10 Kasım: Mustafa Kemal Atatürk sizsiniz!

Bugün 10 Kasım! Atatürk’ün yasını tutmak yerine, O’nun yaktığı ateşi kuvvetlendirmeniz gerekmez mi? Sarılmak gerekmez mi bıraktığı eserlere?

10 Kasım: Mustafa Kemal Atatürk sizsiniz!

Hoş geldin çocuk! Gazi Paşa geldiğini şaşıracak. Ne yalan söyleyeyim ben de şaşırdım. Cesursun çocuk hem de çok. Düşünüyorum da kendi zamanımı biz çok utanırdık; hem de öyle böyle değil! Mesela bir tane Ahmet Çavuş vardı, şehit düşerken buruk gitti. Sakın yanlış anlamayasın ölmek değildi sıkıntı. Sıkıntı hürriyeti görmeden ölmekti. Ama sen cesursun çocuk: Bu kadar sapmışken Gazi Paşa’nın yolundan, bu kadar unutmuşken ilkelerini karşısına çıkabilmek iyi cesaret!

Sahi boynunun eğikliği, yüzünün somurtuşu gerçekten bugünün hissiyatından mı yoksa zaruretten mi? Peki sizler, gözünden dökülen yaşları silmeye yetişemeyeler hangisi daha ağır basıyor: Özleminiz mi yoksa öfkeniz mi? Bizler kadar kızabiliyor musunuz kendinize?


Bugün 10 Kasım! Atatürk’ün yasını tutmak yerine, O’nun yaktığı ateşi kuvvetlendirmeniz gerekmez mi? Sarılmak gerekmez mi bıraktığı eserlere? Çok mu yükleniyorum yoksa? Ama elimde değil çocuk, benim uğruna canımı verdiğim değerleri fütursuzca satıp savmana dayanamıyorum! Ben bu haldeyken bir de Gazi Paşa’yı düşün!


Gazi Paşa, bu toprakların görüp görebileceği; en kudretli en dirayetli, en yiğit, en vatansever, en ileri görüşlü adamdı. Düşünsene çocuk sen yattığın yerde kitap okumaya zorlanırken, O cepheden cepheye koşarken bile okudu! Her şey tam da elinin altındayken, istediğini yapabilecekken saltanatı kaldırdı. Dünya kadına hak tanımazken o kadını baş köşeye yerleştirdi. Düşünsene o kudretli adam biatı kaldırdı. Ama görüyoruz ki siz çok özlemişsiniz; kula kul olmayı, biat etmeyi, karanlığa gömülmeyi yoksa bu kadar susar mıydınız?

Bugün 10 Kasım! Kaldır başını yerden!

O koca yürekli adamda yolundan giden bizler de başınız yere düşmesin öldük.En azından bunu yapabilirsin değil mi? Kaldır başını çocuk , kaldır ve sarıl emanetine. Artık kes ağlamayı çocuk! Gazi Paşa ağlamanı değil, üretmeni isterdi. Geleceğe yeni fidanlar ektiğini görmek isterdi. Şimdi kes ağlamayı çocuk. Hem bilir misin büyük adamlar ölmez. Onlar giderken bu dünyadan milyonlarcasına bırakır fikirlerini ondan sebep sonsuza dek yaşarlar. Yeter ki sen bakmayı bil çocuk, yanı başındadır; yoluna canını adadığın yiğit!


“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu ‘ben’ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” (Mustafa Kemal ATATÜRK)

Aziz hatırasına özlem ve saygıyla


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.