Aşk beden ve ruh sağlığına iyi geliyor

Masallara konu olan, üzerine şiirler yazılıp şarkılar bestelenen aşk, en imkansız durumlarda bile iyi ve sağlıklı hissedilmesini sağlayabiliyor.

Aşk beden ve ruh sağlığına iyi geliyor!

Psikolojik etkilerinin yanı sıra yaşanan hormonal değişimlerden dolayı aşk; kilo verme, mutluluk hissi ve kalp sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapıyor.

Aşkla birlikte hormonlarınız değişiyor

Birçok araştırmaya konu olan aşkın; hormonal aktivite, sosyal etkileşimler, öğretiler ve fiziksel teması içeren karmaşık bir yapısı bulunmaktadır. Özellikle aşkın başlangıç döneminde, beynin bazı bölgelerinde olması gerekenden fazla hormonal değişimler belirlenmektedir. İnsan sağlığı üzerinde etkin olan oksitosin, vazopressin ve dopamin hormonları aşkın ilk günleri ve ilerleyen süreçlerinde rol almaktadır.


Aşk ve sadakat hormonların oyunu

Aşkla birlikte vücutta, mutluluk ya da sevgi hormonu olarak bilinen oksitosin hormonu oranı artmaktadır. Oksitosin hormonu, kadında doğum ve emzirme döneminde rol alan temel hormondur. Anne ile bebek arasındaki bağın da oksitosin hormonu ile kurulduğu bilinmektedir.

Aynı hormon erkeklerde, anne-bebek arasında oluşan bağ ilişkisi gibi bağlanmayı tetiklerken sevme ve sadakat duygularını artırmaktadır. Aşk sürecinde arttığı tespit edilen diğer bir hormon vazopressin de kan hacmi ve konsantrasyonunu düzenlemektedir. Aynı zamanda vazopressin hormonu bağlılık duygusunu da yükseltmektedir.

Aşk ile zayıflayabilirsiniz

“Aşkından iğne ipliğe döndü” sözü aslında hormonal değişimlerin fiziksel yansımasıdır. Beyinde “hipotalamus” adı verilen ve hemen hemen tüm hormonları düzenleyen bölgede aşk ile birlikte bazı değişikliler oluşmaktadır. Aşk döneminde noradrenalin denilen salgının artması iştahı baskılamakta dolayısıyla kilo verilmesini sağlamaktadır.

Kalbinizi aşkla koruyun

kalp

Aşkın kalp üzerinde de olumlu etkileri bulunmaktadır. Aşkı tarif ederken kullanılan “Onu görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor” cümlesi mecazi değil, gerçek bir durumu yansıtmaktadır. Katekolamin denilen adrenalin ve noradrenalin sayesinde kalp atım hızı artmaktadır. Aşk sırasında kalp hızının artması, vücuda daha fazla kan pompalanmasına neden olarak kalp ve diğer organların daha verimli çalışmasına yol açabilmektedir.

Hedeflerinize aşk dopingi

Aşk beyinden salgılanan dopamin hormonu seviyesini yükseltmektedir. Haz alma duyusunun oluşmasına yardımcı olan dopamin hormonunun odaklanma ve dikkat üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Beyindeki bilgi akışı üzerindeki etkisi bulunan dopamin mutlu ve sosyal bir kişilik ile birlikte özgüven ve başarı hissini artırarak mesleki hedeflere ulaşmada önemli katkı sağlamaktadır. Dopamin seviyesinin düşmesi hafıza, dikkat ve sorun çözme yeteneğinde azalmalara neden olabilmektedir.


Aşk kemik sağlığına da iyi geliyor

Aşkla artan dopamin, östrojen ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarını da artırmaktadır. Cinsellikte önemli rol oynayan östrojen ve testosteron hormonları vücutta farklı görevler de üstlenmektedir. Östrojen, kemik yapısını koruyup, kalp ve damar sağlığında koruyucu etki gösterirken; testosteron hormonu da güçle kemikler ve sağlıklı bir bağışıklık sisteminin oluşmasında önemli rol üstlenmektedir.

Aşkın evreleri ve zamanı var

Aşkın evreleri ve zamanı da hormonlar tarafından yönlendirilmektedir. Başlangıçta aşırı keyifli, uykusuz, iştahsız ve kalp çarpıntılı dönem; zamanla daha sakin, empati yapılan ve bağlılık duygusu hakim bir döneme evrilmektedir.

Çiftler sevinme, stres, üzüntü gibi duyguları eş zamanlı yaşamaya başlamaktadır. Fizyolojik bağ denilen bu dönemde kortizol hormonunun etkisi daha fazla görülmektedir. Aşkın evreleri gibi zamanı konusunda da hormonlar ön plana çıkmaktadır.

Erkekte cinsiyet hormonları hastalık veya ciddi stres altında değil ise, sabah pikleri belirgin olmak üzere her gün sürekli salgılanmaktadır. Kadının cinsel isteğinin arttığı, daha sosyal davranışlar sergilediği, daha iyimser ve enerjik olduğu dönem dolayısıyla aşık olabilme ihtimalinin en yüksek olduğu zaman ise adet döneminin 2. ve 3. haftası aralığıdır.

Aşık olmak için tüm bu kimyasal aritmetiğe zaman faktörünü de katmak gerekebilmektedir. Aşk tüm vücuda olumlu etkiler yapmaktadır ancak her duygu gibi aşk da ölçülü ve sağlığa zarar vermeyecek şekilde tüm evreleri ile bilinçli bir şekilde yaşanmalıdır.


Benzer yazılar:

Aşkın gözü kördür deyim değil bilimsel bir gerçek!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.