Acaba bir arkadaşım da orada mıdır?” korkusu. Sonra belki farklı bir haber vardır diye dolaşırken karşına bir video çıkar. Bir kanal ve o kanalda tartışılan Reina saldırısı. Buraya kadar her şey olağan aslında. Ya sonrası? Sonrasında duymaz olaydık dediğimiz sözler:

http://www.dailymotion.com/video/x4hlup5


“Müslümanlar artık bedel ödetiyorlar düşmanlarına!”

Hasan Açıkalın: Yani bir halk saldırıya uğruyorsa bunun karşılığını verme hakkı vardır.

Mehmet Toprak: Ama gidip de bir kulüpte 50 kişiyi öldürmekle mi yapacak bu hakkını?

Hasan Açıkalın : Valla bunun takdirini orada ölen insanlar yapar ben değil. Evet Müslümanların lehine olduğunu düşünüyorum… 11 Eylül böyle bir saldırıdır. E Müslümanlar artık karşılık verebildiklerini gösterdiler. Müslümanlar artık bedel ödetiyorlar düşmanlarına. Eskiden Amerika geliyordu bu bölgede katliam yapıyordu, uşakları eliyle bu coğrafyayı yönetiyordu ve hiçbir bedel ödemiyordu.

Evet, evet tam olarak öyle denildi. “Bunun takdirini orada ölen insanlar yapar.” Birlik, beraberlik hak getire! Ya devamı? “Sürekli uyarıldı, Batı devam etti.” diyor beyefendi. Yani diyor ki hak etti. Hak etti ne oldu peki? Amerika bitti mi? Cezasını çekti mi? Yoksa tam tersi yine onların yüzünden milyonlarca masum mu öldü? Peki bu konuşmaların yaratacakları? Defalarca uyardık, uymadı, gereği yapıldı. Peki insanlar aynı şekilde kendi adaletlerini bu şekilde sağlarsa? O zaman ne olacak? Şiddeti övmek kime fayda sağlayacak? Ya da bu Batı yaptıklarının karşısında dururken bir yandan “11 Eylül Müslümanlara fayda sağlamıştır” demek de neyin nesidir?


11 Eylül Müslümanlara fayda sağlamıştır” demek de neyin nesidir?

11 Eylül sonrası ölüp ölmediği, hatta olup olmadığı belirsiz Usame bin Ladin sayesinde girilen Afgan toprakları. Kaç Müslüman öldürülmüştür? Kaç Müslüman sakat kalmıştır? Kaç Müslüman göç etmek zorunda kalmıştır? Kaç kadına kaç çocuğa tecavüz edilmiştir? Tüm bunları görünce 11 Eylül hangi Müslümana fayda sağlamıştır? Amerika Irak’ta yaptığının devamını Afganistan’da da yapmıştır hepsi bu! Irak’ı hatırladınız değil mi? Tecavüze uğrayan kadınların, mahkumların görüntüsü ne kadar da çabuk silinir gözünüzden? Hadi tüm bunlar silindi gözünüzden vicdanınız ne ara bu kadar karardı? Ne ara bu kadar fütursuzca şiddet övülür oldu? Üstüne üstlük tüm bunlar her iki laftan birinin “zor dönemlerden geçiyoruz” diye halka seslenildiği bir dönemde mi oluyor?

Bir kez daha sayenizde gördük ki; terörle mücadele devam ettiği kadar, bu şekilde sürekli şiddet övenlerle, insanları taraf olamaya zorlayanlarla da savaşılmalı. Bu ülke ötekileştirmenin cezasını seneler boyu yaşadı ve şimdi yine yeniden insanlar ötekileştiriliyor, kamplaştırılıyor ve birileri bu ortamda çıkıp şiddeti övüyor.

Yani daha önce akla hayale gelmeyen şeyleri sansürleyen RTÜK…

Tehlikeyi görüyor musunuz?

Peki tüm bunlar olurken RTÜK buna ne yapıyor, tüm bunların “fikir özgürlüğü” olduğunu mu düşünüyor? Evet, evet tam da okuduğunuz gibi televizyonda halkın gözü önünde yapılıyor bu konuşmalar…


Şiddet övülürse ne olacağını görüyor musunuz ya da insanlar bundan güç alarak kendi sorunlarını çözmeye kalkışırsa? Adaletin yerini kaba kuvvet alırsa bunu kim durduracak? Yine iş bize düşüyor. Uyanık olmak zorundayız. Aklımızı kullanmak zorundayız ve hepsinden önemlisi her habere her konuşana inanmamak zorundayız. Güzel haberler alacağımız günlere…

Yan komşum potansiyel bir terörist

Türkiye’de terör biraz zor biter!

2017 yılına girmesek de olurdu! Ortaköy terör saldırısı


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.