Türkiye’nin Suriye politikası sürüncemede ilerlerken diğer yandan ABD Başkanı Trump’ın İran’a yönelik “terörist devlet” açıklaması ve 2017 yılında İran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye’nin, Suriye’de zor günler yaşayacağını gösteriyor…
Türkiye’nin Suriye politikası
Yaşanan son olaylar iktidarın Suriye’de ne yapacağını ya da ne yapmaya çalıştığını anlamanın zor olduğunu gösteriyor dersek yanlış olmaz herhalde!
Kobani’nin Peşmerge ve PKK’lıların eşgüdümlü hareketi ile IŞİD’lilerden temizlenmesinin ardından PYD / YPG Irak’ın Kuzeybatısı’ndan Celabrus’a kadar ciddi bir ilerleme kaydetti. Tabi o meşhur 29 Ekim gününü de unutmamak (!) gerekir. Yemekleri, Türkiye tarafından karşılanan Peşmerge güçlerinin Şanlıurfa’dan Kobani’ye geçişini de ülke olarak biz sağladık!
Şimdi ise “Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumunu kabul etmiyoruz” diyoruz. Türkiye’nin kabul görünen bir Suriye politikası olmadığı aşikar! Oradaki duruma göre tutum takınmaya çalışan bir ülke görüntüsü sergilediğimiz görülüyor. Hükümete “6 ay sonra Suriye’deki konumumuz ne olacak?” gibi bir soru sorulursa bu sorunun cevabını Dışişleri Bakanı değil, Başbakan Binali Yıldırım dahi veremez!
“El Bab ile birlikte Fırat Kalkanı da biter”
Daha geçtiğimiz günlerde Numan Kurtulmuş’un “El Bab ile birlikte Fırat Kalkanı da biter” açıklaması geldi. Ondan sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rakka’ya da Menbiç’e de gideceğiz.” dedi. Tabi bu açıklamanın arkasında CIA Başkanının Türkiye ziyareti de etkili oldu. Bu da Türkiye’nin geçerli bir Suriye politikasının olmadığını gösteriyor. Yani Suriye’de savrulan bir Türkiye var!
Birbirini yalanlayan siyasi açıklamalar da bunun en somut kanıtıdır.
Trump’ın ABD Başkanı olması ile Türkiye, “Big boss”un politikasında ilerleme kaydetmeye çalışacak gibi görünüyor. En başından itibaren Suriye’de Türkiye çıkarları değil, ABD çıkarları korunur gibi hareket ediliyor. ABD ne isterse, sanki onu yapıyoruz!
“Türkiye’nin amacı güvenli bir tampon bölge oluşturmaktı”
Türkiye’nin Suriye’ye girmesindeki amacı orada güvenli bir tampon bölge oluşturmaktı. İktidardan gelen açıklamalara da baktığınızda El Bab son bölgeydi. Suriye haritasında o güvenli bölge El Bab ile sınırlı kalmalıydı. O zaman Türkiye’nin Rakka’da ne işi var? Çünkü, ABD öyle istiyor!
Bunun dışında Trump’ın son günlerdeki İran’a yönelik “terörist devlet” açıklaması Suriye’de 2017 yılının ciddi anlamda sıcak geçeceğini gösteriyor. İran’ın, Rusya tarafında yer aldığı düşünüldüğünde bu bölgede neler olacağını kestirmek zor.
Geçtiğimiz ay hayatını kaybeden İran Eski Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin ölümü ve İran’daki 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimi İran’da farklı bir siyasi havanın da oluşmasına neden olabilir. Rafsancani, Batı’ya karşı ılımlı siyaset izleyen şu anki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani‘nin arkasındaki güçtü. 2017 İran seçimlerinde de ılımlı Ruhani’nin koltuğu, Batı’ya karşı sert tutum içerisinde olan muhafazakarlara kaptırması muhtemel bir durumdur. O zaman Suriye, diplomatik bir ABD ve İran kapışmasına sahne olabilir.
O yüzden Türkiye, Suriye’de attığı ve atacağı adımlara çok dikkat etmelidir. Aksi durumda 2017 ve sonrası Türkiye, daha gergin bir Ortadoğu’da kendini bulabilir…