Kim, sırtını güvendiği bir omuza yaslama imkanı varken, omuz omuza çarpışmaya ya da sıcacık bir kucakta huzur bulabilecekken kendini ateşlere atmaya gönüllü olur?
Gördüğünüz o güçlü kadınların kaçı yaradılıştan güçlü, kaçı hayatın içinde tek başına dimdik olmaya mecbur bırakılmıştır acaba?
Onları en kalabalık ortamlarda bile çabucak tanırsınız. Bakışları ve duruşları kendinden emindir. Yüzlerinde hüzünlü bir gülümseme, bazen de tüm acılara inat kahkahaları vardır. Sorumluluk, insana kudretli olma zorunluluğunu da yanında getirir. Sorumluluklarını bilen güçlü kadınlar kolay kolay bu özelliği kazanmamışlardır.
1. Yaşadıkları zor günler yeniden ayağa kalkmaları için onları cesaretlendirmiştir.
Herkesin kendini bulmasında, şuan ki benliğine kavuşmasında yaşadıklarının payı büyüktür. Özellikle yaşadığımız zorlu günler bize aslında hayatımızı nasıl şekillendirmemiz gerektiğiyle ilgili bir çok uyarı yaparlar.
Bazı kadınlar yaşadıkları acılar karşısında pes ederler ve teslim olurlar. Karşı koymak yerine kendilerinden ödün verirler. Fakat güçlü kadınlar, bu zorlu günlerin onlar için aydınlığa açılan bir kapı olduğunu bilirler.
Yaşadıkları problemler ne kadar zorlu ve acılıysa o kadar büyük bir cesaretle ayağa kalkarlar. Bu zor günlerin kendi hayatlarını kontrol altına almak için bir dönüm noktası olduğunu bilirler. Yeni hayatlarına açılan kapıya ulaşmak için o zor yolları aşmaları gerektiğinin bilincindedirler.
2. Etraflarındaki her şeyin farkındadırlar.
Güçlü kadınlar çevrelerinde ne konuşulduğunun,neyin ima edildiğinin, bakışların farkındadırlar ama genelde bunu belli etmezler. Yalan söylenildiğinin, kendisine kur yapıldığının, çok sevildiğinin de farkındadır. Hisleriyle karşısındaki kişiyi okurlar ve ona göre davranırlar.
Bu bazen dezavantaj olabilir onlar için çünkü karşısındaki insanın niyetini anlarlar ve hayal kırıklığına uğrarlar. Fakat güvenilir insanları da tanımaları uzun sürmez. Böylelikle hayatlarında kalıcı ve sağlam insanlara yer açarlar.
3. Kötü bir gün geçirseler de kendilerini salmazlar.
Bazı kadınlar zayıflıklarını anlatmasalar da, duruşlarıyla ya da görünümleriyle belli ederler. Güçlü kadınlar ise ne olursa olsun o gün her zamanki gibi dik duruşuyla evlerinden çıkıp işlerine giderler.
Aynaya baktıklarında kendilerinden cesaret alırlar. Her kadın güçlü olmak zorunda veya öyle görünmek zorunda değildir fakat bu kadınlar düşüncelerinin ve hislerinin karşısındaki kişi tarafından okunmasını istemezler. Çünkü yaşadıkları yüzünden tam olarak güvenemezler ve kendilerini böyle koruyacaklarını düşünürler.
4. Çabuk kaynaşamasalar da tanıştıkça ne kadar şefkatli ve sıcacık olduklarını anlarsınız.
Girdikleri her ortamda herkesle kaynaşıp, her şeyini anlatmaya başlayan kadınlardan değillerdir. Sert mizaçlı görünürler. Ama sevgisiz değillerdir. Soğuk görünürler ama amaçları ortamdaki insanları koklamaktır. Onları hisleriyle tartarlar ve genelde yanılmazlar.
Tanıdıktan sonra duvarlarını yıkarlar ve onların herkese göstermediği taraflarıyla karşılaşırsınız. Bitmeyen bir sevgileri, şefkatli kolları vardır. Size güvendikleri takdirde sevgilerini hissettirmekten çekinmezler. Olgun ve güçlü her birey gibi sevgilerini göstermenin bir zayıflık olduğunu düşünmezler. Sevildikçe daha fazla sahiplenirler. Mutlu ve güçlü bir kadın kadar size iyi hissettirecek biri yoktur!
5. Kendi değerlerini kendileri biçerler.
Güçlü kadınlar başka insanlar üzerinden kendilerini değerlendirmezler. Karşılarındaki erkeğin onları ne kadar sevdiği veya arkadaşlarının onları ne kadar önemsediğine göre kendilerini yargılamazlar.
Başkalarının düşüncelerine saygı gösterirler, fakat inandıklarını başkalarının düşüncelerine göre değiştirmezler. Bunun öz benliklerine hakaret olduğunu bilirler. Kendi inşa ettikleri bir öz güvenleri vardır ve kendilerinden emindirler. Bu yüzden kendilerini severler ve başka bir erkeğin kendilerini seveceği zamanı bekleyerek kendilerini harap etmezler.
6. Yalnız vakit geçirmeyi severler.
Yalnızlık kendi ruhlarını doyurmaları için eşsiz bir fırsattır. Yalnızlığı kendilerine katacakları yeni şeyler için bir fırsat olarak görürler. Yalnızlıktan korkmazlar hatta en güçlü hissettikleri an yalnız oldukları anlardır. Yalnız kalmamak için arkadaş edinmezler. Kendilerine bir şey katacaklarını bildikleri insanlarla arkadaş olmayı tercih ederler.
Yalnızken yapacakları her şey onlara iyi gelir. Güzel bir yemek yemek, dışarıda sakince bir kahve içmek, sadece oturup insanları seyretmek bile onlara iyi gelir. Anın tadını en iyi onlar çıkarırlar. Gerçek olan dün veya yarın değildir çünkü. Tek gerçek yaşadığımız bu andır. Kaynak: Filoji.com