Nasuhi Güngör adlı yazar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ne duruma geldiğinin en büyük resmidir! AKP’yi ayakta tutan da Güngör gibi yazar veya siyasetçilerdir!..
AKP’yi iktidarda tutan yazarlar
“Belli bir kesim” bu ülkede yalanı, yalancılığı, yalan söylemeyi, yalanı dinlemeyi, yalanla ilişki kurmayı çok seviyor. Bunun, tabii pek çok nedeni var. Kimi para için; kimi koltuk, statü için yalan söylemeyi adet edinmiş. Yalanı dinleyip o yalana bilerek ve isteyerek iştirak edenler ise bu yalanın ortaklarıdır…
En çok yalanın döndüğü yer de siyaset arenasıdır. “Siyasetçiye güven olmaz” derler ya, doğrudur aslında…
Siyasetle beraber, siyasetle iç içe olan gazeteci ve yazarlar da bu mekanizmanın ortağıdır. Siyasetçi yalan söyler; gazeteci (!) o yalanı süsler, makyajlar ve halkın önüne servis eder ve halk da okumuyor, araştırmıyor ve sorgulamıyorsa o yalan haberi afiyetle midesine indirir!
Nasuhi Güngör kendi yazdığı kitabı yalanladı!
Geçtiğimiz günlerde eski TRT Haber Daire Başkanı Nasuhi Güngör, 2001 yılında yazdığı “Yenilikçi Hareket” adlı kitabını yalanladı, hem de “mesnetsiz iddialar” diyerek yalanladı!
“Mesnetsiz iddia” derken bunun amiyane tabiri “işkembe-i kübra’dan salladım” demektir. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, bu kitap tek basım yapmış ve ne hikmetse bir daha basılmamış. Bu kitabı ilk dile getiren aslında Muharrem İnce de değildir. CHP’nin 24 Haziran’da milletvekili adayı göstermediği gazeteci yazar Barış Yarkadaş‘tır. Barış Yarkadaş aylar önce katıldığı HALK TV’deki bir programda bu kitaptan bahsetmişti. Hatta ben de bu kitabın orijinalini, o kadar araştırmama rağmen bulamamıştım.
Önemli bir kitap olduğunu düşündüğüm için elde etmem gerekiyordu. En sonunda bu kitabı (buraya dikkat) Nasuhi Güngör’ün kendi sitesinden indirip okumuştum…
Bu kitapta AKP ile ilgili o kadar ilginç ve önemli şeyler var ki, Muharrem İnce’nin söylediği devede kulak kalır! Neyse… konumuz bu değil!
Nasuhi Güngör adlı yazar (!) kitabını yalanlayarak “mesnetsiz iddialar” dediği ifadeler bana şunu düşündürdü: AKP neden kendileri hakkında yıllar önce böyle bir ithamda bulunduğu kişiyi TRT’ye getirdi? Eğer bu yazarın (!) kitabı yalanlarla dolu ise bu adam bundan sonra yazı yazacak mıdır? Sonuçta kendi söylediğine “yalan” diyen bir adamın bundan sonra yazı yazması garip olmaz mı?.. Hürriyet Gazetesi’nin kurucusu, gazeteci Sedat Simavi der ki, “Bir gün kalemini satmak durumunda kalırsan, o kalemini kır!” diye kendinden sonra gelen gazetecilere öğütte bulunmuştur…
Aslına bakılırsa geçmişe baktığınızda AKP iktidarı için bunun bir önemi yok. AKP her dönemde kendisine eleştiride bulunan gerek siyasetçiyi gerekse yazarı kendi bünyesi içine çekmeyi başarmıştır. Yıllar önce “jöle”sini sürüp televizyon ekranında AKP ekonomisini yerden yere vuranını da; Fethullah Gülen’in 40 yıl boyunca yanında yazar olanı da AKP’nin yazarı haline getirmiştir. AKP’yi ayakta tutan da aslında bu tür yazar ve siyasetçilerdir…