İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı: Uber kullanan vatan hainidir

Taksicilerin sorunları ve çözüm yolları ile ilgili konuşan İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı İrfan Öztürk, UBER’i kullanan ve binenler için “vatan hainidir” ifadesi kullandı.

İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı: Uber kullanan vatan hainidir

Taksilerin toplu taşıma aracı olmadığını belirten Öztürk, “İdareciler bunu anlamıyor. Bizi UKOME’de temsil edilelim. Valilik, belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü, jandarma, oda. 5’i bir araya gelir karar alır, uygular. DDY, Sahil Güvenlik, Jandarma Komutanlığı, Emlak Müdürlüğü, Harita Müdürlüğü… Taksi ile alakalı 1 kurum var. Tüm tabular yıkılacak. Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nde taksi birimi açılacak. Bu taksi biriminde İstanbul Taksiciler Odası’nın vereceği personel çalışacak” diye konuştu.​

Öztürk, İstanbul’un en büyük sorunlarından birinin trafik olduğunu ifade ederek, “Peki benim bu taksici arkadaşım ne yapsın? Benim yolcuyu alacak iki şeritli bir yolda üçüncü şeridim var mı? Yok” dedi.


Uber’in 3. Havalimanı’na talip olduğuna dair haberlerin yalan olduğunu söyleyen Öztürk, “Durakların bir sahibi var, para saymış ama kurala uymak sorundu. Durak sahibi UKOME kararına uymak zorunda. Ulaştırma Bakanlığı’nın ve İBB’nin kararlarına uymakla mükellefsiniz. Otogar 25 yıllığına kiralanmıştı. Hangi kurala uyuluyor orada. Yine Ulaştırma Bakanlığı ve İBB’nin kurallarına uymak zorundasınız. Uber eşittir PKK’dır, DEAŞ’tır, resmen teröristtir” ifadesini kullandı.

İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı İrfan Öztürk
İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı İrfan Öztürk (gazetedamga.com.tr)

Gazete Damga’dan Ufuk Çoban‘ın sorularını yanıtlayan İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı İrfan Öztürk’ün açıklamaları şöyle:

“Daha önce sektörümüz kanun nezdinde baktığımızda 507 sayılı kanuna tabi idi. Bu kanun değiştikten sonra şoför arkadaşlarımızı yok saydılar. Daha önce şoför arkadaşlarımız BAĞ-KUR üzerinden meslek odalarına kayıt olabiliyorlardı. 2005 yılında çıkan kanunla bu sistem daha sonra değişti ve şoförleri yok saydı. Şu an şoför arkadaşlarımız doğal olarak bir boşlukta. Kendini temsil edecek herhangi bir mekanizma yok. Sadece dernek ve sendika bazında… Ama sendikalar da o kadar aktif değil yapı itibariyle, sendikalaşma şansımız yok. Çünkü plaka sahiplerinin hepsi bireysel olduğu için sendikalaşamıyor. Plaka sahipleri bireysel olduğundan iş sözleşmesini imzalayacakları bir mekanizması yok. Şoför kardeşlerimiz, emekçi kardeşlerimiz bu sektörün gerçekten koruyucusu ve kollayıcısı olan arkadaşlarımız, şoför arkadaşlarımız çok boşlukta.

“En büyük sorun taksi durağı kurmak”

Muhatap var ama çözüm endeksli muhatap lazım. Örneğin İ-Taksi Projesi var. Biz bunu sekiz sene önce söyledik. Dedik ki bunu biz yapalım. Sistemimizi yapalım. Hatta ve hatta Ali Müfit Gürtuna sayın başkan bize bu teknolojiyi armağan etti. Benzer bir sistemi hediye etti kendisi. Ondan sonra gelen yönetimlere yapalım dedik; ‘Ben yapacağım’ dedi. Yapın dedik bekliyorlar. Bürokrasinin bu ağır işlemesinden dolayı su yolunu bulacaktı. Bir eksik vardı.


Taksimetre açmayan taksicilere 488 TL ceza

Örneğin biz şu an bir taksi durağındayız. İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olan Arnavutköy’de bir tane taksi durağı yok. İstanbul’da en büyük sorun taksi durağı kurmakta yaşanıyor. Bu ülkede halk cumhurbaşkanını seçer göreve başlar. Bu taksi durağı örneğin başvurusu yapılalı iki yıl olmuştur. Halen UKOME kararı yoktur. İki yıl neyi bekliyor bu insanlar, büyükşehirin onayını bekliyor. Neden yer verilmiyor? Hata burada… Resmi taksi durağı kurmaya izin vermezsen birileri o boşluğu doldurur. Mahalle arasında adam çeker otomobilini bir sokağın başına, kahvenin önüne orada korsan taksicilik yapar. Buna mahal veren gene yönetimdir. Taksici sektöründen olmayan yönetimdir. İki sene bir taksi durağı izni niye bekler. Yasalara göre bir ruhsat başvurusu en fazla bir ay içerisinde sonuçlanır. Eğer bir ay içerisinde olumsuz değilse olumlu anlamına gelir. İstanbul’un her yerinde bunu görebilirsiniz.

“Yolcunun taksi bulamamasının sebebi yerel yönetimler”

Trafik olmasının suçu taksicinin suçu değil. İstanbul’da hususi arabası ile trafikte kalan bir vatandaş isyan eder konuma geliyor. Peki benim bu taksici arkadaşım ne yapsın? Benim yolcuyu alacak iki şeritli bir yolda üçüncü şeridim var mı? Yok. Yolcuyu alıyorsun küfür işitiyorsun, indiriyorsun müşteriyi kornaya basıyorlar. Müsebbibi kim, bu alanları açmayan yerel yönetimlerdir. Şimdi buradan bir yolcuyu aldık, normal şartlarda gecenin saat 10’unda ben bir yolcuyu Avcılar’dan alsam Havalimanı’ndan durağa gelmem 25-40 dakika. Gündüz bu 2 saat. Yolcunun taksi bulamamamasının müsebbibi kim?: Yerel yönetimler… Şimdi bu kadar sıkıntının olduğu bir yerde bizim yaşama şansımız engelleniyor. Ben kurala uymakla mükellefim. Ben kurala uyarken benim de hizmet alanımın rahatlaması gerekir.

Türkiye'de Uber kullananlara 281 TL ceza

“UBER bitecek, bu net!”

Uber bitecek bu net. Bunda bir sıkıntı yok ama diyelim ki siz bir nalbur dükkanı açacaksınız. Bende bir kebap dükkanı açacağım ve yan yanayız. İki dükkan tutttuk, nalburu açmak daha kolaydır. Uber denilen bu global hırsızlar büyükşehirden nalbur dükkanı (teşbihte hatam olsun teşbih yapıyorum) açacağım deyip izin alıp kebapçılık yapmaya benzeyen bir sistemdir.

Burada tüm sistem görevini doğru yapıyor. Yanlış olan işleyiş. Sen farklı amaçla izin almışsın ama taksi alanına giriyorsun. Diyelim ki sizin bir oteliniz var ve bir kampanya ile müşteri çekmek zorundasınız. Ne yapıyorsunuz, yurt dışına reklam yapıyorsunuz. Transfer oda kahvaltı akşam yemeği tur ile benim fiyatım bu diyorsunuz. Diyelim ki İtalya’dan biri bunu kabul etti. Siz başlıyorsunuz görevinize. Önce transfer ardından gelen yolcu ve hangi güzergâhtan hangi yolcuyu alacağınız belediyeye bildirilmek sureti ile fatura kesmek şartıyla onu havalimanından alıp bu transferi yapabilirsiniz. Bunların aldığı yetki bu. Ama bu sistemle taksicinin yolcusunu alıyor. Hatta ve hatta TÜRSAB’ta bu Uber denilen global hırsızlardan rahatsız. Çünkü vatandaşın bakışı sanki UBER ve yoluymuş gibi, global hırsızlar gibi gözüküyor.

Daha önce taksiciler Uber'in korsan taşımacılık yaptığını söyleyerek uygulamanın tamamen yasaklanması gerektiğini söylemişlerdi.
Daha önce taksiciler Uber’in korsan taşımacılık yaptığını söyleyerek uygulamanın tamamen yasaklanması gerektiğini söylemişlerdi.

“UBER eşittir PKK, DEAŞ”

Uber, San Francisco’da doğmuş bugün benim askerime silah sıkan Afrin’de askeri şehit eden hainlerin ürediği yerdir. Uber’e binen de kullananda vatan hainidir. Bu firma ABD firması etrafınıza baktığınızda en büyük hainlği yapan ABD. Vatandaş Uber’e biniyor mesela 100 TL olsun. Bu 100 TL dövize çevriliyor. Hollanda’da Deutsche Bank’a gidiyor. Oradan 20 TL’si kesilip geri geliyor. Bu hainlik değil de nedir. İnsanlar döviz artmasın diye dövizlerini bozdurdu. Bu kampanyalar bu vatan için yapıldı. Ama şimdi UBER denilen global, binen ve kullanan hırsızlar boşuna timsah gözyaşı dökmesinler. Bu söylediklerim ağırsa da kabulümdür. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Uber için korsandır açıklaması yapmıştı. Korsan taksi muamelesi yapılması gerektiğini açıklamıştı.


Durakların bir sahibi var, para saymış ama kurala uymak sorundu. Durak sahibi UKOME kararına uymak zorunda. Ulaştırma Bakanlığı’nın ve İBB’nin kararlarına uymakla mükellefsiniz. Otogar 25 yıllığına kiralanmıştı. Hangi kurala uyuluyor orada. Yine Ulaştırma Bakanlığı ve İBB’nin kurallarına uymak zorundasınız. Uber eşittir PKK’dır, DEAŞ’tır, resmen teröristtir.”

Akif Hamzaçebi’den ‘Uber ve iTaksi çıkışı’


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.