Türkiye nereye yol alıyor?

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu geçtiğimiz günlerde “100 yıllık prangadan kurtulacağız” dedi. II. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu ise “Canımıza yetti parlamenter sistem” dedi. Bu ifadelerden sonra insan, “Türkiye nereye yol alıyor?” diyor.

AKP zehra taşkesenlioğlu "100 yıllık prangadan kurtulacağız" diyor. Nilhan Osmanoğlu "Canımıza yetti parlamenter sistem" diyor. Türkiye nereye yol alıyor?

Türkiye nereye yol alıyor?

Son dönemde yaşanan olayları yakından takip ettiğinizde Türkiye’nin nereye koştuğunu rahatlıkla görebilirsiniz…

Her şey altüst olmuş, siyasilerin ne yaptığı belli değil. Ülke adına alınan kararların sorgulandığı bir evrede her kesim tedirgin bir şekilde ne olacağını kara kara düşünüyor. Ülkedeki siyasal eğilim toplumsal birikmeleri de beraberinde getiriyor. Yani karamsar bir tablo karşımıza çıkıyor.


Özellikle son dönemlerde ciddiye alınması gereken kişilerin politik açıklamaları, bireylerin benimsedikleri yurt kimliğini de sorgulama çabası içerisine sokuyor…

Bakın şu son yaşananlara bir hele!..

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu geçtiğimiz günlerde “100 yıllık prangadan kurtulacağız” dedi.

Hemen başka bir örnek vererek yazımıza öyle devam edelim. Osmanlı’nın torunu daha doğrusu II. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu dersek daha doğru olacak. Kim bu kızın kulağına suflörlük yaptıysa artık çıkıp “Canımıza yetti parlamenter sistem” açıklamasında bulundu.

Bu isimler kadın oldukları için oldukça kibar olacağım, olmaya çalışacağım. Bu isimler acaba tarih okumuşlar mıdır? Öncelikle Osmanoğlu’nun ifadelerine bir şeyler söyleyelim. Bu kızın dedesi II. Abdülhamid, monarşiyi desteklemiş, muhafazakar bir politika gütmüştür. 1876 yılında aslında içine sinmeyen 1. Meşrutiyet’i siyasi bir manevra ile kabul etmiş; ancak, 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı’nı bahane ederek Meclis’i kapatmıştır.

Yani demokrasiden uzak İslami kimliği ile öne çıkan biriydi. O yüzden, bu kadının genlerinde de demokrasi kültürünün var olmasının zor olduğunu söyleyebiliriz; ancak Nilhan Hanım’a buranın bir İngiltere olmadığını; var olan bir hevesi varsa da, bunun mümkün olmadığını naçizane belirtmek gerekir!


Dedesi Abdülhamid, o kadar uğraşsa da demokrasiden uzaklaşmayı, 1908 yılında tekrar II. Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kalmıştır. Büyük Önder’den sonra da bugüne kadar gelmiştir, devam da edecektir.

Gelelim AKP’li kadın milletvekiline…

Bu milletvekiline, hadi yine sayın diyelim Sn. Zehra Hanım‘a bir hatırlatma yapalım. Geçtiğimiz yıllarda AKP’nin yine bir kadın milletvekili olan Tülay Babuşçu “600 yıllık bir imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” demişti. Bunun yanında “Bizans dostu kahpe İnönü” tweeti yine mevcuttu. Herhalde bu hanımefendi, bu sözleri söyleyerek AKP’den bakanlık alacağını zannetti; ancak kazın ayağının öyle olmadı ve 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde aday gösterilmedi.

Sonrası daha da trajik!

Babuşçu’nun milletvekilliğinden sonra eşinin eczanesi ve kuyumcu dükkanı kapandı, ev ve iş yerleri icra takibine girdi ve lüks arabasına icradan yakalama kararı çıkarıldı.

O yüzden Tülay Babuşçu için dua eden bu halk, Zehra Hanım için de dua eder, hiç merak etmesin…

Bu olanları görünce insan, “Türkiye nereye yol alıyor?” diyor. Şu unutulmamalı: AKP yakın zamanda Türk siyasi arenasından ayrıldığında bu insanlar, bugün söyledikleri için yarın şunu söyleyecekler: “O günün siyasal düzleminde bunları söyledik. O günkü konjonktür bunu gerektiriyordu.”


Bu yazımı da koyun bir kenara ve saklayın; günü geldiğinde tekrar tekrar okuyacaksınız!..

AKP çoğunluğu değil azınlığı temsil ediyor!

Erbakan Hoca’nın ahı: AKP kaybedenler kulübü


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…