Çocuklarda güven duygusu nasıl gelişir?

Bebekle annesi arasında özellikle 6’ıncı ay sonrasında gelişen güvenli bağlanma, bebekte güven duygusunu yerleştirirken, bebeğin ileri dönemdeki ilişkilerini de etkiliyor.

Çocuklarda güven duygusu nasıl gelişir?

Uzmanlara göre sosyal ilişkilerin başlangıç noktasını oluşturan anne-bebek bağlanması gelecekteki ilişkiler için anahtar rolü oynuyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, Anneler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada anne ile çocuk arasındaki bağlanmanın ve doğru iletişimin önemine dikkat çekti.


Anne – bebek ilişkisinin bir annenin zihninde bebeğin dünyaya gelişinden çok önce oluşmaya başladığını belirten Yrd. Doç.Dr. Ayık, “Kişinin bir bebek dünyaya getirme isteği, bu konu hakkındaki zihnindeki hayalleri, hedefleri, yapmak istedikleri ile ilişki şekillenmeye başlar. Hatta çok daha eski yıllara gidersek kendisinin bebek – çocuk olduğu yıllardaki evcilik oyunlarda aldığı ‘anne’ rolünü bile buna dahil edebiliriz. Şüphesiz ki annelik rolünde kişinin kendi yaşam deneyimleri, mizaç özellikleri, kendi ailesi ve annesi ile olan ilişkisi, hayata dair gözlemleri de çok etkin rol oynamaktadır” dedi.

Çocuğun mizaç özelliklerini değiştirmeye zorlamayın

Bebek dünyaya geldiğinde zihinsel düzeyde olan bu düşüncelerin yavaş yavaş şekil almaya başladığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, şunları söyledi:

“Zihinlerdeki bebek – çocuk temsili ne kadar gerçeğe yakınsa bebek – çocuğun kabulü o kadar kolay olur. Her çocuk – insan, fıtratı gereği türünün özelliklerini gösterir ve kendi mizaç özelliklerini taşır. Ailelerin bebeklikten erişkinliğe doğru olan bu yolculuktaki görevi, çocuğun kendi mizaç özelliklerini değiştirmeye zorlamadan, kendi benliğini ifade etmesine imkan tanımak ve sosyal – toplumsal değerlere saygılı davranışları kazandırmaya çalışmak olmalıdır.”

“Aile tüm ilişkilerin temelinin atıldığı, sosyal ve toplumsal davranış kalıplarının öğrenildiği ilk ‘okul’ dur” diyen Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bebeğin – çocuğun anne, babası ve kardeşleriyle olan ilişkileri, aile içi davranış şekilleri çocuğun toplum içindeki rollerde edineceği davranış kalıplarını belirler. Aile ilişkilerinin en temelinde ise bebeğin annesi ile olan bağlanması yer almaktadır” dedi.

Bağlanmanın erken yıllardaki duygusal ve sosyal gelişimin yaşamsal bir ögesi olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bağlanma birincil bakım veren (genellikle anne) ve bebek arasında özellikle yaşamın ikinci 6 ayında gelişen ve bebekte güven duygusunu yerleştiren güçlü bir bağdır. Anne – bebek bağlanması sosyal ilişkilerin başlangıç noktasını oluşturur ve gelecekteki ilişkiler için anahtar rolü oynar” dedi.


Sağlıklı bağlanma temel güven duygusunu geliştiriyor

sağlıklı bağlanma

Sağlıklı bağlanma geliştirebilen bebeklerde “temel güven duygusu” oluştuğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, şunları söyledi:

“Bağlanma teorisine göre bebekler bağlanma ilişkisi geliştirmeye biyolojik bir yatkınlıkla dünyaya gelir. Seçmiş olduğu az sayıda bakım verenden güven, bakım, destek ve koruma bekler. Bağlanma davranışı, stres altında olduğu zamanlarda “yakınlık arayışı” sonucu başlar.

Seçici (Odaklı) bağlanma ise 7. aydan sonra oluşur. Seçici bağlanmanın oluştuğu bu dönemde bebek bakım verenden ayrılmaya tepki (kaygı belirtileri) gösterir ve yabancı kaygısı başlar.

Eğer bebeğin bakımından birinci derecede sorumlu olan kişi, bebeğin tepkilerine ve isteklerine karşı duyarlı ise; onun ifade etmek istediklerini anlamaya çalışıyor; bebeğini dinlemeyi biliyorsa; ona sözel, duygusal ve fiziksel olarak yeterli ve uygun uyaranlar veriyorsa; bebek ve bakım veren arasında sağlıklı bir bağlanma gelişir. Sağlıklı bağlanma geliştirebilen bebeklerde “temel güven duygusu” oluşur. Bakım vereninin her zaman yanında olacağı ve stres durumunda onu yatıştıracağını, olumlu deneyimler ile öğrenmişlerdir.

Bağlanma teorisine göre bağlanma davranışı biyolojik olarak başka sistemler ile paralel gelişir. Bunlardan en önemlisi “keşif sistemi” dir. Bağlanma ve keşif sistemleri arasında bir denge oluşur. Bakım veren güvenli bir liman sunar, bebek keşif yapar, araştırır, stres anında bakım verene geri döner.

Keşif öğrenme ve gelişim için en önemli sitemlerden biridir. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu bebeklik yıllarında eğer bebek ve anne arasında güvenli bir bağlanma ilişkisi varsa, bebek çevreyi rahatça araştırır, yeterli güven duygusu oluştuktan sonra sosyal ilişkiler kurmaya başlar. Bunlar tüm gelişim basamaklarının (dil alanı, sosyal alan, motor alanlar gibi) beklenen zamanlarda olmasına olanak sunar.”

Çocuğun duygusal ihtiyaçlarına mutlaka kulak verin


Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Şüphesiz ki annelik eşsiz bir deneyimdir. Belki de bir insan için hayattaki hem en keyifli hem de en zor süreçtir. Bu süreçte her anne çok yoğun ve farklı birçok duygu yaşar; çoğu zaman kendini yetersiz, yıpranmış ve kaygılı hissedebilir. Hiçbir zaman doğrular deneyimlenmeden öğrenilmez ve her insan hata yapar. Önemli olan hatalardan olumlu deneyimler çıkarabilmek ve bunları tekrarlamamaktır. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarına kulak vermeyi başaran her anne bu emeğinin karşılığını fazlasıyla alacaktır” tavsiyesinde bulundu.

Çocuk gelişiminde güvenli bağlanma çocuğun gelişimini nasıl etkiliyor?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.