Türkiye Astana görüşmelerinden ne bekliyor?

Suriye iç savaşıyla ilgili Kazakistan’ın başkenti Astana’da başlayan ve Türkiye’nin garantör olduğu görüşmelerde Türkiye’nin beklentilerini paylaşan analistler farklı noktalara dikkat çekiyor.

Türkiye Astana görüşmelerinden ne bekliyor?

BBC Türkçe’den Rengin Arslan’ın haberleştirdiği bu yorumların kilit noktalarından biri, Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişiklik ve Esad’a yönelik tutumundaki farklılık.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un geçmişte uygulanan Suriye politikasını eleştirmesiyle daha da açık olarak ifade edilen bu değişim Türkiye’nin “daha esnek davranması” şeklinde değerlendiriliyor.


Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişikliği “daha esnek bir tutum” olarak değerlendiriyor.

Türkiye Astana görüşmelerinden ne bekliyor?
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişikliği “daha esnek bir tutum” olarak değerlendiriyor.

Türkiye’nin Rusya ve İran ile birlikte bu görüşmelerin garantörlüğünü üstlenmesi, Ankara’nın bugüne kadar Suriye konusunda aldığı en etkili siyasi inisiyatif olarak görülüyor.

Türkiye’nin Astana’dan beklentilerini değerlendiren konuya yakın bir diplomatik kaynak, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, “Esad’ın olmadığı bir geleceği” ve ateşkesin devam etmesinin öneminin vurgulandığını belirtiyor.

“Türkiye, geçiş sürecinde Esed’e razı olabilir”

Marmara Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Cengiz Tomar, Ankara’nın tutumunu, “Türkiye yaptığı bir buçuk yıllık politika değişikliğinden sonra toplantıya eli güçlü olarak gidiyor” şeklinde yorumluyor.

“Türkiye eskiden beri, Esed’in gitmesinde ısrarcıydı. Ancak bu noktada Türkiye’nin biraz da esnek hareket edeceği ve belki de geçiş sürecinde Esed’in olmasına razı olması beklenebilir” Prof. Dr. Cengiz Tomar, Marmara Üniversitesi

Ankara’nın beklentilerini, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, IŞİD’in bölgeden uzaklaştırılması ve Kürt kantonlarının bağımsızlık elde etmemesi olarak sıralayan Tomar, özellikle Kürt Savunma Birlikleri (YPG) ve PYD’nin çağrılmamasıyla Türkiye’nin istediğini elde ettiğini söylüyor.

Esad ile ilgili olarak ise Tomar, “Muhalefet ve Suriye ordusu açısından Türkiye eskiden beri, Esed’in gitmesinde ısrarcıydı. Ancak bu noktada Türkiye’nin biraz da esnek hareket edeceği ve belki de geçiş sürecinde Beşar Esed’in olmasına razı olması beklenebilir” diyor.

Tomar: Ateşkesin uzamasını bekliyorum

İran, Rusya, Suriye hükümeti, Türkiye ve muhaliflerin her birinin birbirinden ayrı gündemleri ve hedefleri olduğu ise muhakkak. Peki bu ortamda Astana’nın ilk görüşmelerinden neleri beklemek gerçekçi olur?

Tomar, “Benim beklediğim ateşkesin en azından uzaması. Birkaç günde bir siyasi çözüm beklemiyorum. Üç, beş aya yayılacak bir süreç olması lazım. Bir de ateşkesin dışında bir rol haritası üzerine konuşulabilir. Ama bunun dışında bir siyasi anlaşma beklemiyorum. Çünkü herkes elini yüksekten açacaktır” diyor.

Türkiye Astana görüşmelerinden ne bekliyor?
Türkiye’nin Esad’lı bir geçiş sürecine razı olmasının beklenebileceği belirtiliyor

ABD’nin aktif olarak masada olmamasını bir eksiklik olarak değerlendiren, Tomar, Cenevre’ye kıyasla Astana’yı daha gerçekçi bulduğunu belirtiyor.


“Savaş bir doygunluğa ulaştı”

Peki siyasi çözüm nasıl mümkün olacak?

Suriye savaşının belli bir noktaya ulaştığını, grupların ve askeri güçlerin belli alanlarda “konsolide olduğunu” vurgulayan Tomar, “Savaş daha da uzarsa, anlaşma yapılacak bir Suriye de kalmayacak. Herkes savaştan yoruldu” diyor.

“Türkiye’nin hedefi YPG ve ABD işbirliğini maliyetli hale getirecek ve aynı zamanda İran’ın güneyinde dokunulmaz olarak faaliyet göstermesini engelleyecek bir denge kurmak” Prof. Dr. Ahmet Kasım Han , Kadir Has Üniversitesi Uluslararası

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kasım Han ise Türkiye’nin hedefinin “YPG ve ABD işbirliğini maliyetli hale getirecek ve aynı zamanda İran’ın güneyinde dokunulmaz olarak faaliyet göstermesini engelleyecek bir dengeyi kurmak” olduğunu belirtiyor.

Astana’da ne olacağından çok, nelerin olmayacağının daha açık olarak görüldüğünü belirten Han’a göre de “Amerikalılar bu işin neresinde olduklarını açık etmedikçe, açıktan veya ima ile sürece onay vermedikçe kesinlik arz eden bir anlaşma olmayacak.”

Bunun yanında Rusya’nın da kendi çıkarlarıyla az bile olsa ihtilafa düşecek bir geçiş süreci yönetimine “cevaz vermeyeceğini” vurgulayan Han, “Bu da rejim kalacak demek ama Esad belli bir vadede gidebilir” diyor.

Moskova ve Ankara’nın çıkarları çakışır mı?

Kasım 2016’da düşürülen Rus uçağından bu yana Türkiye ve Rusya arasındaki gelişmeler bazıları için şaşırtıcı bir hızda ilerliyor. Suriye konusunda iki ayrı tarafı destekleyen bu iki ülkenin garantörlükte olduğu gibi etkin ateşkes gibi konularda uzlaşması Suriye’de doğrudan etki yarattı.

Özelde Moskova ve Ankara’nın; genelde ise masa başına oturacak olanların çıkarlarının veya amaçlarının uzun vadede ortak olmasını beklemek ise pek gerçekçi görünmüyor.

Türkiye Astana görüşmelerinden ne bekliyor?
Suriye hükümetinin muhalif güçlerin elinden aldığı Halep şehri

Bir Türk yetkilinin toplantılarla ilgili BBC’ye söylediği şu cümleler bunu açıkça ortaya koyuyor:

“Yarın hangi konularda fikir ayrılığı yaşayacağımıza değil, bugün birlikte neler yapabileceğimize odaklanmak daha iyi.”

“Önemli bir başlangıç, harika bir sonun garantörü değil”

Astana görüşmelerinin önemli olduğunu söyleyen Han, şu uyarıyı da dile getiriyor:


“Kendi içinde çok önemli bir başlangıç. Ama çok önemli bir başlangıç, harika bir sonun garantörü değil. Yeni başlıyoruz. Suriye iç savaşı daha bitmedi. Yol kazası kabilinden olabilecek şeylerin adedi de hayli fazla.”

Suriye’de ateşkes ilan edildi: Astana’da zirve yapılacak

ABD ile Türkiye arasında nokta restleşmesi


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.