Sakın değişmesin bu dünya!

Herkes dünyayı değiştirmek ister ama bunun için çabalayan insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Genelde çabalayanlara da işini bilmeyen, enayi muamelesi yapıldığından onların da cesareti kırılır, bırakırlar.

Sakın değişmesin bu dünya!

Sakın değişmesin bu dünya!

Eğer ki dünya değişecekse, eşitlik, hak, hukuk egemen olacaksa ve yenilecekse cehalet cesaretini kaybetmeyen bir avuç insanın alın teriyle olacaktır burası kesin. Ha yok eğer değişmeyecekse de birazdan aşağıda bahsedeceklerimden ötürü de cesareti kırılan insanları anlayışla karşılarım hiç yadırgamam.Aslında her şey çok açık şekilde ve yavaş yavaş sindirtilerek yapılıyor.

Biraz beynimizi zorlayıp geçmişe gidelim

Temmuz 2013 – “Hamile kadının sokağa çıkası terbiyesizliktir” devletin kanalı TRT’de bir iftar programında söylendi bu sözler sözde bir hoca tarafından. Kendisini leylekler getirmiş olsa gerek. Sonrasında yapılan özür açıklamaları ise manşetten yapılan ithamı en iç sayfalarda 10 puntoluk 2 satırla tekzip eder nitelikteydi.


Temmuz 2015 – “Bir kadın olarak sus” Hepimizin tanıdığı bir siyasetçi, her gün ekranlardaki isimlerden biriydi (tabi o zaman) Bülent Arınç meclise “milli iradenin” oyuyla girmiş kadın bir milletvekiline söyledi bunları. Oysa milletvekillerinin işi genelde konuşmakla ilgili diye biliyoruz biz. Yanlış biliyormuşuz affola.

Mart 2016 – Karaman’da 45 çocuğa taciz. Aylarca midemiz bulandı. Nefret ettik. Üstü kapandı, geçti gitti. Her zamanki gibi. Ayıp olmasın diye mahkemeler kuruldu ama hakkını yemeyelim kimsenin.

Eylül 2016 – Ayşegül hemşireye şort giydiği için saldırı. Nefret harekete geçti. Cehaletin bu denli örgütlü olması gerçekten çok tehlikeliydi. Ayşegül Terzi, çırpınıp da davasının peşine düşmeseydi çoktan salınmıştı yaratık. Çocuk oyuncağı gibi bir savcı saldı diğeri tutuklattı. En sonunda hapse girdi.

Eylül 2017 – Karar açıklandı 3 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Karar onanırsa 15 ay daha yatacak içeride. Sanki akıllanacakmış gibi.


Aralık 2016 – Manisa’da evinin yanındaki parkta spor yapan hamile kadına saldırı. Sözde hocamızı geç de olsa dinleyen bir yaratık çıkmış işte (!) Bilinçaltı öyle bir yer işte nerelerden neler çıkarıyor. Bir daha parkta spor yapmayacakmış hanımefendi bu arada, öyle demiş yaratık. Olur paşam.

Haziran 2017 – Minibüste üniversite öğrencisi kadına şort giydiği için saldırı. Asıl içler acısı olan ne biliyor musunuz? Minibüs kamerası olmasa bundan hiç haberimiz olmayacak olması da çok üzücü elbet ama asıl üzücü olan o minibüste bir tek kişinin “YA N’OLUYOR?” demiyor olması. Hani derler ya Texas mı burası diye hep, Texas çok masum bir yer bence. O bir diğer yaratık orada öldürmüş olsa ne olacaktı acaba? Sadece soruyorum.

“Evrende en çok bulunan iki şey vardır: hidrojen ve aptallık” (Harlan Ellison)

Ağustos 2017 – Yabancı bir makaleyi intihal ederek “dünya düzdür” açıklaması yapıldı. Tam daha ne adar ileri gidebiliriz Hz. Muhammed cahilliye dönemini bitiren yüce peygamber, kızlarını diri diri gömen insanlara doğruyu gösteren insan ve kadınlarını çorbanın tuzu, saçının kılı diye öldüren ümmet. “İlim Çin’de de olsa gidip arayın” diyen Allah’ın elçisi ve 21.yy ortasında dünya düzdür diyen ümmeti.

Eylül 2017 – Milli Eğitim müfredatından bilime dair pek çok şeyin çıkarılması fikri ve vicdanı tutsak bireyler yetiştirilecek olması.


Tek tek bakınca belki parçalar birleşmez diye biraz toparlamak istedim sadece. Hepsinin aynı kafadan çıktığını görebilmek için çok tahsilli olmaya gerek yok. Ayrıca ne desem havada kalacak onunda bilincindeyim. Ha şimdi başa gelelim: Eğer dünya değişmeyecekse, zaten bu kadar kötülüğün olduğu bir dünya niye var ki?

Evinde şort giyen kadını apartman yöneticisine şikayet ettiler!


Tayfun Yıldız
1997 yılının Mart ayında İstanbul’da doğdum. İki çocuklu bir ailenin büyük çocuğuyum. Çocukluğumu İstanbul’da nadir yeşil kalan yerlerden olan Çengelköy’de geçirdim. Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okumaya hak kazandım. Avrupa Hukuk Öğrencileri Derneği'nde aktif şekilde görev almaktayım. Kendimi gezgin olarak nitelemek yanlış olmayacaktır sanırım. Şimdilik 9 ülke 15 şehirle bir başlangıç yaptığım söylenebilir. Zira hayata dair hedeflerim arasında her kıtaya gitmek var, Antarktika dahil. Gelecekte hayatıma bir avukat ve yazar olarak devam etmek istiyorum.