Daimi mutluluğun sırrı denge midir?

Sosyal medyada daimi mutluluk pozları verenler, mutluluğun elde ediliş yöntemlerine yönelik farklı görüşleri yeniden gündeme taşıdı.

Daimi mutluluğun sırrı dengede!

Uzmanlar, daha çok hazza ve olumlu duyguları yaşamaya dayalı Hedonik mutluluk ile erdemlere, anlamlı ve amaçlı bir yaşam sürmeye dayalı Eudaimonik mutluluğun dengeli olması gerektiğini söylüyor.

Psikolojinin ilgi alanlarından biri kuşkusuz “mutluluk”. Son yıllarda mutlulukla ilgili pek çok araştırma yapılıyor. Araştırma sonuçları da bu ilginin hakkını veriyor.


Çünkü sonuçlar, mutlu olanların mutlu olmayanlara göre daha başarılı, özgüvenleri daha yüksek, daha yaratıcı ve üretken, iş yaşamında daha başarılı ve gelir düzeyleri daha yüksek bireyler olduğunu ortaya koyuyor.

Kişilerarası ilişkilerde de mutlu insanlar, sosyal ilişkilerinde daha iyi, daha çok arkadaşa sahip, sosyal destekleri daha yüksek, evlilikleri daha uzun süreli ve tatmin edici, daha çekici, evlilik ya da romantik ilişkilerde daha çok tercih edilen ve diğer insanlara karşı daha yardımsever bireyler.

Mutlu insanlarla ilgili olumlu sonuçlar bunlarla da sınırlı değil. Daha çok para kazanan mutlu bireyler sağlık konusunda da daha avantajlı bir konumda.


Bağışıklık sistemleri daha güçlü olan mutlu insanlar, daha az ağrı yaşıyor ve hastalandığında daha çabuk iyileşiyor. Ve daha da önemlisi yapılan kapsamlı araştırmaların sonucuna göre mutlu insanlar daha uzun yaşıyor.

Haz ve erdeme dayalı mutluluklar dengeli olmalı

denge

Kısacası mutlu insanlar, hayatın tüm nimetlerinden faydalanıyorlar. Sosyal medyada da sürekli bireylerin mutlu olduklarını gösterdikleri paylaşımlarla dolu. Bu paylaşımlar bir kez daha “mutluluk ama nasıl?” sorusunu tartışmaya açıyor.

Mutlulukla ilgili eleştirilerin daha çok bunun bir saplantı haline getirilmesine ve Hedonik mutluluğun elde ediliş şekline yönelik olduğunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tayfun Doğan, “İnsan, mutluluk ve hayatta anlam arayan bir canlıdır. Son 30 yıldır psikoloji biliminin üzerine eğildiği mutluluk konusunda farklı görüşler mevcut. Mutluluğun aşırı abartıldığını söyleyenler olduğu gibi, bunun insan için en önemli konu olduğunu belirtenler de var” diyor.

Mutluluğun iki şekilde ele alındığını aktaran Doç. Dr. Tayfun Doğan, “Hedonik mutluluk daha çok hazza ve olumlu duyguları yaşamaya dayalıdır. Eudaimonik mutluluk ise erdemlere, anlamlı ve amaçlı bir yaşam sürmeye dayalıdır” diyor ve ekliyor:


“Her iki mutluluk şekli de dengede olmalıdır. Kişi haz elde etmeye yönelik eylemlerde de bulunmalı, aynı zamanda erdemli bir yaşam da sürebilmelidir. Bu ikisini dengeli bir şekilde yürütebilmek de önemli bir yaşam becerisi ya da ustalığıdır.”

Mutsuzluk gelene kadarki mutluluk


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.