Beyin gelişiminde ilk 4 yaş çok önemli!

Çocukluk döneminin ilk yıllarının insan gelişimi için önemli bir dönem olduğunu ve beynin en hızlı bu dönemde geliştiğini belirten Prof. Dr. Nurper Ülküer, yaşamın ilk 4 yılında beyin sinir hücrelerinin saniyede 750-1000 yeni bağlanma yaptığını söyledi.

Ülküer, bu bağlanmaların, çocuğun sağlıklı olması ve iyi beslenmesinin yanında, çevresindeki yetişkinlerle olan etkileşimleri, uyaranların zenginliği ile yakından ilişkili olduğunu söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurper Ülküer, çocuk gelişimi çalışmalarının ulusal ve uluslararası platformlarda giderek önem kazandığını belirterek çocuk gelişiminin insani kalkınmanın sosyal ve ekonomik gelişmelerin temelini oluşturduğunu söyledi.


Gelişiminin temelini erken çocukluk dönemi oluşturuyor

Prof. Dr. Nurper Ülküer, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) 7. genel yorumunda belirtildiği gibi çocukluğun ilk 8 yılını kapsayan erken çocukluk döneminin, insan gelişiminin temelini oluşturduğuna değindi. Prof. Dr. Ülküer, “Bu, çocuğun ve hatta biz yetişkinlerin yaşamımızın daha sonraki evrelerinde gelişmediğimiz anlamına gelmez ama bu yaşların tüm yaşam döngümüzün en belirleyici dönemi olduğunu da vurgular” dedi.

En hızlı öğrenme erken çocuklukta gerçekleşiyor

İnsan beyninin en hızlı geliştiği dönemin erken çocukluk dönemi olduğunu belirten Prof. Dr. Nurper Ülküer “Beyin normal ağırlığının % 87’sine yaşamın üçüncü yılında ulaşır; yine bu dönemde, beyin en esnek ve uyumlu dönemindedir ve esnekliğinin %50’sini ilk yedi yılda yitirir” diye konuştu.

İlk 4 yılda etkileşim çok önemli

Prof. Dr. Nurper Ülküer, yaşamın ilk yıllarında beyin sinir hücrelerinin saniyede 750-1000 yeni bağlanma yaptığını belirterek bu bağlanmaların, çocuğun sağlıklı olması ve iyi beslenmesinin yanında, çevresindeki yetişkinlerle olan etkileşimleri, uyaranların zenginliği ile de yakından ilişkili olduğunu söyledi.


Prof. Dr. Ülküer, “Beyin gelişiminde başta dil, görme ve işitme, duygusal kontrol, sosyalleşme ve temel alışkanlıklar gibi yetilerin gelişimini sağlayan sinirsel hücre bağlanmalarının en hızlı olduğu hassas dönemler ilk 4 yılda yer almaktadır” dedi. Prof. Dr. Nurper Ülküer “Çocuk, bu gelişimini fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik şartların belirlediği iç içe geçmiş ekolojik bir ortamda, doğum öncesinden başlayarak ergenliğinin sonuna kadar tamamlaya çalışmaktadır” diye konuştu.

Çocuk gelişiminde herkesin sorumluluğu var

Her çocuğun doğduğu aile ortamı, mahalle, oyun alanı, okul benzeri ortamların farklılık gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Her çocuk birbirinden farklıdır ama Çocuk Hakları Sözleşmesinde de belirtildiği gibi aynı eşitlikte gelişim potansiyellerine ulaşma hakları vardır” dedi. Ülküer, bu hakların en iyi şekilde hayata geçirilmesi için başta anne-baba olmak üzere, sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların, toplumun, devletin, uluslararası toplulukların sorumlulukları olduğunu vurguladı.

Çocuk gelişimi bölümü, inter-disipliner bir alandır

Çocuğun gelişiminin yaşamın ilk yıllarından başlayarak inter-disipliner ve multi-sektörel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Çocuk gelişimi bölümü, çocuğun gelişimi için gerekli olan ve onun yaşama en iyi başlangıcı yapmasına ve sürdürmesine yardımcı olacak bilgi ve donanımları sentezleyerek programlar ve uygulamalar yapan inter-disipliner bir alandır” dedi.

Prof. Dr. Nurper Ülküer, çocuk gelişimcisinin bu uygulamaları hayata geçirmede, çocuğun bütüncül gelişimi için evde, sağlık merkezlerinde, kurumda, okulda uygun ortamı hazırlamada, izlem ve değerlendirme yöntemleri ile gelişimsel duraklamaların erken fark edilmesinde ve gerekirse müdahalesinde görev alacak şekilde, sağlık bilimleri fakülteleri veya yüksek okullarından en az 4 yıllık lisans eğitimi almış profesyoneller olduğunu belirtti.

Göçmen ve sığınmacı çocukların gelişimi takip edilmeli


Prof. Dr. Nurper Ülküer, çocuk gelişimi alanında, bilhassa riskli çocukların, ailelerinin, göçmen ve sığınmacı çocukların gelişimlerinin, erken yaşlardan başlayarak sağlanmasına yardımcı olacak ulusal ve yerel politikaların geliştirilmesi, program ve stratejilerin oluşturulması için uygulamalı çalışmalar yapmak, öğrencileri bu alanlarda yönlendirmenin önemine işaret etti. Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Üsküdar Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümünün bu konuda destek verdiklerini biliyor ve güzel çalışmalar yapacağımıza inanıyorum” dedi.

Sağlıklı bir beyin için 8 altın kural


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.