Devlet Bahçeli ile AKP’nin tiyatrosunu izliyoruz!

7 Haziran genel seçimlerinden sonra AKP ile Bahçeli 45 gün boyunca bir koalisyon hükümeti kuramadı, kurmadı! Kemal Kılıçdaroğlu, Bahçeli’ye “Gel, sen başbakan ol” teklifine rağmen “hayır!” dedi. Bu tiyatro ne demek oluyor?

7 Haziran'dan sonra AKP ile MHP arasında yaşanan tiyatro, bugün başkanlık referandumu için de oynanıyor. Devlet Bahçeli ne yapmaya çalışıyor?

Devlet Bahçeli ile AKP’nin tiyatrosu

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin ne yaptığını bilen ya da anlayan var mı? Ben anlayamadım açıkçası! Bahçeli’nin aklı bir hayli karışmış; Sn. Bahçeli’nin eminim kendisi de ne yaptığını bilmiyor! Başkanlık ile ilgili siyasi argümanlarını ortaya koydukça daha da şaşırtıcı hale geliyor…

Siyaset, tam anlamıyla karışık ve bir o kadar da politik olmanın gereğidir. İşte bu politik olabilmeyi de MHP lideri Bahçeli başarmaktadır…


AKP’nin arkasına takılmış MHP üst yönetiminin başkanlık için takındığı tutum, siyasi çerçevede de karşılığını bulamamaktadır. Geçmişe yönelik Devlet Bahçeli’nin söylemleri bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır…

7 Haziran genel seçimlerini hatırlayalım…

Bahçeli ile AKP’nin tiyatrosunu izliyoruz!

AKP ağır bir darbe almış; o günkü lideri Ahmet Davutoğlu‘nun balkon konuşması yapıp yapmayacağı tartışılırken, daha sonra çıkıp yaptığı konuşma sırasında AKP’lilerin suratlarındaki ifade AKP’deki yenilginin resmiydi. AKP koalisyon sürecine girmeye hazırlanıyordu. Ahmet Davutoğlu da bunun ipuçlarını veriyordu…

AKP ile MHP’nin koalisyonu daha güçlü bir ihtimal görülürken CHP daha arka saflarda kalıyordu. O gün AKP ile MHP, daha doğrusu Devlet Bahçeli bir tiyatro oynadı! Karşılıklı geldiler gittiler, koalisyon için kulis çalışmaları yaptıkları iddia edildi. Ahmet Davutoğlu hükümet kuramayınca (kurdurulmayınca), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da CHP’ye hükümet kurma yetkisini vermedi ve 45 günlük hükümet kurma süresi tamamlanmış oldu.


O günler hatırlanırsa CHP, hükümeti kurma yetkisini talep etmiş; ancak Cumhurbaşkanı bu talebi geri çevirmişti. O günlerde MHP lideri kırmızı çizgimiz dediği şartlar ortaya koymuş ve Bahçeli’nin bu şartları, AKP tarafından (sözde) kabul görmemişti. O gün bazı flu olan şeyler, bugün biraz daha netleştirmektedir!

Devlet Bahçeli, o gün AKP’yi tek başına iktidara taşımak için elinden geleni ardına koymamıştır. MHP, Bahçeli ile beraber AKP’ye “yumuşak koltuk” görevini üstlenmiştir. Bakın, Devlet Bahçeli daha düne kadar “Başkanlık bölünme sürecidir”, “AKP ile HDP ülkeyi bölmeye çalışıyor” derken bugün kendisi bu bölünme sürecine ortaklık etmenin çabası içerisindedir! Madem başkanlığa, yani kendi tabiri ile “bölünme süreci”ne bugün “evet” diyor, o zaman 7 Haziran’dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun başbakanlık teklifini neden kabul etmedi?

Sakın, o gün için “Biri Türk milliyetçisi; diğeri Kürt milliyetçisi, nasıl olacaktı?” ya da “MHP ile HDP koalisyon için ortaklık mı yapsaydı?” demeyin. Şu an Devlet Bahçeli’nin başkanlığa “evet” dediği sürecin, bu ortaklıktan aşağı kalır yanı yok! O yüzden Bahçeli, ha HDP ile ortaklık yapmış ha başkanlığa evet demiş; ikisinin de birbirinden farkı yok MHP için!


Devlet Bahçeli’nin iktidar olma gibi bir düşüncesi o gün olduğu gibi bugün de zaten yok! O yüzden uzun yıllardır Bahçeli ile AKP arasında bir tiyatro oynandığı ortadır.

‘Güçlü Türkiye’ masalı

MHP’liler AKP’liler gibi davranmayın!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…