Nilhan Osmanoğlu’nun hak iddia ettiği Suada kimin?

Sultan 2. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu, Galatasaray Adası’nda hak sahibi olduğunu ileri sürmüş, Galatasaray Spor Kulübü yönetimi de buna itiraz etmişti. Peki Suada kimin?

Sultan 2. Abdülhamid’in beşinci kuşaktan torunu olan Nilhan Osmanoğlu, 2014 yılında CNN Türk’te Hakan Çelik’in programına katılmış, İstanbul’da Galatasaray Adası olarak bilinen yeni adıyla Suada’nın, Abdülhamid’in tapulu malı olduğunu iddia etmişti. 3 yıl önceki konu, Nilhan Osmanoğlu Vatansever’in “Parlamenter sistem canımıza yetti” diyerek başkanlık sistemine evet demesiyle yeniden gündeme gelmişti.

Suada kime ait?

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerindeki kayıtlara göre, mülkiyetinin kime ait olduğuna yönelik tartışmalara konu olan Galatasaray Adası (Suada), Galatasaray Spor Kulubü’ne ait gözüküyor. Yasal uygulamada “10 yıllık zaman aşımı” süresi bulunmasından dolayı Türkiye’de adaya yönelik herhangi bir hukuku girişim yapma imkanı bulunmuyor.


galatasaray adası suada istanbul kuruçeşme

II.  Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu, Galatasaray Adası’nda hak sahibi olduğunu ileri sürmüş, Galatasaray Spor Kulübü yönetimi de buna itiraz etmişti.

Hürriyet’te yer alan habere göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgilere göre, arşivlerde binlerce tarihi tapu kaydı gibi Galatasaray Adası’na yönelik kayıtlar da özenle korunuyor. Genel Müdürlük Arşiv Dairesi Başkanlığında korunan bu kayıtlara göre, Galatasaray Adası’na yönelik ilk tapu kaydı, 1880 yılında mimarbaşı Serkiz Efendi’ye ait.


galatasaray adası suada istanbul kuruçeşme galatasaray adası suada istanbul kuruçeşme

Ada, Serkiz Efendi’nin vefatından sonra 1909 tarihinde Hükümet-i Seniyye-i Osmaniyye adına tescil ediliyor. Bu sürecin ardından 1941 yılında açılan bir dava sonucunda bir aile, Serkiz kalfanın varisi olduklarını ispat etmesi üzerine adaya sahip oluyor. 1948’de yapılan kadastro çalışmalarında da adanın tescili bu ailenin üzerine yapılıyor. Kayıtlara göre, daha sonra malikler hisselerini peyderpey Galatasaray Spor Kulübü’ne satıyor ve adaya yönelik son kayıtlar da bu işlemleri içeriyor.

İç hukuk yolları kapalı

Osmanlı Devleti’nin sona ermesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti tapu mevzuatına yönelik birçok yeni uygulama başlatılırken, bunların en önemlilerinden birini “Tapulama” veya “Kadastro kanunu” olarak adlandırılan tasfiye kanunu oluşturuyor. Türkiye topraklarının ölçülerek maliklerinin belli usullere göre belirlenmesini sağlayan bu kanunda, “10 yıllık zaman aşımı süreci” de bulunuyor.

galatasaray adası suada istanbul kuruçeşme

Düzenlemeye göre, tescili yapılan arazinin maliklerine 10 yıl içerisinde mahkeme yolu ile itiraz hakkı tanınıyor. Şayet bu sürede itiraz edilmezse, konu Osmanlı dönemine ilişkin belgeli tapu senetleri olsa bile, kayıtlar kesinleşmiş oluyor ve herhangi bir hak talebinde bulunulamıyor.


Galatasaray Adası’na yönelik de maliklerin hisselerini Galatasaray Spor Kulübü’ne satışlarından bu yana herhangi bir itiraz gerçekleşmediği ve adanın spor kulübü adına kayıtlı olmasında hata görülmediği için burada hak iddia etmeye yönelik tüm iç hukuk yolları kapalı görünüyor.

Nilhan Osmanoğlu’na sert tepki: Atatürk olmasaydı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.