Ekonomist Uğur Gürses: Varlık Fonu’na devredilen kuruluşlar bütçe denetiminin dışına çıktı, çiftlik gibi kullanılacaklar!
“Hukuk dışı bir uygulama”
Ekonomist Uğur Gürses, Hazine uhdesinde bulunan bir kısım kamu sermayeli şirketler ile özelleştirme programında bulunan bazı şirketlere ait hisselerin Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesiyle ilgili olarak “Anlamsız, hukuk dışı bir uygulama” dedi.
Söz konusu kararla Varlık Fonu’na devredilen kuruluşların çiftlik gibi kullanılacağını savunan Gürses, “Bu kuruluşlar Meclis’in bütçe denetiminin dışına çıkarılmış oldu” dedi.
Bakanlar Kurulu’nca; Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, Türkiye Petrolleri AO, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ, Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ’nin sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin yüzde 6,68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Türkiye Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırıldı. Başbakanlık’tan yapılan yapılan açıklamada, Türkiye Varlık Fonu’nun söz konusu şirketleri, Bakanlar Kurulu tarafından onaylanacak ‘Stratejik Yatırım Planı’ çerçevesinde yöneteceği kaydedildi.
“Meclis’in kanun yapma yetkisiyle yapılmadı”
Bakanlar Kurulu kararını T24‘ten Miray Tamer’e değerlendiren Uğur Gürses‘in açıklamaları şöyle:
“Eskiden Hazine’nin mal varlığında olan kurumlar özelleştirme idaresi kanalıyla satılıyordu. Geliri yine hazineye geliyordu. Şimdi KHK ile hazinenin mal varlığındaki kuruluşlar, varlık fonuna devredilebiliyor. OHAL koşullarında KHK çıkarma yetkileri var, ancak bunun OHAL ile ilgisi yok. Hukuk üstü bir uygulama. Bu kuruluşlar Meclis’in bütçe denetiminin dışına çıkarılmış oluyor. Anlamsız, yani, dediğim gibi hukuk dışı bir uygulama.
Karar o kuruluşların çiftlik gibi kullanılması anlamına geliyor. Patronaj Hazineden Varlık Fonuna geçirilmiş oldu. Dolayısıyla hukuk dışı bir yolla geçiriliyor. Meclis’in kanun yapma yetkisiyle yapılmış bir uygulama değil.”
Dev kamu şirketleri ve arazileri Türkiye Varlık Fonu’na devredildi
Mülkiyetleri devlet hazinesine ait olan kamu şirketleri ve arazileri Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Buna göre Ziraat Bankası, BOTAŞ, Türksat Kablo TV, PTT, Eti Maden, Çaykur ve Borsa İstanbul’un hazine hisselerinin tamamı Varlık Fonuna devredildi.
Hisselerinin tamamı Varlık Fonu’na devredilen kuruluşlar
- Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi
- Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ)
- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)
- Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT)
- Borsa İstanbul Anonim Şirketi (BİST)
- Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş. (TÜRKSAT)
Hisselerinin bir kısmı Varlık Fonu’na devredilen kuruluşlar
- Türk Telekomünikasyon A.Ş. – % 6,68’i devredildi
- Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
- Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur)
Varlık Fonu nedir? Nasıl çalışır?
Ulusal Varlık Fonları, çeşitli finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonun geliri genellikle bütçe fazlalarından oluşur.
Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4 şekilde kullanabilir:
- Harcamalarını artırır.
- Mevcut vergi yükünü düşürür.
- Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir.
- Bir varlık fonu kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir.
Bu tür fon yönetimlerinde temel hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı kullanmaktır. Bu işlemleri, bütçe kısıtlamaları ve parlamentonun sıkı denetimi altında yürütmek kolay değildir. Varlık fonu kuruluşunun bir nedeni de bu kısıtlamalardan kurtulmaktır.
Doç. Dr. Uğur Emek‘in verdiği bilgiye göre; devletin tamamına sahip olduğu Türkiye Varlık Fonunun borçları devletin resmi mali tablolarında ve borç istatistiklerinde gösterilmeyeceği için Türkiye’nin resmi kamu borcu düşecek ve özel borcu artacaktır. Ancak mali disiplinsizliği de zirve yapacaktır.