Ekim Devrimi 100 yaşında!

Her yıl 7 Kasım, Rusya’da Ekim Devrimi’nin yıl dönümü olarak kutlanır. Bu yılın özelliği ise devrimin 100. yılı olması.

100. yılında Ekim Devrimi

100. yılında Ekim Devrimi

Her ne kadar Ekim Devrimi’nin kasımda kutlanması tuhafmış gibi görünse de, bu durum dönemsel takvim kullanımlarındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Rusların o dönemde kullandıkları Jülyen takvimine göre 25 Ekim’de olan devrim, miladi takvime göre 7 Kasım’da gerçekleşmiştir.

Bolşeviklerin uzun bir mücadelenin ardından iktidara gelişi Rusya’da büyük bir değişime yol açtı. Lenin, iktidarı devraldığında moda tabirle; “tam bir enkaz devraldı.” İlk olarak, emperyalistlerin dünyayı paylaşma açgözlülüğünün figüranı olmayacağını ilan ederek büyük savaştan çekildi. Üstelik çekilirken, Avrupa’daki sosyal demokratların çoğunun kendi hükümetlerinin saldırgan politikalarını desteklemelerini ve savaş bütçelerini onaylamalarını da Marksizm‘e ihanet olarak değerlendirerek Avrupalı sosyal demokratlarla yollarını ayırdı. Bu nedenle, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin adını Rusya Komünist Partisi olarak değiştirdi.


Almanya, devrimden sonra savaştan çekilen Sovyet hükümetine çok ağır şartlar içeren bir barış antlaşması önerdi. Dışişleri Bakanı Trotski ise Almanya’nın önerisine, içinde toprak talebinin olmadığı bir başka barış teklifiyle cevap verdi. Bunu reddeden Almanya, Doğu Cephesi’nde Rusya üzerindeki saldırılarını artırdı. O dönem başkent olan Petrograd’a saldırı tehlikesi ortaya çıkınca hükümet güvenlik amacıyla Moskova’ya taşındı. Moskova’nın Rusya’nın yeni başkenti olması bu şekilde oldu.

Bu kısa özetten sonra, Bolşevik Devrimi’nin Rusya’da yol açtığı aydınlanma çağına gelecek olursak:

Her sosyalist ülkede olduğu gibi eğitim yeni yönetimin de en öncelikli konusuydu. Eğitim, tüm toplum için ücretsiz ve zorunlu hale getirildi. Çarlık döneminde %5 olan okuryazar oranını Rusya, devrimden sonraki 15 yıl içinde %98’e çıkararak bu konuda dünya birincisi oldu. 1970 yılına gelindiğinde ise Pravda gazetesi 17 milyon tirajı ile dünyada en çok satılan gazete unvanını kazanmıştı. Dünya Bankası verilerine göre 1970 yılında SSCB’de finansman kaynakları itibarıyla eğitim harcamalarının GSYİH’ya oranı %7’ydi. Dünya tarihinde G8 ülkeleri dahil, halen bu orana ulaşan ülke yoktur.

Kızıl Meydan'da Ekim Devrimi kutlaması (Moskova, Rusya)
Kızıl Meydan’da Ekim Devrimi kutlamaları (Moskova, Rusya)

Siyasi kültürü olgunlaşmamış, yönlendirilmeye açık, itibarsız toplumlarda görülen ham duyguların esiri olmayı bir kenara bırakacak olursak, devrimden sonra ülkede nelerin değiştiğini şöyle özetleyebiliriz:

Uralların eteklerindeki köylü halk sanatla tanıştı; elektriği bile olmayan köye piyano girdi.

Düz yolda yürümesini bilmeyen insan bale öğrendi.

Islık çalmayı beceremeyen arya okudu.


İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük uyuşturucusu olan din yasaklandı. Kiliseler buz pateni pistine dönüştürüldü. Natalia Bestemianova’lar ile Andey Bukin’ler buralardan yetişti.

Yerinden kalkmaya üşenen çocuk, olimpiyat şampiyonu oldu. Hemen hemen tüm dallarda rakipsiz olan SSCB olimpiyat takımında top toplayıcılar bile madalya alacak düzeydeydi.

Bilimde, teknikte ilerledi. Sanayi devrimini 100 yıl geriden takip eden ülke, uzaya ilk insanı gönderdi.

23 yıl sonra ağır sanayi üretimi 10 katına ulaştı ve dünyanın üçüncü büyük ekonomisi oldu.

Hollywood penceresinden bakıldığında ABD olduğu zannedilen Avrupa’yı faşizmden kurtaran gücün, gerçekte Sovyetler olduğu çok sonra öğrenildi. II. Dünya Savaşı’nda Avrupa’yı Nazizm’in pençesinden çekip alan Sovyetler, dünyanın iki süper gücünden biri oldu.

Yeşilköy’e kadar gelmiş olan atalarının aksine, elinde bir tek Konya kalan antiemperyalist komşusuna yardım elini uzattı.

Onun için, boş verin siz öyle emperyalistlerin uydurduğu “Komünizm çöktü” palavralarını. Bolşevik Devrimi, Çar’ın ordusu için asker deposu görevi gören lümpenleşmiş proletar bir yığından, sınıf bilinci oluşmuş, üreten bir toplum çıkardı ve Rusya’yı dünyanın iki süper gücünden biri haline getirdi. Fakat ne yazık ki her güzel şey gibi bu da son buldu. Ülkeyi paramparça eden glasnost ve perestroyka saçmalığından sonra tek kutuplu kalan dünya bugün hala o günlerin sancılarını çekerken, anketlerde Rus halkının büyük çoğunluğunun bugün SSCB’yi özlediği ortaya çıktı.


Sovyet örneğinin kötü sonuçlanmasına ve bürokrasiye yenik düşmesine karşın, Ekim Devrimi’nin ideolojik hedefleri hala insanlığın umudu olarak görülmektedir. Komünizmin başarısının en önemli kanıtı budur.

Renkli devrimler: Lale Devrimi sahi mümkün mü?


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.