YSK kararı ve referandum itirazları AİHM’e taşınırsa ne olur?

Referandum sonucu ortaya çıkan itirazlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi – AİHM’e taşınırsa nasıl bir sonuç çıkar? Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen yazdı.

YSK kararı ve referandum itirazları AİHM'e taşınırsa ne olur?

AGİT raporu önemli neden önemli?

Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen Türmen, “AGİT gözlemci heyetinin raporu ve Venedik Komisyonu raporunun AİHM tarafından da dikkate alınması beklenir” dedi.

16 Nisan halk oylaması ne ölçüde halkın özgür iradesinin sandığa yansıması sonucunu doğurdu? Bu konuda ciddi kuşkular var. CHP ve özel kişiler konuyu seçimlerin yenilenmesi istemiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) taşıdılar. YSK’dan olumsuz yanıt alınması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılması gerekiyor. Bundan bir sonuç alınamazsa, 6 ay içinde AİHM’e başvurulabilir.


AİHM’e yapılacak başvurunun özellikleri şunlar:

1- BAŞVURUNUN KABUL EDİLEBİLİR OLMASI

Bu konuda şu sorunlar ortaya çıkacak:

a) Mağdur statüsüne sahip olunması: AİHM’de dava açabilmek için şikayet olunan eylemden ya da karardan doğrudan etkilenmiş olmak gerekir. Doğrudan etkilenmeyen şikayetçilerin başvuruları (actio popularis) kabul edilmez. Olayımızda, CHP, oylamadaki usulsüzlüklerden doğrudan etkilenen bir kitlenin temsilcisi olduğunu ve bu nedenle mağdur statüsüne sahip bulunduğunu ileri sürebilir.

Referandum sözleşme kapsamına girer mi?

b) Seçme ve seçilme hakkını düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 1 nolu Protokol’ün 3. Maddesi “yasama organı seçiminde halkın kanaatini özgürce açıklaması”ndan söz etmekte. AİHM, şimdiye dek verdiği kararlarda maddeyi dar yorumlayarak yasama organını ilgilendirmeyen seçimleri maddenin kapsamı dışında bıraktı. Bu gerekçeyle referandumlar da maddenin kapsamı dışında kaldı. Ancak cezaevlerindekilerin oy hakkına ilişkin MC Lean/İngiltere Kararında (2003) AİHM, önceki kararlara gönderme yaptıktan sonra, “Bu olaydaki referandumun doğasında Mahkeme’nin farklı bir sonuca varmasını gerektirecek hiçbir şey yok” diyerek başvuruyu kabul edilemez buldu. Bu ifadeyi, referandum nitelik bakımından farklı olsa ve yasama organını ilgilendirse, AİHM’in farklı bir sonuç ulaşacağı biçiminde anlamak olanağı var. Başka bir deyişle, AİHM referandumlara kapıyı tamamen kapatmadı.

Bu aralık kapıdan girerek, 16 Nisan referandumunun yasama organını yakından ilgilendirdiği, anayasa değişiklikleriyle Cumhurbaşkanı’nda yeni bir yasama organı yaratıldığı, Cumhurbaşkanı’nın kararnamelerle yasama yetkisini kullanabileceği, ayrıca parti başkanı olarak yasama organını kontrol etme olanağına sahip olduğu, TBMM’de kabul edilen yasalarla ilgili veto yetkisi bulunduğu ileri sürülebilir. Burada önemli olan, referandumla Cumhurbaşkanı’nın yasamanın bir parçası haline geldiğini gösterebilmek.


2- 1 nolu ek protokolün 3’üncü maddesi kapsamına giren ihlaller

Seçme ve seçilme hakkına ilişkin madde, serbest bir seçim için “halkın kanaatini özgürce açıklayabilmesi” koşulunu getiriyor. Bu bakımdan, ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme hakkı yakından bağlantılı. Bununla ilgili birçok AİHM kararı var. (Browman/İngiltere, Jannie Demokratie/Latvia). Rusya Komünist Partisi/Rusya kararında, AİHM “devletin, medyadaki haberlerin (coverage) nesnel ve özgür bir seçimin ruhuna uygun olmasını sağlamak konusunda pozitif bir yükümlülüğü” olduğunu belirtir.

OHAL koşullarında yapılan 16 Nisan referandumunun adil ve eşit koşullarda geçtiğini, düşüncelerin özgürce ifade edildiğini, halkın bilgi alma hakkına saygı gösterildiğini kimse ileri süremez. Bu konuda AGİT gözlemci heyetinin raporunda yer alan hususlar durumu yeterince açıklamakta. Bu raporun ve Venedik Komisyonu raporunun AİHM tarafından da dikkate alınması beklenir. Ayrıca, OHAL kararnamesiyle,eşitlik ilkesine göre yayın yapmayan özel radyo ve televizyonlara YSK tarafından verilen yayın durdurma cezasının kaldırılmasını da bu bağlamda ele almak gerekir. Bütün bu nedenlerle, 1 Nolu Ek Protokol’ün 3. Maddesinin ihlali söz konusu.

YSK’nın oy süreci başladıktan sonra, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Yasası’nın 98 ve 101 maddelerini açıkça çiğneyerek aldığı, mühürsüz oy pusulaları ve zarfların geçerli sayılacağı yolundaki kararı aynı maddenin yani seçme ve seçilme başka bir açık ihlal nedeni. Bu kararla YSK halkın serbest iradesinin sandığa yansımasını sağlayacak çok önemli bir güvenceyi ortadan kaldırdı. Bunu yaparken de ulusal yasayı ihlal etti.

3- 13’üncü maddenin ihlali

Sözleşme’nin 13. Maddesi davaya konu olan şikayetlerin ileri sürülebileceği bir ulusal makam bulunmasını öngörür. YSK kararlarına karşı yargı yolu kapalı. Bu nedenle 13 maddenin ihlali söz konusu.


Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılabileceği gibi, 16 Nisan referandumunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin seçme ve seçilme hakkı ve etkili başvuru hakkına ilişkin maddelerini ihlal ettiği konusunda kuşku yok. Kabul edilebilirlik aşamasındaki sorunlar aşılabilirse, davanın kazanılması yüksek bir olasılık. (Kaynak: Hürriyet)

YSK’nın mühürsüz pusula kararına hukukçular ne diyor?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.