“Az ye” demek kilo aldırıyor! Obezite kişinin suçu değil, bir hastalık!

Uzmanlara göre “az ye” demek kişiyi olumsuz etkileyerek daha fazla kilo almasına neden oluyor. Obezite kişinin suçu değil, bir hastalık! Ve çaresi var.

Az ye demek kilo aldırıyor! Obezite kişinin suçu değil, bir hastalık!
“Az ye” demek kilo aldırıyor! Obezite kişinin suçu değil, bir hastalık!

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Yardımcı, “Öncelikle hastanın yakınlarının, çevresinin bilinçli olması gerekiyor. ‘Ne var ki tut boğazını’, ‘rejim yap’, ‘az ye’, ‘spor yap’, ‘ ‘bak komşunun kızı kaç kilo verdi’ demeyin” diyerek uyardı!

Obezite çağın en büyük sorunlarından biri haline geldi. Bunda iki faktör var; birincisi yediğimiz içtiğimiz şeylerin içeriği değişti. Çok fazla rafine şeker içeren yiyecekler ve içecekler hayatımıza son hızla giriş yaptı. Yediğimiz tüm tatlılarda, ekmekte, makarnada bu yarı sindirilmiş rafine şeker var.


Aynı zamanda şehirleşmenin artması hareketsiz bir yaşam tarzına alıştırdı bizi. Her yere araba veya toplu taşıma ile gidiyoruz, bilgisayar karşısında masa başı işlerde çalışıyoruz ve çok televizyon seyrediyoruz.

Obezite şu an önlenebilir ölüm sebepleri arasında sigaradan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu haliyle kuş gribi veya küresel ısınmadan çok daha tehlikeli olduğu tüm bilim çevrelerince kabul edildi. Uzun yıllar obezite cerrahisi üzerinde çalışmalar gerçekleştiren ve başarılı sonuçlara imza atan VM Medical Park Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Yardımcı obeziteyle ilgili korkutan gerçeği gözler önüne serdi.

Kadınların yüzde 41’i aşırı kilolu

Bugün obezite ile ilişkili olduğu kanıtlanmış birçok hastalık var. Bunların en başında şeker hastalığı olarak bilinen tip 2 diyabet hastalığı yer alıyor. Yine kalp damar hastalıkları yani kalp krizi riski, yüksek tansiyon, damar tıkanıklıkları, uyku apnesi, karaciğer yağlanması ki siroza kadar götürebilir hastayı, ciddi eklem rahatsızlıkları ve artmış kafa içi basınç sayılabilir. Yine birçok kanser türünün obez bireylerde daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bunların en başında meme, kalın barsak, rahim ve yemek borusu kanserleri geliyor.

Yapılan araştırmaya göre ülkemizde erkeklerin yüzde 20’si, kadınların da yüzde 41’i obeziteyle karşı kaşıya! Örneğin 1.70 boyundaki birisi 115 kiloyu aştıysa bu artık morbid obezdir. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon morbid obez var.


Öncelikle hastanın yakınlarının, çevresinin bilinçli olması gerekiyor. ‘Ne var ki tut boğazını’, ‘rejim yap’, ‘az ye’, ‘spor yap’, ‘yürü biraz da’, ‘bak komşunun kızı kaç kilo verdi’ gibi yaklaşımlar bu hastalarda hiçbir işe yaramadığı gibi, birçok hastamızı da gereksiz yere suçluluk hissine kapılmasına sebep olmakta. Obez olmak kişinin suçu değil, bu bir hastalık.

Rambo Doktor devri kapandı

Obezite, bu işle profesyonelce ilgilenenlerin tedavi etmesi gereken bir hastalık. Birçok doktoru ilgilendiriyor aslında. Öncelikle obeziteye yol açan hormonal veya psikiyatrik bir bozukluk var mı onun araştırılması gerekiyor, sonra doğru beslenmenin hastaya öğretilmesi gerekli.

Doktor kontrolünde kullanılabilecek bazı ilaçlarla destek sağlanmalı, egzersiz programı hastaya özel olarak planlanmalı. Çünkü bu hastaların standart egzersizler esnasında sakatlanma ihtimali çok yüksek. Tüm bunların denenip de başarısız olduğu hastalarda obezite ameliyatı en etkili tedavi yöntemidir.

Psikiyatrist ve diyetisyen

Dolayısıyla birbiri ile uyum içine çalışan endokrinolog veya dahiliye uzmanı, obezite ameliyatlarında tecrübeli cerrah, psikiyatrist ve diyetisyen mutlaka tedaviyi beraber üstlenmeli. Her şeyi tek başına yapan ‘Rambo Doktor’ devri kapandı, zaman beraber çalışma zamanı.

Hastayı tedavisiz bırakmak ameliyattan daha tehlikeli

Ülkemizde obezite arttıkça, obezite ameliyatları da buna paralel olarak arttı. Bir diğer konu da teknolojinin hayatın her alanına olduğu gibi ameliyatlara da sirayet etmesi oldu. Yeni çıkan cihazlar ve görüntüleme yöntemleriyle, eskiden kapalı yöntemle yapılması neredeyse imkansız olan ameliyatları, çok rahat ve emniyetli olarak yapabilir hale geldik.


Ameliyatsız tedavi yöntemlerinin tükendiği noktada bu kadar ölümcül bir hastalıkla hastayı baş başa bırakmak ve ameliyat etmek gibi iki seçeneğiniz var. Risksiz bir ameliyat da maalesef yok, her ameliyatın olduğu gibi obezite ameliyatının da kendine göre bazı riskleri var. Tecrübeli ellerde yapıldığında, bu ameliyatın riski aslında bir safra kesesi ameliyatı kadardır. Şunu unutmayalım, obezite hastalarını tedavisiz bırakmak ameliyattan çok daha tehlikeli bir durumdur.

Ton balığı diyeti ile 5 günde ‘3 kilo’ zayıflayın


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.