Deniz Baykal’a kaset kumpasının ayrıntıları ortaya çıktı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan “Kaset iddianamesinde” bilgi sahibi olarak beyanına yer verilen polis memuru Fatih A, Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin telefonlarını dinlediklerini itiraf etti. MGK’dan Çankaya Köşkü’ne, İçişleri Bakanı’ndan MİT Müsteşarı’na birçok siyasi ve bürokrat dinlenmiş.

Kaset iddianamesi: Deniz Baykal telefonları dinlenmiş

Kumpas kaseti itirafı

Yayımlanan görüntülerin İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından elde edildiğini bildiklerini belirten Fatih A, ifadesinde şunları kaydetti:

“Dinlediğimiz bu şahıslar bir kadınla falan buluşacakları zaman hemen Salih başkomisere bilgi veriliyordu. Sadece MHP konusuyla ilgili değil, dinlediğimiz bütün kişilerle ilgili kadınlarla yapılacak bir buluşma konusunda Salih Keskinkılıç’a anında bilgi verilmekteydi.”


FETÖ’ye bağlı 171 kişi hakkında iddianame

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet ortamında yayımlanmasıyla ilgili Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 şüpheli hakkında, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” gibi 8 ayrı suçtan iddianame hazırladı.

“TEKOP görevlendirildi”

İddianamede ifadesine yer verilen Fatih A, Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin telefonlarını dinlediklerini kabul etti.

deniz baykal telekulak yasa dışı dinleme kaset kumpası iddianamesi

2009’da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı Teknik Takip ve Operasyon Şube Müdürlüğünde (TEKOP) görevlendirildiğini belirten Fatih A, dinleme faaliyetini aynı yerde görevli Ali Ağıllı, Ufuk Kaba, Murat Yöney, Kenan Peksoy, Ali Osman Kayan ve Latif Harun Pişkin ile birlikte yürüttüklerini söyledi. Şüpheli, “Deniz Baykal hakkında elde edilen dinleme, bilgisayarda tapeye dönüştürülüyordu. Salih Keskinkılıç buradan verileri alıyordu. Bu faaliyet Hüseyin Namal’ın İstihbarat Daire Başkanı olduğu güne kadar devam etti. Namal, Daire Başkanı olduğunda 3-5 telefon numarası haricinde bütün dinlemeler sonlandırılmıştı.” ifadelerini kullandı.

Dinleme faaliyetinin yürütüldüğü TEKOP Şube Müdürlüğüne ilişkin bilgi veren Fatih A, şöyle devam etti:

“TEKOP şube müdürlüğü 2 katlı bir binadır. Dinlemeleri ikinci katta merdivenlerden çıkınca koridorun sonundaki odada yapıyorduk. Odada 6 bilgisayar vardı. Başımızda Salih Keskinkılıç görevliydi. Bilgisayarı açtığımızda dinleme otomatik olarak geliyordu. Herhangi bir numara girmiyorduk. Numaraları sisteme büyük ihtimalle Salih Keskinkılıç giriyordu.

Dinlemelerde önemli bir konu olduğunda bunu Ali Ağıllı ve Ufuk Kaba’ya bildiriyorduk. Onlar da Salih Keskinkılıç’a bilgi veriyorlardı. Ramazan Akyürek İstihbarat Daire Başkanlığından ayrılana kadar dinleme yaptık. Akyürek başkanlıktan ayrılınca çoğu dinlemeyi sonlandırdık. Salih Keskinkılıç bilgisayarlarda temizlik yaptı, bazı evrak ve bilgileri sildi. Salih Keskinkılıç’ın odasında da evrak temizliği yaptığını biliyorum.”

İddianamenin müştekilerinden Deniz Baykal’ı dinlediklerini ifade eden Fatih A, “Net bir şekilde Baykal’ın Fikret Bila isimli gazateciyle yapmış olduğu konuşmayı hatırlıyorum. Diğer arkadaşlarım da dinlemişlerdir. Çünkü dinlemeler belirli bir şahsa veya numaraya yönelik yapılmıyordu. Büroda bilgisayarları açtığımızda kimin sesi düşerse onu dinliyorduk.” bilgisini verdi.

“Kimsenin bilgisi olmasın”

Deniz Baykal’a ait olduğu öne sürülen görüntüler internette yayınlandıktan sonra Ali Ağıllı’nın kendilerine uyarıda bulunduğunu anlatan şüpheli, “Kaset internette yayımlandıktan sonra Ali Ağıllı bizim yanımıza gelerek ‘Bu konudan kimsenin bilgisi olmasın. Bu faaliyetin bizim tarafımızdan yapıldığını kimsenin bilmemesi gerekiyor. Ağzınızı sıkı tutun, sağda solda, serviste bu konuyu konuşmayın.’ şeklinde söylemlerde bulundu.” ifadelerine yer verdi.

Fatih A, şunları kaydetti:

“Başkomiser Salih Keskinkılıç, bir kişi ile ilgili çalışma yapılacağında Ali Ağıllı ve Ufuk Kaba’yı arayarak şahısların durumları hakkında bilgi alırdı. Deniz Baykal’ı dinlediğimiz için görüntülerin İstihbarat Daire Başkanlığında çalışan teknik personel tarafından konulan cihazlar aracılığıyla elde edildiğini biliyorduk.

Kaset konusuyla ilgili şöyle bir şey hatırlıyorum. Aynı büroda birlikte görev yaptığım, iller tarafından alınan mahkeme kararlarının sisteme girişini yapan polis memuru Abdullah Ataş, Deniz Baykal’a ait uygunsuz video görüntüleri internette yayımlandıktan sonra, sohbet ederken bana, Ahmet Ümit Seçgin’in odasına girdiğini ve Seçgin’in Baykal’a ait görüntüleri izlediğini gördüğünü ama o tarihte görüntünün henüz internette yayımlanmadığını söylemişti.”

İnternette yayınlanan görüntülerin kimler tarafından servis edildiğinden haberi olmadığını belirten şüpheli, “Bunun istihbarattaki teknik şube tarafından yapıldığını düşünüyorum.” beyanında bulundu.

“Burası devletin yatak odası”

Eski MHP’lilerle ilgili de dinleme faaliyeti yürüttüklerini aktaran Fatih A’nın, “Deniz Bölükbaşı, Mehmet Ekici, İhsan Barutçu ve Osman Çakış isimli kişileri dinlediğimizi çok net hatırlıyorum. Ayrıca Bülent Didinmez, Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu isimli kişileri de dinlediğimizi hatırlıyorum.” şeklindeki ifadeleri iddianamede yer aldı.

Fatih A, eski MHP’lilerle ilgili olduğu öne sürülen kasetler internette yayımlandıktan sonra Ali Ağıllı’nın kendilerine teker teker uyarılarda bulunarak, “Bu konuyu dışarıda dile getirmeyin. Toplu ve kalabalık yerlerde bu konuları konuşmayın. Burası devletin yatak odasıdır. Burada olan burada kalır. Buradan dışarı çıkmaz.” dediğini söyledi.

Soruşturma FETÖ’cü savcıdan alınmıştı

FETÖ’cü Savcı Adnan Çimen’in elinden alınan Baykal ve MHP’lilere kaset kumpası dosyaları Şubat 2016’da birleştirilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen dosyada şüphelilere yöneltilen suçlamalar şunlar:

  • FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma
  • Özel hayatın gizliliğini ihlal
  • Konut dokunulmazlığının ihlali
  • Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal
  • Resmi belgede sahtecilik
  • Görevi kötüye kullanma
  • Kişisel verilerin kaydedilmesi
  • Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
  • Tehdit, şantaj, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
  • İftira, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi

Deniz Baykal’a kaset kumpasının perde arkası

Sabah gazetesinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan dosyadan edindiği bilgilere göre, 2010’da internette yayımlanan Baykal görüntülerinin Çukurambar’daki eve yerleştirilmiş gizli kameralardan elde edildi. Deniz Baykal’ın mahrem görüntülerinin çekildiği ev N.B.’nin Çukurambar’daki eviydi ve görüntülerin çekildiği kameranın yerleştirildiği yerdeki tüm izler duruyordu. Evde araştırma yürüten teknik ekipler kamera görüntülerini, kameranın konulduğu değerlendirilen yerdeki açı ile mukayeseli olarak inceledi.


çukurambar deniz baykal kaset kumpası
Soruşturma dosyasında N.B.’nin evinde yatak odasını gören buatın içine kamera yerleştirildiği anlatıldı.

Çekim açılarına göre gizli kamera kayıtlarının buradan yapıldığını teyit etti. Karşılaştırmalı inceleme sonucu ulaşılan sonuçlar dosyada şöyle anlatıldı:

“İnternette yayımlanan ve Deniz Baykal ile N.B.’ye ait olduğu iddia edilen görüntülerin çekildiği yer olduğu düşünülen oda içinde alınan örnek görüntüler ile internette yayımlanan görüntüler karşılaştırılmıştır. İkamet içinde salon ve yatak odası olarak kullanılan iki ayrı yerde portatif olarak kullanılmakta olan objelerin içine, görüntü ve ses aktarımında kullanılan cihazların monte edilerek uygunsuz görüntüler elde edildi. Bu cihazların batarya ile çalıştırıldığı, ayrıca yatak odasında bulunan ve açı itibariyle oda ve yatağın olduğu yeri net olarak gören elektrik buatına müdahale edildiği değerlendiriliyor. Buat içinde bulunan bantlar gerekli incelemeler yapılmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmiştir.”

“MGK’yı da dinledik”

Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü bürosunda görevli FETÖ’cü polis F., devletin kılcal damarlarına sızan örgütün usulsüz dinleme ve fiziki takiplerini tek tek anlatmıştı.

milli güvenlik kurulu mgk yasa dışı dinlenmiş

Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü İKK (İstihbarata Karşı Koyma) Bürosunda görev yapan FETÖ’cü polis memuru F., devletin kılcal damarlarına sızan örgütün usulsüz dinleme ve fiziki takiplerini tek tek anlattı. Dinleme kasetlerini deşifre ile görevlendirilen F, aralarında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar, siyasiler ve emniyet müdürlerinin makamlarında ve özel hayatlarında sürekli izlenip takip edildiğini söyledi.

“İstihbarat Şube cemaatçiydi”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 17 Ocak 2017 tarihinde ifade veren F, Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün çalışanlarının genellikle cemaatten olduğunu, dinleme karar yazılarını İKK Bürosu tarafından hazırladığını, İstihbarat Şube’deki bütün personelin 1-5 arasındaki rakamlarla numaralandırılıp derecelendirildiğini belirtti.

İçişleri Bakanı’nın cebine sindirme notu

Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın makam odasına dinleme cihazı yerleştirilip dinlendiğini söyleyen F., ortam dinlemesi yoluyla elde edilen kayıtların çözümünde görev aldığını belirtti. Dinleme cihazının yerde gizli olduğu için seslerin iyi gelmediğini anlatan F., “Bu nedenle yeri değiştirildi” dedi.

Bakanlıkta görüşmeler fazla olduğu için çözümlere yetişemediğini söyleyen F., bakanın ses çözümleri için yardım aldığını belirtti. FETÖ’nün İrancı iftirası attığı Beşir Atalay’ın cebine bir gezi sırasında “Sen Şiasın” yazılı not bıraktıklarını söyleyen itirafçı polis, “Bakan buna çok kızdı, makam odasında bağırıp çağırdı, ses kayıtlarından bu duruma şahit oldum” dedi.

Deşifreyi alıp Pensilvanya’ya gitti

Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay‘ın makam odasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan‘la bir görüşmesinin çözümünü yaptığını söyleyen F, amirinin “Vali ve kaymakamlar kararnamesini özellikle eksiksiz ve iyi dinleyin. Beşir Atalay cemaatçi olmayanları atamaya çalışıyor” dediğini aktardı.

Atalay’ın bir gün çok sinirli olduğunu ve bağırıp çağırdığını hatırladığını söyleyen F., “Eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ile ilgili bir konu geçti. Çözümü yapıp komisere verdim. Birkaç gün sonra emniyet amiri yurt dışına çıktı. Tahminen Pensilvanya’ya gitti” diye konuştu.

Jammer’lar bile engel olamadı

İki yıl boyunca Atalay’ın makamındaki kayıtları çözdüğünü anlatan F, daha sonra makam odasına jammer yerleştirildiğini ancak buna rağmen seslerin yine de net geldiğini, bu cihazın İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin döneminde sökülmediğini söyledi. F, “Bir başkomiser ‘İdris Naim Şahin’in karı kız ayağı var. Bununla ilgili bir şey geçerse haberim olsun’ dedi. Ancak bir şey geçmedi” diye konuştu.

Siyasileri adım adım izlemişler

F., sadece böceklerle ortam dinlemesi değil, fiziki takipler de yaptıklarını anlattı. Hanefi Avcı’yı takip edip, yemek yerken gizli çekim yaptıklarını, telefon ve anahtarlık kamera ile görüntülerini anlatan F, muhtemelen telefonunun da dinlendiğini söyledi. F, şöyle konuştu: “Bir benzin istasyonunda MHP milletvekili Oktay Vural’ı bir erkek şahısla görüşme yaparken görüntüledik. Eski ANAP’lı Y.O’yu Uğur Mumcu Caddesi üzerinde bir kadın ile kafe çıkışı görüntüledik. Fotoğrafları çekilirken mekanın tabelası veya sokak tabelası özellikle çekiliyordu.”

 

Çankaya Köşkü de dinlenmiş

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ndeki görüşmelerinin ortama konan böceklerle dinlendiğini, bu ses kayıtlarının da kendisine geldiğini söyleyen İtirafçı polis F. şöyle devam etti: Görüşme yapılan masa veya yakınında bir yerde böcek bulunuyordu. Gül’ün Başbakan, MHP lideri, İçişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile görüşmelerini çözdüm. Bu kayıtları bana istihbarat şube müdür yardımcısı getirdi.

MGK Toplantısı’nda mikrofona böcek

Uzun bir bayram tatilinin olduğu yıl Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ses kayıtlarının geldiğini söyleyen F., “Bu kayıtları tape haline getirdim. Dinleme cihazı mikrofon içine yerleştirilmiş olabilir.

Cumhurbaşkanı Gül, Kara ve Hava Kuvvet Komutanı ve Başbakan’ın (Erdoğan) konuşmaları yer alıyordu kayıtlarda. Toplantıda cemaatin konuşulmadığını, ileride cemaate yönelik bir operasyon olup olmayacağını tespit etmek için MKG dinlendi. Sesleri net duyuluyordu.”

“Başbakan’ın konuşmaları çok netti”


2012 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan’ın ses kayıtlarının çözüm için kendisine verildiğini söyleyen itirafçı polis, “Ses gayet net duyuluyordu. Telefon çevirme sesine kadar her şey duyuluyordu. Arka planda çocuk sesleri geliyordu. Kayıt evdeki bir telefon görüşmesi olabilir. Başbakanın 50’ye yakın görüşmesini çözüp tape haline getirdim” diye konuştu.

Ahmet Zeki Üçok: TSK’daki 50 bin FETÖ’cü darbe yapabilir


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.