Yapılan araştırmalara göre “Portakallar” dünyanın en mutlu çocuklarını yetiştiriyor! Peki, bu durumun altında hangi sebepler yatıyor olabilir?
Hollanda’nın tarımsal alanda oldukça başarılı. Ancak görünen o ki, Hollanda sadece tarım ürünü değil, çocuk yetiştirmekte de hayli başarılı!
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Örgütü’ne (UNICEF) göre, dünyanın en mutlu çocukları Hollanda’da yaşıyor.
Öncelikle, uzmanların yaptıkları araştırmalara göre,
Hollandalılar aile yaşamına büyük önem veriyor.
Çocuklarla ailenin diğer üyeleri arasındaki iletişim çok önemli bir husus olarak ele alınıyor.
Bu, aile üyelerinin birlikte yemek yemesi, birbirleriyle konuşması, vakit geçirmesi anlamına geliyor. Çocukların okula gitmeden önce aileleriyle birlikte kahvaltı etme oranının en yüksek olduğu ülke Hollanda.
Bu durumda da, çocukların güne iyi ve mutlu başlamasına anahtarı konumunda. Hatta çocukların kahvaltıda çikolata yemeleri bile bu durumda sorun olarak görülmüyor.
Şüphesiz kahvaltıda çikolata yemek, sağlıklı beslenmeyle çelişiyor. Ancak Hollanda, çocuklarda obezitenin en az görüldüğü ülkelerden biri.
Bu durumda da büyük ölçüde, çocukların okula bisiklet ile gidip gelmesinin etkili olduğu düşünülüyor.
Hollanda’da bisiklet ulaşımının dünyada en çok geliştiği ülkelerden biri.
Bisiklet yollarının bulunması sebebiyle aileler, yolda “çocuğumun başına bir şey gelir” endişesi yaşamıyorlar.
Çocuklar yağmur çamur dinlemeden bisiklete biniyor; başlarında biri olmadan dışarıda oyun oynuyor.
Hollandalı çocuklar 6 yaşına kadar okuma ve matematik öğrenmiyorlar. Ödev yapmıyorlar. 10 yaşına kadar da sınava tabi tutulmuyorlar.
Okul “büyütülen” bir mesele değil.
11 yaşına geldiklerinde ortaokullarını kendileri seçiyor. Okul “büyütülen” bir mesele değil. Rekabetçi olunmadığı için de çocuklar çok daha dost canlısı olarak yetişiyor; daha mutlu mesut bir çocukluk geçiriyorlar…
Okul hayatının uzun bir döneminde sınav ve okul baskısı olmaması sebebiyle Hollandalı çocuklar, okul kavramına olumlu bakıyor ve okulu seviyor. Okulu öğrencilikleri boyunca hayatın tadını çıkaracakları bir yer olarak görüyorlar.
Ebeveynler hem kendileri hem de çocuklarıyla ilgili olarak daha rahat, daha huzurlular. Kendilerini hata ve kusurlarıyla kabul ediyorlar.
Anne-baba olmanın tadını çıkarıyorlar.
Hollandalı anneler, diğer ülkelerden annelere göre çok daha az depresyona giriyor örneğin.
Devlet okullarının kalitesi yüksek ve özel okul sayısı yok denecek kadar az. Benzer bir durum üniversiteler için de geçerli.
“Elit”lerin çocuklarını gönderdiklerini pahalı, özel üniversiteler yok. Hatta sırf bu sebeple biraz “hırslı” Hollandalılar çocuklarını daha rekabetçi bir eğitim alması için Belçika’ya gönderiyorlar.
Hollandalı babalar da en az anneler kadar çocuğun büyütülmesi ve bakımı ile ilgileniyor. En basit haliyle, Hollanda’da bir babanın puset ittiğini veya kucağında bebek taşıdığını, en az anneleri gördüğünüz sıklıkta görmek olası.
Ders çıkışı çocuklarını almaya gelen çok sayıda babayı görmek mümkün. Hollanda yasaları, babaların çocuklarıyla ilgilenebilmesi için ücretsiz izin almalarına olanak sağlıyor.