Toplumsal cinsiyet ve kadın algısı araştırması: En büyük sorun şiddet!

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi tarafından her yıl gerçekleştirilen “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2017 sonuçları açıklandı.

Araştırmaya göre 2017 yılında kadının en büyük sorunu: ‘Şiddet’. İkinci sırada ‘işsizlik’; üçüncü sırada ise ‘eğitimsizlik’ geliyor.

Türkiye’de kadınlık ve erkekliğe atfedilen özelliklerin ülkedeki aile, çalışma ve siyaset dünyasındaki yansımalarını değerlendiren araştırma birçok çarpıcı veriyi ortaya koyuyor.


Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2017 yılı sonuçları, 7 Mart 2017 Salı günü Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil ve Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu’nun sunumlarıyla düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaşıldı.

“Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”, Şubat ayında 23 ilde, kadın ve erkek bin 216 kişi ile gerçekleştirildi.

Oranı düşse de en büyük sorun hala şiddet

Türkiye genelinde kadınların en büyük sorunu yüzde 55 ile “şiddet” oldu. Şiddet sorunu, 2015 yılından beri istikrarlı bir düşüş gösteriyor.

Araştırma yapıldığından bu yana en önemli sorun olarak belirtilen şiddet, son 3 yılın en düşük seviyesinde. Bu yıl yüzde 55 olarak belirlenen oran geçtiğimiz yıl yüzde 77,8; 2015 yılında ise yüzde 86,6’lık bir kesimin en önemli sorunuydu.

Türkiye’deki kadınların en önemli sorunu listesinde işsizliğin yüzde 12 ile ikinci ve eğitimsizliğin yüzde 11 ile üçüncü sırayı aldığı gözleniyor.

Bu yılki araştırmada, “18 yaşından küçük çocukların evlendirilmesi” ile ilgili soruya yaklaşık yüzde 70 “18 yaşından küçük çocuklar hiçbir şart altında evlendirilmemelidir” cevabı verildi. Bu oran 2016 yılında, yüzde 75 olarak gerçekleşmişti.

Çocuk işçiliğine hayır, evde kız çocuklarının çalışmasına evet

çocuk işçi

Katılımcılar, 14 yaş ve altı çocuklar için hangi davranışların uygun olup olmadığına dair soruda ise “ev dışında bir işte çalışması” seçeneğine yüzde 88 oranında “çocuk için uygun değil” dedi.

Katılımcıların verdiği cevaplardan kız çocuklarının ev işlerine daha uygun görüldüğü sonuçlar arasında yer alırken, oğlan çocukların ev işlerine dahil edilmediği saptandı.

Dört kadından üçü çalışmıyor

Araştırmaya katılan kadınların sadece yüzde 25’i şu anda aktif olarak iş yaşamında varlık gösteriyor. Katılımcıların yüzde 34’ü geçmişte çalıştığını, yüzde 41’i ise hayatında hiç çalışmadığını ifade etti.


Çalışmayı bırakan kadınların iş yaşamından ayrılmalarının en önemli sebebi “evlilik ve ev işi sorumlulukları”. Hayatında hiç çalışmayan kadınlara şu an çalışmalarını engelleyen sebepler sorulduğunda ise “istemiyor” olmaları ilk sırada yer alırken “çocuk bakım desteği eksikliği” ve “baba/eş/aile izni olmaması” ise aynı oranda ikinci sırada yer aldı.

Boşanmak için aile içi şiddet yeterli sebep

Araştırmada ortaya çıkan bir başka çarpıcı sonuç ise aile içi şiddet konusunda oldu. Katılımcıların yüzde 74’ü aile içi şiddetin boşanmak için yeterli bir sebep olduğunda birleşirken, bu oran geçtiğimiz yıla göre yüzde 11 artış göstererek kadınlarda yüzde 78 oldu.

Erkeklerde ise yüzde 70 olarak gerçekleşti. Aynı grupta sunulan “Erkek ailenin dirlik düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir” seçeneğine olumlu yaklaşan katılımcıların oranı geçtiğimiz yıl yüzde 14,4 iken bu yıl yüzde 11’e düştü.

Kürtaja şartlı kabul

Araştırmada yakın geçmişte çokça tartışılan ‘Kürtaj’ konusunda “Kürtajı zorlaştıran bir sağlık sistemimiz var” ifadesine olumlu cevap verenlerin oranı bir yıl önceki yüzde 57’lik orandan yüzde 51’e düşerken; “Kürtaj kadının en temel hakkıdır, yasaklanamaz” diyenlerin oranının ise yüzde 43’te kaldığı görüldü.

“Kürtaj sadece belirli durumlarda (tıbbi zorunluluk, ensest, tecavüz) uygulanabilir” görüşü ise kürtaj konusunda yüzde 64 ile en fazla kabul gören ifade oldu.

Mutlu ve güvenli bir toplum muyuz?

Araştırmaya katılanların çoğunluğu hayatlarından genelde memnun olduklarını belirtirken (ortalama değerlendirmeleri 10 üzerinden 7.6), bu memnuniyeti ilişkiler açısından en fazla açıklayan kaynağın eşlerden ve arkadaşlardan duyulan memnuniyet olduğu görüldü.

Kadınların genel hayat memnuniyeti değerlendirmeleri erkeklerinkinden daha fazla, ancak ilişki memnuniyeti açısından kadınlar, erkeklere göre eş, kayınvalide ve kayınpederlerinden daha az memnunlar.

Katılımcıların güven sorularına verdikleri yanıtlarda ise, en fazla güvenin aile üyelerine duyulduğu gözlemlendi. Aile dışı kişilere duyulan güven sıralamasında ilk sırayı asker ve polis paylaşıyor.

Kadınlar ve erkekler arasında kişilere güven duyma konusunda tek anlamlı fark eşlere duyulan güvende görülüyor: Kadınlar eşlerine erkeklere oranla daha az güveniyorlar.

Kadınlar siyasette ‘Kadın Liderliği’ istiyor

Ankette bu yıl ilk kez sorulan iki soruya gelen cevapların ülke kadınlarının siyasi liderlik noktalarında kadınları görmeyi onayladığını ve tercih edebileceğini gösterdi. “Bir kadın sizin görüşlerinizi savunan bir partinin lideri olsa, o partiye oy verir misiniz?” sorusuna kadın katılımcıların yüzde 81’i”evet” derken;erkek katılımcılarda aynı oran yüzde 73 oldu.


“Diyelim ki bir seçim sezonunda çok benzer özelliklere sahip bir erkek ve bir kadın cumhurbaşkanı adayı var, hangisini tercih ederdiniz?” sorusuna kadın katılımcıların yüzde 63’ü “Kadın adayı tercih ederdim” derken erkek katılımcıların yüzde 53’ü “Erkek adayı tercih ederdim” dedi.

Kadına yönelik şiddet bir tesadüf olabilir mi?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.