Depreme psikolojik olarak hazır mıyız?

Ege denizinde dün meydana gelen deprem İzmir’in yanı sıra aralarında İstanbul’un da bulunduğu birçok batı ilinde hissedildi.

Depreme psikolojik olarak hazır mıyız?

Can kaybına neden olmayan deprem, pek çok kişide korku ve endişeye sebep oldu. Şiddetli depremlerin bazı kişilerde travmalara yol açabileceğini belirten uzmanlar, depreme bilişsel hazırlığın önemine vurgu yapıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, depremin travmaya yol açabileceğini söyledi.


Doğal bir afet olan depremin güçlü, şiddetli ve ciddi bir hasara neden olması halinde psikolojik travmaya yol açabileceğini kaydeden Baripoğlu, “Bu travmanın belirtilerinde kişi aşırı derecede korku yaşayabilir. Kişi ilk anda ve ilk dakikada şoka girebilir. Bazı kişilerde görüldüğü gibi tehlikeli bir kurtuluş yolu seçilebilir.

Örneğin pencereden atlamak gibi. Çaresizlik ve panikleme duygusu yaşanabilir. Kişi kendini çaresiz hissedebilir, tabi ki ölüm korkusu o anda kişiyi etkisi altına alır. Örneğin hayatını kaybedeceği ya da bir şeylerin üzerine yıkılacağı ya da kendini sakat bırakacağı gibi bir korku oluşur” diye konuştu.

Depremler travmaya yol açabilir

deprem

Yaşanan travmanın izleyen günlerde de depremin şiddeti, kişinin yaşına, depreme nerede yakaladığına, bu deprem sırasında veya sonrasında herhangi bir sevdiğini veya yakınını kaybedip kaybetmeyişine göre değişebildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Deprem tabii ki kişinin psikolojik savunma sisteminin gücü ve güçlülüğü baş etme becerilerine bağlı olarak da şiddeti belirlenecek bir psikolojik travma etmenidir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, depremden en ağır ve en kötü şekilde etkilenenlerde aşağıdaki belirtilerin ortaya çıkabileceğini ifade ederek “Sürekli bir korku, irkilme tepkisi, en küçük bir sesten etkilenme, uyku bozukluğu, iştahta azalma, ağlamalar, sürekli o anın gözünün önüne gelmesi kişi ve kimseyle konuşmak istememe gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişir ama sıklıkla görülen belirtiler bunlardır. Bazı kişilerde sık sık kendini kaybetmeye kadar belirtiler ortaya çıkabilir.”

Deprem sonrasında ve depremi çağrıştıran uyaranlardan korku da gelişebileceğini kaydeden Yrd.Doç.Dr. Semra Baripoğlu, “Bazı kişiler eve günlerce giremeyebilirler. Deprem sırasında bulundukları odaya giremeyebilirler. Çoğu kişi tabi ki çok ağır şiddette olmayan bir depremde hafif bir sallantıyı günler içinde atlatır. Bir psikolojik tablo gelişmeden o korkunun etkisinden kurtulabilir ama bazı kişilerde kalıcı bir psikolojik sorun diyebileceğimiz durumlar yani Travma Sonrası Stres Bozukluğu oturabilir ve yerleşebilir” dedi.


Travma Sonrası Stres Bozukluğu tedavi edilmelidir

Travma Sonrası Stres Bozukluğu belirtileri baş gösterdiyse muhakkak profesyonel yardım, psikoterapi ya da ilaç tedavi destekli bir terapi almak gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu,

“Bu şikayetler birkaç haftayı geçmesine rağmen azalmıyorsa, uyku bozukluğu, iştahsızlık, depresif belirtiler ya da en küçük bir sesten irkilme hali, işine gücüne dikkatini verememe ve hayattan elini eteğini çekme gibi isteksizlik ve ilgisizlik hali devam ediyorsa, uykudan kabuslarla uyanma bu gibi belirtiler varsa mutlaka travmaya yönelik bir psikoterapi gerekiyorsa ilaç tedavisi ile destek almak lazım.

Çünkü beyinde bu travmatik yaşantıların kaydedildiği bölgeler var ve bölgeler tetikleniyor. Tekrarlanan veya depremi çağrıştıran uyaranlarla bile tetiklenebiliyor. Bu yüzden etkili bir tedavi almak kişinin fonksiyonlarını daha da kaybetmesini engelleyecektir. Yaşam kalitesini hızlı bir şekilde eski düzeye çevirecektir” dedi.

Depreme bilişsel hazırlık önemli

Depremde yaşanan daha hafif korku ve tedirginliğin olumlu tarafları olduğunu ve kişiyi önlem almaya sevk ettiğini ifade eden Yrd.Doç.Dr. Semra Baripoğlu, “Deprem gerçeğini bilerek önlem alarak yaşamak gerekiyor. Bu durumda kendimizi nasıl en iyi koruruz? Yaşadığımız bölgeye bakacağız.

Ne kadar riskteyiz? Uzmanların açıklamalarına göre zihinsel olarak hazır olmak önemli. Evimizde önlemler almalıyız. Depreme yönelik ufak tefek hazırlıklar olmalı bir köşede. Evde küçük çocuk varsa onların güvenliği için gerekli önlemler alınmalı. Bunları yapan bireyler daha sakin daha soğukkanlı kalabilirler deprem anında.

Yurt dışında deprem simülasyonları yapılıyor. Bu tür simülasyonlar kişiyi zihinsel olarak yani bilişsel olarak depreme hazırlanmada aslında oldukça faydalı. Çocukların da depreme hazırlıklı olduğunu bilmek anne babayı zihinsel olarak rahatlatır. Bu olguya ailece oturup hazırlanmak, kendi kontrolümüzde olan saatleri belirlemek, ailedeki herkesin bulunduğu yere göre ne yapması gerektiğini biliyor olması önemli.


Bu durum olay anında da daha soğukkanlı kalmamız ve bilinçli hareket etmemizi sağlayacak. Burada sadece aileler değil bu durumda iş yerleri, iş yerlerindeki güvenlik uzmanları, okullar ve devletin de bu noktada her vatandaşın güvenliğine yönelik önlemler alması, eğitimleri yapması önemli” dedi.

Depremden önce Doğa Ana’nın verdiği şaşırtıcı işaretler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.