Ezhel, aslında uzun yıllardır Türkçe Rap’in bodrum katında saklı duran şeyi, ihtiyacımız olan şeyi, gün yüzüne çıkarıp bizlere altın tepside sundu.
Son bir ayımın her gününü işgal eden adam ve albümüyle ilgili bir şeyler karalayacağım için çok mutluyum. Türkiye’nin en bürokratik en resmi en ciddi şehrinden, Ankara’dan, cesurca her şeyi anlattığı, aslında mahalle yaşantısına indiğimizde her şehrin nasıl birbirine benzediğini, neler yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini, özellikle 90 kuşağının albümün her şarkısında benzer yaşanmışlıklarla yüzleştiğini “Evet lan! Evet!” dediğini söyleyebilirim.
Müptezhel!
Albümün adı her şeyi anlatıyor aslında. 1,5 ay önce, ‘Alo’ şarkısındaki olayları bire bir yaşadığımız bir gece, arkadaşım açtı Ezhel’i. ‘Şehrimin Tadı’ klibini izliyorduk. Klibe ayrı, şarkıya ayrı kilitlendim. Sonra yavaş yavaş tüm şarkılara hatim etmeler başladı. Ezhel’in prodüktörü Bugy‘nin müthiş trap altyapısı sayesinde her bir şarkının kafası da çok ayrı. Aslında bu albümü dinleyen, kendinden bir şeyler bulan herkes albümü sahipleniyor.
Şu kısa zaman içerisinde bunu gördüm ve yaşadım. Bundaki en önemli etken tabii ki parçaların sözleri. Fakat Bugy’nin ortaya koyduğu tapılası bir iş de var. Bugy değil de başka biri olsaydı, bu albüm o kadar iyi olmazdı diye düşünüyorum. 12 parçadan oluşan albümün 8 parçasını birlikte yapmış Ezhel ve Bugy, sanırım bu da aralarındaki kimyanın ne kadar tuttuğunu gösteriyor. Bunun yanında parçaların bir bütün olarak dinleyiciye ulaşması çok önemli.
Derman ve Benim Derdim gibi parçalarda gitar tonlarının kalitesi, dibine kadar hissedilen reggea havasının yanında, Nefret gibi trap altyapısına sahip parçalar albüm içinde öyle güzel harmanlanmış ki, tüm albüm bir bütün olarak hiç sırıtmıyor, tam tersi, yeni ve başarılı bir işi dinlemenin zevkini tadıyorsunuz.
Esrar, içki, alkol, viski!
Şuan arkada ‘Küvet’ çalıyor, o sebeple bu başlığı uygun gördüm. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, esrar gibi şu zamana kadar hiç bir sanatçının ağzına almadığı, insanımız tarafından “Voldemort” muamelesi gören bir takım sözleri kaygısız bir şekilde dile getiriyor Ezhel. Bu ayın başlarında verdiği bir röportajda “Esrarın uyuşturucu olmadığını söylemeye çalışıyorum. Bunu anlatacağım şarkılar da var, bekliyorum, bunu anlatmak zorundayım. Bunu anlamaları lazım.” diyor.
Bazı şeylerin değişmesi için adım atmak gerek, yola bir yerden başlamak lazım. Hiçbir şey yapmadan değişimin gerçekleşmesini beklemek arsızlıktır. Daha önce de böyle cesur adım atan sanatçıları yerin dibine sokmaya çalışanlar oldu, hep olacak. Fakat boyun eğmemek, inandığın şeyin peşinden gitmek her zaman bir sonuca ulaşıyor.
Hayko Cepkin 2007 yılında çıkardığı Tanışma Bitti albümüyle, brutal vokali nasıl bu piyasaya kabul ettirdiyse, Ezhel de şuan başladığı şeyi devam ettirdiği taktirde ismini daha çok duyacağımız biri haline gelecek. Bana göre şimdiden zirveye çıktı kendisi, şimdi zor olan bunu devam ettirmek.
Albümde hiç es geçilecek, boş şarkı yok, ama yine de bazılarına ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Albümün onuncu parçası Derman’da öyle güzel anlatmış ki Ezhel, ama nası güzel anlatmış! Reggae havasıyla aşkına aşk katan on numara parça. Röportajlardan ve sosyal medyadan da takip ettiğim kadarıyla İyi Bil çoğu kişi tarafından beğenilen bir parça, aynı şekilde, şarkıyı dinlerken alttan derin derin gelen Ezhel’in ince sesiyle konuşuyorum her dinlediğimde. Ve geceler, geceler, kafamın peşindeyken. Yaşayan bilir sanırım, çok da fazla söze gerek yok.
Her gün tüm albümü döndürüp döndürüp dinlediğim için bir süre sonra sıkılır mıyım korkusuyla yaşıyorum ve eğer bunu hissediyorsam, çoktan özel olmuştur bu albüm benim için. Umarım Ezhel için her şey daha güzel olacak ve gün geçtikçe herkes Ezhel’den daha fazla haberdar olacak. Aşağıdan Müptezhel albümünü dinleyebilirsiniz.