Büyük şehir hayatı depresyon ve kaygıyı artırıyor!

Büyük şehir hayatı yaşayanlarda kaygı ve depresyondan sorumlu olan beynin amigdala bölgesi daha fazla çalışıyor. Bu nedenle kentlerde yaşayanlarda kaygı bozukluğu %21, depresyon ise %39 daha fazla görülüyor. Uzmanlara göre alınacak bazı önlemler, stresle başa çıkılmasında etkili olabilir.

Büyük şehir hayatı depresyon ve kaygıyı artırıyor! istanbul ankara izmir bursa adana

Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Koordinatörü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, büyük şehirlerde yaşamanın bireyin ruh sağılığı üzerinde önemli etkiler oluşturduğuna dikkat çekti.

Kaygı bozukluğu ve depresyon daha fazla görülüyor

2050 yılında dünya nüfusunun % 66’sının büyük şehirlerde yaşayacağının öngörüldüğünü belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Kırsal kesime göre büyük şehirlerde yaşayanlarda kaygı bozukluğu % 21, depresyon ise %39 daha fazla görülmektedir” dedi.


Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, yapılan beyin araştırmalarında büyük şehirlerde yaşayanlarda kaygı ve depresyondan sorumlu olan Amigdala adı verilen beyin bölgesinin daha fazla çalıştığının gösterildiğine dikkat çekti.

Büyük şehirde yaşamanın stres düzeyini artırdığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, büyük şehir stresi ile başa çıkmak için şu tavsiyelerde bulundu:

Doğa ile birlikte olmak-parklara gitmek: Duygudurum ve belleği iyileştirir, çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite’yi (DEHB) hafifletir.

Arabadan uzak durma: Mümkün olduğunca yürüyerek veya bisiklet ile ulaşımın sağlanması. Büyük şehirde araba kullanmanın stresi savaş pilotu ile eşdeğerdir.

Yaşadığınız mahalleyi tanıma: Mahallenin farkında olma, hangi dükkanların var olduğunu bilmek, sosyal olarak bağlı olma ve kendini güvende hissetmeyi sağlar.

Gürültü: Rahatsız edecek düzeyde ses veya gürültü olduğunda eğer onu engelleyemiyorsanız da nereden geldiğini ve kaynağını öğrenmek, kontrolün kendinde olduğu duygusunu oluşturarak kişiyi rahatlatabilir.


Kriz anında kaçacak sığınak: Kendinizi çok kötü hissettiğinizde her an kaçacak bir sığınağınız olmalı. Bu kendi eviniz, yuvanız, bir arkadaşınız veya bir kafe bile olabilir.

Tükenmişlik sendromu nedir? Yenmek için 8 adım

Tükenmişlik sendromu nedir? Yenmek için 8 adım


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.