ABD’de İran’a yönelik yaptırımları delme iddiasıyla yargılanan Reza Zarrab hakkında flaş iddia. Eski bir hücre arkadaşı Zarrab’ı, kendisine tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddiasıyla mahkemeye verdi.
Amerikan New York Times (NYT) gazetesinin New York’ta görülen İran yaptırımlarını delme iddiasıyla açılan davayı takip eden muhabiri Benjamin Weiser, Reza Zarrab’la ilgili şoke edici bir iddiayı gündeme taşıdı.
Weiser’in NYT’da yayınlanan haberine göre; Manhattan hapishanesinde Zarrab’la aynı hücreyi paylaşan bir mahkûm, Zarrab’ın kendisine tecavüz ettiğini öne sürerek dava açtı.
Zarrab’ın avukatlarından Robert J. Anello, iddiaları “ölçüsüz” olarak nitelendirdi.
Dün açılan davaya konu eylemlerin Kasım 2016-Mart 2017 arasında yaşandığı ifade edildi. Adı açıklanmayan mahkûmun 60’lı yaşlarının başında olduğu belirtildi. Davacı, “O dönemde çok korktuğum ve utandığım için şikayetçi de olamadım” dedi.
Davacının avukatı Alexei Schacht’a göre cezaevi yönetimi soruşturma açtı ama delil bulamadı.
İddiaya göre; Zarrab, devletin sağladığı avukat tarafından savunulan mahkûm için özel avukat tutma ayrıca Afrika’daki ailesine para gönderme teklifinde de bulundu.
Dava dosyasında söz konusu mahkûmun, “daha genç ve daha güçlü adam karşısında çaresiz kaldığı” ve “karşı koyamadığı” iddiası da yer aldı.
Reza Zarrab’ın itirafları
Reza Zarrab (Rıza Sarraf), ABD’nin New York kentinde devam eden davada şimdiye kadar neleri itiraf etti, neler söyledi?
ABD’de “Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı delmek için kumpas kurmak”, “ABD’yi dolandırmak için kumpas kurmak”, “Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak”, “Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurmak”, “Kara para aklamak” ve “Kara para aklamak için kumpas kurmak” gerekçeleriyle yargılanan Türkiye ve İran vatandaşı Reza Zarrab, suçunu kabul ederek savcılıkla anlaşma yaptı ve itirafçı oldu.
Peki tanık sandalyesine oturan Reza Zarrab hangi iddialarda bulundu, kimlerin adını verdi, hangi belgeleri ve tapeleri doğruladı? Evrensel‘in yayınladığı habere göre Rıza Sarraf’ın şimdiye kadar yaptığı itiraf ve doğrulamalar:
Reza Zarrab: Gardiyana 45 bin dolar rüşvet verdim
Zarrab, verdiği rüşvetleri itiraf etmeye muhtemelen en küçük olanından başladı. Tutukluyken bir gardiyana rüşvet verdiğini kabul eden Zarrab “Bir memura bana alkol getirmesi ve cep telefonunu kullanmama izin vermesi için rüşvet verdim” ifadelerini kullandı. Devamı
“Türkiye’de hapisten çıkmak için rüşvet verdim”
Zarrab duruşmada Türkiye’deki hapishaneden çıkmak için ‘kısmen’ rüşvet verdiğini söyledi.
Davayı takip eden ABD’li gazeteci Katie Zavadski Twitter üzerinden duruşmadaki diyalogu aktardı. Sorgu bölümünde Zarrab şu yanıtları verdi:
Soru: Türkiye’de hiç hapse girdin mi?
Zarrab: Evet
Soru: Serbest bırakıldın mı?
Zarrab: Evet
Soru: Nasıl serbest kaldınız?
Zarrab: Avukatlarım geldi, konuştuk ve serbest bırakıldım.
Soru: Serbest bırakılmanla ilgili olarak herhangi bir ödeme yaptın mı?
Zarrab: Evet.
Soru: Bunlar rüşvet miydi?
Zarrab: Kısmen
“Egemen Bağış yardım etti”
Reza Zarrab, dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın kendisine yardımını şöyle anlattı: “Aktif Bank bana İran’la iş yapacak müşterilerin, hesap açması için özel bir izin alınması gerektiğini söyledi. Egemen Bağış, Aktif Bank’ta hesap açmam için bana yardım etti.” Devamı
“Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdim”
Zarrab itiraflarının devamında Halkbank ile çalışmaya başladığı süreci ve bu iş birliğindeki rolü karşılığı Zafer Çağlayan’a verdiği rüşveti anlattı:
“Halkbank ile ilişkim 2012 yılında başladı fakat bağlantılarım daha eskiye dayanıyordu. Eşim (Ebru Gündeş) Türkiye’de ünlü bir sanatçı olduğu için hep göz önünde olan bir kişiydim. Bu yüzden (Halkbank eski Genel Müdürü) Süleyman Aslan ile çalışmak için fazla görünürde olan biriydim. Aslan bu nedenle benimle çalışmak istemedi. Zafer Çağlayan’la daha önce ailece gittiğimiz bir balık restoranında hesap öderken tanıştık. Daha sonra yapılan bir görüşme de Çağlayan, Halkbank’ta hesap açılması için bir bakıp geri döneceğini söyledi. Yüzyüze toplantı yaptık. Ticaretin detayı hakkında bilgi aldık. Kâr marjlarını sordu. Çağlayan, yüzde 50-50 ortak olmak koşuluyla bu ticarete aracılık edebileceğini söyledi. Çağlayan’a 45 ila 50 milyon avro arasında bir rüşvet ödedim.”
“Zafer Çağlayan’a yüzde 50 ödeme yaptım, kol saati verdim”
Zarrab, Çağlayan’ın zaman zaman, şirketine ait hesap ekstrelerini bizzat kontrol ettiğini iddia etti. Zarrab, Zafer Çağlayan’a İran ticareti konusunda yüzde 50 ödeme yaptığını söyledi. Zarrab, Çağlayan’a yaptığı ödemelerden birinin “kol saati” olarak sunulduğunu anlattı.
2013’te gündeme gelen kol saati olup olmadığı konusunda bir açıklama yapmadı. Reza Zarrab, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da bu işlere dahil olmak istediğini iddia etti. Zarrab “Çağlayan’ın bilgisi olmadan hiçbir şey yapmayacaktım. Zaten biz de Çağlayan’dan hiçbir şeyi gizlemedik. Onun bilgisi dışında hiçbir şey yapmadık”dedi.
“Hakan Atilla ve Süleyman Aslan yaptırımların farkındaydı”
Reza Zarrab, Halkbank yöneticileri Hakan Atilla ve Süleyman Aslan’ın İran’a yönelik yaptırımların farkında olduklarını, buna karşın açık bularak ticareti organize ettiklerini öne sürdü. Zarrab’ın konuya ilişkin ifadeleri şöyle: “(Hakan Atilla için) Yaptırım kuralları hakkında bankadaki en bilgili kişi. Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu görünmesi için katkıda bulundu. Süleyman Aslan yaptırımların ne olduğunu ve hangi işlemlerin yaptırımları deleceğini biliyordu.”