Gülse Birsel’den Nilhan Osmanoğlu’na bomba yanıt

2. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu’nun “Bizim canımıza yetti parlamenter sistem artık” demesine ve Galatasaray Adası’nda (Suada) hakları olduğunu iddia etmesine, Gülse Birsel’den yanıt geldi.

Gülse Birsel'den Nilhan Osmanoğlu'na bomba yanıt

Gülse Birsel: Kusura bakma bebeğim artık prenses benim!

Hürriyet yazarı Gülse Birsel, “Çok kral insanlardan İstiklal madalyalı Gazi Feyzullah ve Asım beylerin torunu Gönüllerin Sultanı Gülse Hanım” imzasıyla kaleme aldığı yazısına, “Kusura bakma bebeğim artık prenses benim!” başlığını attı ve şunları dedi:

“Nilhan Osmanoğlu, 2. Abdülhamit’in beşinci kuşak torunuymuş. Ve parlamenter sistem kendisinin canına yetmiş. Sultanı üzmüşüz, görüyor musun sen?


Bu bir “Yav bir gidin Allasen, şaka mısınız?” yazısıdır. Ha derseniz ki, koskoca sultana bıdı bıdı yapan sen kimsin? Hemen söyleyeyim efenim.

Ordu Gölköylü Feyzullah Bey ve Uşak Merkez ilçesinden Asım Bey’in torunu Gülse Sultan ben!

* * *

Nilhan Hanımcığım, benim dedeler Osmanlı sultanı değillerdi ama çok kral adamlardı. Napolyon’un “Benden daha zengin tek insandır” dediğini iddia ettiğiniz 2. Abdülhamit padişahımız (ki o doğduğunda Napolyon ölmüştü, neyse üstünde durmayacağım) gibi varlıklı değillerdi tabii. Galatasaray Adası’nı filan bırak, bir elma bahçesi bile yok bize dededen kalan. Ama çok acayip İstiklal madalyaları var. Dizi dizi. Artık kaç yerlerinden yaralandılarsa bu memleketin bağımsızlık savaşında, bildiğin koleksiyon olmuş. “Bildiğin” diyorum da o dönemleri bilmezsiniz, sizin aile yurtdışındaydı sanırım! E biz de n’apalım, sizin dedeler gidince, ailecek kendi sultanlığımızı kurduk:

Babam mesela, Uşak’tan İstanbul’a gelip, yurtta kalarak hukuk fakültesinde okudu, çok kral bir avukat oldu.

“Evlerimizi, arazilerimizi, işyerlerimizi istiyormuşsunuz…”

Ben, cumhuriyetin, o canınıza yeten parlamenter sistemin, hatasıyla sevabıyla inşa ettiği devlet okullarında ilkokulu, liseyi, üniversiteyi bedava okudum. Sonra meğer sistem o kadar da kötü değilmiş ki o okullarda aldığım eğitim, dünyanın en ‘kral’ üniversitelerinden Columbia Üniversitesi’nde yüksek lisansa kabul edilmeme ‘yetti’.


19 yaşından beri yazıyorum. Muhtemelen son 15 yılda yaptıklarımın bazılarını takip ettiniz, eğer Türkiye’de yaşadıysanız… Napolyon’u ilgilendiren konuları filan bırak. Evet piremses gibi hayatım var o ayrı da esas gülüyorlar, tanıyorlar, seviyorlar, sayıyorlar. Kime sorsan gösterir. Kalplerde taht kurdum desem yeridir, affedersin! Yani kusura bakma, artık prenses benim! Biziz!

E cumhuriyet böyle bir şey. Krallık, kraliçelik bedava değil. Bileğinin hakkıyla. Yani kadın, erkek, fakir, zengin, köylü, kentli, herkes kral olabiliyor o ‘canınıza yeten düzende’… ‘Since 1923’!

Siz illa sultan mı olmak istiyorsunuz Nilhan Hanım kardeşim? İnternet sitenizde Osmanlı tarzı eşyalar satıyorsunuz ya… O işi öyle bir büyütüp o kadar başarılı, o kadar yenilikçi, orijinal bir hale getirirsin ki sana “Vay be, e-ticaretin sultanı oldu” derler, anca öyle olur o. Ondan sonra bileğinin hakkıyla para, şan, şöhret, sevgi, saygı kazanmış biz sıradan ölümlüler gibi karşımıza geçer, “Ha bir de benim 5 kuşak önceki dedem Sultan 2. Abdülhamit” dersin. “Aa ne hoş” deriz biz de, sohbetin kenar süsü olur.

Tabii Amazon’u filan kurmadıysan, e-ticaretle ada almak zor. Siz Galatasaray Adası dahil, İstanbul’un farklı yerlerinde vatandaşların çalışıp çabalayıp aldığı evlerin, işyerlerinin arazilerini filan istiyormuşsunuz. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açacakmışsınız.

“Olmaz. Bir kere Galatasaray Adası benim!”

Arada yazın gidip yüzüyorum ben orada. Vermem, kusura bakmayın. Ben ve kraliyet ailem ekonomik şartlarımız sınırlarında oradan faydalanma hakkına sahibiz. Kraliyet ailesi de artık çok kalabalık. 80 milyon olmuşuz, dün söylediler. Yani dava filan zor, hangi birimizle uğraşacaksın?

Vaziyet böyle sultanım, gördüğün gibi ayaklar baş oldu; bacaklar, kollar yani tırnaklarıyla kazan herkes baş oldu özetle. E tabii canınıza yeter, kolay mı?

Sevgi, saygı ve muhabbetle…


İmza
Çok kral insanlardan İstiklal madalyalı Gazi Feyzullah ve Asım beylerin torunu
Gönüllerin Sultanı Gülse Hanım

Nilhan Osmanoğlu’nun hak iddia ettiği Suada kimin?

Osmanlı torunları sizin borcunuzu kim ödedi?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.