Milletin pusulası her yerde Anıtkabir’i gösterir

Anıtkabir’in çevresi imara açılarak Atatürk’ün manevi şahsiyeti zedelenmeye çalışılıyor. Böyle bir konu gerçek olmayıp sadece iddia dahi olsa, basit kısır döngü konularla Kurucu Önder’in kimliğinin erozyona uğratılması amaçlanıyor.

Milletin pusulası her yerde Anıtkabir'i gösterir

Bu milletin pusulası her yerde Anıtkabir’i gösterir!

Genç ülkenin genç cumhuriyet dönemine baktığınızda bu ülkenin tek bir lideri vardır; o da Mustafa Kemal Atatürk‘tür! Yeni bir lider aramaya da gerek yoktur!

Toplumları var eden o milletin örf – adet, gelenek – görenekleri, öz benliği, derin tarihidir. Bunun dışında kahramanlarıdır…


Bugünün Türkiye’sine baktığınızda son 10 yıldır sanki alternatif tarih oluşturulmaya, yeni kahramanlar yaratılmaya gayret gösterilmeye çalışılıyor. Unutmamak gerekir ki, birilerinin pohpohlaması ile kahramanlar oluşmaz; bu, doğal sürecin sonucunda ortaya çıkar.

Birileri tarafından Sevr Antlaşması, Lozan‘a alternatif olacak bir antlaşma olarak gösterilmeye çalışılıyor; hatta Türk Milletinin tapusu, garantörü olan Lozan’ı hezimet olarak göstermenin çabası içerisinde olan siyasiler var…

Dünya, tarihine dört elle sıkı sıkıya sarılmış, geçmişi korurken; biz, geçmişimizin izlerini; bu izlerin gerçeklerini silmeye çalışıyoruz. Milletçe özümsenmemiş tarih de, birileri tarafından törpülenmeye, yok olmaya mahkumdur. Kurtuluş Savaşı, Sakarya, Çanakkale‘yi unutmak, unutturmak mümkün mü? Bu savaşlarda kahramanlık etmiş İsmet İnönü‘yü, 20 yıl boyunca bu ülkenin Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak‘ı ya da Kurtuluş Savaşı’nın rotasını değiştiren Kazım Karabekir‘i yok saymak kolay mı?


AKP iktidarında neredeyse kahramanlar hain; hainler ise kahraman ilan edilecek duruma geldi. Mustafa Kemal’in “Nutuk” kitabında vatana ihanetle suçladığı Vahdettin göklere çıkarılırken İsmet Paşa eleştirilir hale gelmiştir. Maalesef birileri tarafından bu milletin genetik kodlarıyla oynanmaya çalışılıyor. Her fırsatta Mustafa Kemal’e dem vuruluyor, kısır bir gündem oluşmasına meydan veriliyor. Geçtiğimiz aylarda Mustafa Kemal’in manevi kızı ile ilgili olan ilişkisini çirkin bir boyuta taşıyan (sözde) bir yazar önce tutuklandı, daha sonra ise serbest bırakıldı…

“Tarihine sahip çıkmayan toplum, yok olmaya mahkumdur!”

Bu sözün en güzel kanıtıdır bu durum. AKP iktidarı bırakın tarihe sahip çıkmayı, tarihimize çamur atmaya çalışanların yaptıkları ile sırtını sıvazlamaktadır. Tarihle ilgili yapılan belgesellerde Mustafa Kemal yok sayılıyor, savaşlardan soyutlanmaya çalışılıyor. Devlet, bu belgesellere maddi, manevi kaynak sağlıyor. Bu yaşananları görmezden geliyor, yok sayıyor!

Şimdi de Anıtkabir’in çevresinin imara açılması gündeme geldi. Yavaş yavaş Atatürk ile anılan maddi, manevi unsurlar böyle kısır konularla itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.


Yaşanan olaylar, milletin pusulası ile oynanmaya çalışıldığını gösteriyor. Ancak unutulan bir şey var: Her ne olursa olsun, bu milletin pusulası kuzeyinde – güneyinde, doğusunda – batısında ve her daim Anıtkabir’i gösterir…

Anıtkabir’in çevresinin imara açılması gündemde


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…