Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki İdlib Eyaleti’yle ilgili bir askeri harekatın başladığını açıkladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan sınıra gitti. Peki, İdlib neden önemli ve Türk askeri İdlib’de ne yapacak?
İdlib’in siyasi önemi ve eyalete yönelik operasyon
Suriye kriziyle ilgili yürütülen Astana görüşmelerinin sonuncusunda, İdlib’in çatışmasızlık bölgelerine dahil edilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Türkiye, Rusya ve İran arasındaki anlaşma çerçevesinde bazı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının Suriye’nin İdlib iline intikalinde hazırlıklar tamamlanmak üzere.
Peki, İdlib neden önemli ve Türk askeri İdlib’de ne yapacak?
Suriye’de yakın döneme kadar rejim karşıtı askeri gruplar ve muhalifler ile Beşşar Esad rejimi güçler arasında en şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgelerden İdlib’de güvenliğin sağlanması için, Türkiye’nin aktif desteği artıyor.
Suriye’nin kuzeybatısında Türkiye sınırında yer alan İdlib ili, Türkiye, Rusya ve İran’ın Kazakistan’ın başkenti Astana’da vardığı anlaşma çerçevesinde, gerginliği azaltmak amacıyla çatışmasızlık bölgesi kapsamına alınmıştı.
Muhaliflerin garantörü Türkiye ile rejimin garantörü Rusya arasındaki yoğun görüşmelerden sonra anlaşma, uygulama aşamasına geldi.
İdlib, rejim karşıtı askeri gruplar ile bazı muhalif grupların kontrolünde bulunuyor.
İdlib neden önemli?
İdlib, Suriye’nin kuzeyinde ve Türkiye sınırında yer alan bir eyalet.
İsyancı gruplar açısından kritik önemdeki Bab El Hava Sınır Kapısı da İdlib Eyaleti sınırlarında bulunuyor.
Eyalet, yine kuzeyde Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) denetimindeki Afrin sınırına dayanıyor.
Kuzeydoğusunda Halep’in bulunduğu İdlib’in batısında ve güneyinde ise Suriye hükümetinin kalelerinden Lazkiye ve Hama yer alıyor.
Lazkiye Eyaleti’ne yönelik saldırılar İdlib üzerinden düzenleniyor.
İdlib şu anda Suriye’de, bütünüyle hükümet güçlerinin kontrolünün dışında yer alan tek eyalet.
2015 yılında, farklı isyancı güçlerin kurduğu, bünyesinde Nusra Cephesi ve Ahrar’uş Şam’ı da barındıran çatı örgütü Fetih Ordusu, eyaleti ele geçirmişti.
İlerleyen dönemde, ateşkeslerle Halep, Şam, Hama ve Humus eyaletlerinden ayrılan isyancı grupların birçok üyesi de İdlib’e geçiş yaptı.
İdlib, ülke çapında hükümet karşıtı silahlı güçler açısından bir kale olarak görülüyor.
Türk askeri neden İblid’de? İdlib’de ne yapacak?
Türk ordusu özellikle Cuma gecesi sınıra yoğun bir sevkiyat yaptı.
TSK’dan Cumartesi akşam saatlerinde yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz’ün Reyhanlı’da inceleme ve denetlemelerde bulunduğu belirtildi. Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın da çalışmalara eşlik ettiği bildirildi.
TSK unsurları İdlib için belirlenen gerilimi azaltma bölgesinin sınırları içerisinde yer alacak. Görevleri, rejim ve yerel askeri unsurlar arasında büyük ölçüde korunan ateşkesin daha kalıcı hale getirmek olacak.
Bu amaçla TSK unsurları, kontrol ve gözlem noktaları oluşturacak.
TSK harekat mı düzenliyor, intikal mi? Kime karşı?
Askeri ve diplomatik kaynaklar, TSK unsurlarının eyleminin harekat değil intikal olduğuna dikkati çekiyor. İntikal sırasında ve sonrasında yerel unsurlar veya Esed rejimiyle çatışma amaçlanmıyor.
Ancak TSK hazırlıklarını, olası tüm güvenlik risklerini dikkate alarak yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat Kalkanı Harekatı’nda olduğu gibi bir yöntem mi kullanılacak?” sorusunu ise, “Boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz” şeklinde cevapladı.
Erdoğan, “Fırat Kalkanı Harekâtı’yla kendimize bölgemizde açtığımız alanı şimdi İdlib’in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileriye taşımanın gayreti içindeyiz. İşte bugün örneğin İdlib’de ciddi bir harekat var ve bu devam edecek” dedi.
Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı Hamza Bölüğü de İdlib’de askeri operasyon başlattıklarını duyurdu.
Hamza Bölüğü, Fırat Kalkanı Operasyonu’na katılan gruplar arasında yer alıyor.
İntikal için ne bekleniyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib’e düzenleyeceği intikal öncesinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la birlikte Hatay Reyhanlı’daki birlikleri ziyaret etti, incelemelerde bulundu.
İntikalin sorunsuz gerçekleşmesi için yerel silahlı grupların durumu değerlendiriliyor. Yerel gruplar, bazı ÖSO gruplarının gelmesine karşı.
İdlib şu an hangi grubun kontrolünda?
İdlib’de çok sayıda silahlı rejim karşıtı grup ile muhalif grup bulunuyor.
Rejim karşıtı gruplardan Heyet Tahrir Şam, son dönemde İdlib’de artan etkinliği ile ön plana çıkmıştı. Grup son aylarda çok sayıda bileşenin ayrılmasına karşın önemli bir silahlı güce sahip.
Heyet Tahrir Şam, Türk askerinin bölgeye intikaline karşı çıkan doğrudan bir açıklama yapmadı. Diğer taraftan, söz konusu grup ile bazı muhalifler, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinden gelmeye hazırlanan çeşitli Özgür Suriye Ordusu gruplarının İdlib’e girmesine karşı çıkıyor. Heyet Tahrir Şam, bölgeye gelmesi beklenen grupların ABD’den destek almasını gerekçe gösteriyor.
TSK da bölgedeki hassas durumu değerlendirerek intikal için en güvenli şartların sağlanmasını bekliyor.
Suriye iç savaşında en büyük şiddet dalgasının yaşandığı bölgelerden biri İdlib oldu.
İdlib’in rejimin kontrolünden çıkmasından ve Rusya’nın ekim 2015’te iç savaşa dahil olmasından sonra bölgeye şiddetli hava saldırıları başladı.
Rusya’nın İdlib ve çevresine yönelik hava saldırıları sürüyor
Moskova, hafta içinde düzenlediği bir hava operasyonuyla Nusra Cephesi’nin 12 komutanını öldürdüğünü, örgütün lideri Culani’nin ise ağır yaralandığını açıkladı.
Savunma Bakanlığı sözcüsü Igor Konashenkov, operasyonun Rus askeri polisine yönelik 18 Eylül tarihli bir saldırıya yanıt olarak gerçekleştiğini açıkladı.
Konashenkov, Nusra Cephesi’nin lideri Ebu Muhammed el Culani’nin saldırıda kolunun koptuğunu ve durumunun kritik olduğunu da aktardı.
Öte yandan muhaliflere yakın bazı medya kuruluşları ve yine muhalif çizgideki Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İçin Gözlemevi, bu saldırılarda sivillerin de öldüğünü belirtiyor. Suriye’nin iç bölgelerinden kaçan sivillerin de sığınmasıyla İdlib milyonlarca kişinin sıkıştığı bir alan haline geldi.
Ateşkesin korunamaması durumunda sınırımız
Ateşkesin korunamaması durumunda Esed rejimi, İran destekli güçler ve Rusya’nın yakın dönemde İdlib’e yönelik büyük bir şiddet dalgası başlatmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Böylesi bir durumda milyonlarca kişinin Türkiye’ye girmek üzere sınıra yığılması bekleniyor. Sınıra sıfır sayılabilecek kuşakta halihazırda 1 milyondan fazla kişi kamplarda barınıyor.
Yerel sivil idare kayıtlarına göre İdlib’de 2 milyon 400 bin civarında yerli nüfus, yaklaşık 1,3 milyon da iç göçle gelmiş vatandaş barınıyor.
TSK’nın İdlib’de ateşkesin korunması amacıyla başlatacağı intikal, sivillerin güvenle barınmasını sağlayacağı için, olası göç dalgasının önüne geçmiş olacak.
İdlib’in PKK tehdidiyle ilgisi
İdlib ilinin kuzeydoğu ucunda yer alan Halep’e bağlı Afrin ilçesi, 2011’den bu yana terör örgütü PKK/PYD’nin işgalinde.
Örgüt, ülkenin kuzeyinde, Irak sınırından başlayarak Akdeniz’e çıkabileceği bir koridora kavuşmak için İdlib’in bir bölümünü ele geçirmek zorunda.
Türkiye’nin Astana anlaşması çerçevesinde İdlib içerisinde oluşturacağı askeri hat, aynı zamanda Afrin’deki terör örgütünün İdlib’e yayılmasının önünde güvenlik duvarı halini alacak.
İdlib’de çatışmasızlık bölgesi kurulması ne anlama geliyor?
Türkiye, Rusya ve İran, Kazakistan’ın başkenti Astana’da Suriye ile ilgili yaptığı görüşmelerde daha önce, Dera ve Kuneytra, Rastan ve Talbise ile Doğu Guta’daki çatışmasızlık anlaşması konusunda mutabakata varmışlardı.
Son nokta olan İdlib’teki çatışmasızlık bölgesi için görüşmeler bir süredir devam ediyordu.
Eylül ayındaki son görüşmede ise üç ülke, İdlib bölgesinde oluşturulacak olan dördüncü çatışmasızlık bölgesini beraber koruma konusunda anlaştı.
Anlaşmadan sonra Türk Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, söz konusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır” ifadesi kullanıldı.
Rus yetkililer ise Rusya, Türkiye ve İran’ın İdlib bölgesine 500’er gözlemci göndereceğini belirtti.