Arda Turan, Emre Belözoğlu ve diğerleri

En son 0-0 biten Sivasspor-Başakşehir maçında Arda Turan’nın yeni bir marifeti ile gündeme gelen, yeni futbol düzeninin meşhur çocukları, bir kez daha gösterdi ki, Türkiye’de futbol çok ciddi şekilde ele alınması ve önemli düzenlemeler yapılması gereken gereken niteliksiz bir işleyişe sahiptir.

Arda Turan, Emre Belözoğlu ve diğerleri

Bilmem kaçıncı kez ve genelde aynı futbolcuların baş aktör olduğu söz konusu Arda Turan vakası özelinde ifade etmek gerekirse, bu sakilliği, bu külhanbey tavırları, bu kabalığı, bu kural tanımazlığı, bu kendini bilmezliği ve bu cehaleti açıklayabilecek yapı ve kültürü açıklamak için üç cümle yeterlidir.

“Bana bir şey yapamazlar”, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” ve “Sen kimsin?”

Güçlü olanın ayrıcalıklı olduğu, ayrıcalıklı olanın güçlü olduğu her düzen bu tür sapkın davranışlı kişilikler yaratır.


Para, şan, şöhret ve ilişkiler kimseyi ayrıcalıklı kılmaz.

Örneğin Almanya’da Bayern Münih kaptanı Müller, İngiltere’de Muhammet Salah, İspanya’da Messi bırakın her maçta ağzından köpükler saçarak rakip oyuncuları ve hakemleri itip kaksınlar bakalım bakalım neler oluyor…

Mesele düzenin kurallarının herkese eşit uygulanmıyor olmasıyla ve görmezden gelinerek “idare” edilmesiyle ilgilidir.

emre belözoğlu

Külhan ekolü

Emre Belözoğlu, Arda Turan ve benzerleri bir ekolün çocuklarıdırlar. Bu ekol mafyöz ilişkilerin futbola sirayet etmesi sonucu gelişen ve yerleşen “külhan” ekolüdür. Geçmişte çok olmamakla beraber dönem dönem ortaya çıkan bir seyir izleyen bu yapı, günümüzde bu iki oyuncuyla farklı bir boyut kazanmıştır.

Bu tip futbolcular Türkiye futbol üstyapısı adına, futbol altyapılarına olumsuz örnek teşkil eden ve futbolu giderek daha da çirkinleştiren futbolculardır.


Büyük paralar kazanıyor olmak, birilerine yakın olmak, hatta bir çok taraftarı ve seveni olmak hiç kimseyi kural, kanun ve işleyişin dışına çıkma hakkı vermez.

arda turan hakemi tehdit ediyor

Bakınız 34 yaşında takımından ayrılacağını basın toplantısı yaparak açıklarken ağlayan ve altyapılar dahil futbol hayatının tamamında böylesi bir çirkinliğin yüzde birini yapmamış olan ve şimdilerde, üstelik bu yaşında 85 milyon euro’ya imza atan Iniesta’yı bu kadar para, şöhret, kendine özgü taraftar şımartmıyorken, bizimkilerin şımarıklığı da çok aşan bu tür terbiyesizliklerinin tek bir açıklaması var: Futbol düzeninin bozukluğu, adaletsizliği ve kayırma kültürü..

Bu bozuk futbol düzeninde, altyapıdaki çocuklara ve gençlere “dürüst olun”, “kurallara uyun”, “efendi olun”, saygılı olun” desen ne olur? demesen ne olur?

Çünkü olumlu, adil, ahlaklı, dürüst olanın kaybettiği bir düzende; yapmayanın ise el üstünde tutulduğu bir sistemde çocuklar ve gençlerin kafası karışacak, gerçek ile olması gereken arasında tercihlerini gerçekten yana kullanacaklardır.

Çünkü hayatın gerçekleri, hayata ilişkin olması gereken gerçeklere her zaman baskın gelir ve insanı dönüştürür.

Bunu önlemenin ve güzelliği hakim kılmanın tek yolu kim olursa olsun; kimin yakını, dostu olursa olsun, nerede olursa olsun “kuralları herkese eşit uygulamaktan” geçer.


Yani hayatı güzel kılacak tek şey herkesi eşit kılmak ve eşit görmektir.

TFF’den Fatih Terim’e 9 milyon liralık dev tazminat!