Muhalif halkın da ittifakına ilişkin en somut göstergelerden birisi Twitter üzerinden patlayan “T A M A M” paylaşımları oldu. Tamam, sözcüğü bir sözcük olmaktan çıkıp bir manifestoya dönüştü neredeyse. Üstelik bu fırsatı sağlayan da İktidar ittifakının lideri oldu.
Bilindiği üzere erken ya da “baskın seçim” kararı alındı. Lakin erken veya “baskın seçim” kararını alanlar, bu kararı alma gerekçelerinden birisi de seçimlere daha avantajlı girmek olduğu herkesin bilgisi dâhilindedir. Ne var ki; İktidar ve ittifak için işler şimdilik umulduğu ve istendiği gibi gitmiyor.
İyi Parti’nin seçimlere girecek olması; buna ilaveten muhalefet partilerinin de ittifak içinde davranıyor olmaları; ve CHP adayının Muharrem İnce olması gibi birçok gelişme, seçimlerin o-hal sürecinde yapılıyor olmasına ve mühürsüz oyların geçerli olacağının bilinmesine rağmen muhalif halkta da bir ittifak yaratmış durumda.
Muhalif halkın da ittifakına ilişkin en somut göstergelerden birisi sosyal medya üzerinden patlayan “tamam” paylaşımları oldu. Tamam, sözcüğü bir sözcük olmaktan çıkıp bir manifestoya dönüştü neredeyse. Üstelik bu fırsatı sağlayan da İktidar ittifakının lideri oldu.
Neden ‘tamam’ deniyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mayıs günü partisinin grup toplantısında “Şayet bir gün milletimiz tamam derse ancak o zaman biz kenara çekiliriz” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın bu açıklaması sonrası çok sayıda Twitter kullanıcısı Erdoğan’a “Tamam” mesajı göndermesiyle başlayan ve diğer sosyal medya mecralarında da “eğilim” haline gelen “tamam” paylaşımları gerçekten de üzerinde durulması gereken sosyolojik bir olgu/vaka haline geldi.
“Tamam” paylaşımları ile ilgili olarak oluşuveren kitlesellik yabana atılmayacak kadar önemlidir. Önemi sosyal medya üzerinden oluşan duygusal temelli düşünsel hareketlilik yaratma üzerinedir. Değerli olup olmamayı ise işlevsellik belirler. Yani hareketliliğin niteliği ile neden olduğu “niceliğinin niteliği” belirler.
Sosyal medya bu anlamda Kaliforniya merkezli kapitalist üretim ilişkilerinde yeni bir mecra olsa da, itirazcı tüketimcilerin ve farkındalık içinde olan itirazcıların işlevsel araçlarından birisidir.
Twitter trendlerini herkes bilmiyor
Bu bağlamda ülkemizde de sıkça duyduğumuz “Twitter ve Facebook gibi iletişim araçları kısıtlanmalı ve hatta kapatılmalıdır” doğrultusundaki ifadeler boşuna değildir.
Lakin belirtmek gerekir ki sosyal medya üzerinden gelişen ve eğilimleşen bazı düşünce ve duygular tamamen “orada dolaşanlar” ile ilgili olup; bu işlerden habersiz milyonlarca kadın, erkek, genç ve emekçi için dünya aynı şekilde dönmeye devam etmektedir. Esasen “halk” dediğimiz de bunlardır. İşte bu da sosyal medya hareketinin kısıtlılığıdır.
Her neyse, konu şu an için “tamam” meselesi ve sosyal medya. “Tamam” tepkisel birlikteliği ve “eğilimi” iktidar açısından çok da iyi anlaşılmamış gibi görünüyor. Ya da “doğru anlaşılmaması gereken” bir olgu gibi karşılanıyor.
Oysa şu an itibariyle “demokratik kültür gelişmişliği” açısından son derece sağlıklı bir örnek ve doğru bir “hareketlilik” biçimi olduğu kesindir.
“T A M A M” diye paylaşımda bulunanları “tamamcılar” diyerek suçlamak ve “tamamcılar örgütü” gibi görmek yerine anlamak ve kabullenmek; bunu sağlıklı bir halk muhalefeti tepkisi olarak nitelendirmek, iktidarın demokratik tutumu açısından daha sağlıklı olacaktır.