Hatalı tuvalet eğitimi çocuklarda depresyona neden olabilir!

Tuvalet eğitiminin üç yaşa kadar öğrenilmesinin normal olduğunu belirten uzmanlar, çocuğun altını ıslatması ya da kirletmesi halinde ceza vermenin, korkutmanın, şiddet uygulamanın, tehdit etmenin çocukta kekemelikten depresyona kadar çok pek çok soruna neden olabileceği uyarısında bulundu.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniğinden Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, tuvalet eğitimi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

İlk 3 yıl en önemli dönem!

Çocuk gelişiminde kritik dönemler olduğunu, bu dönemlerden en önemlisinin de 2-3 yaş arasındaki dönem olduğunu ifade eden Aynur Sayım, “Çocuğun anne ya da bakım veren kişi ile arasında kurduğu güven ilişkisi, çocuğun yaşamı boyunca tüm insanlarla kurduğu ilişki tarzını ve güveni temsil eder. İlk 3 yıl en önemli dönemdir. Bebek, annesinin tüm ihtiyaçlarını karşılamasını ister. Karnı acıkınca doyurulmayı, altı kirlenince temizlenmeyi, dokunsal temas ve sevgi dolu bakışlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlar gecikmeden, zamanında yerine getirilirse anneye güven hisseder ve dolayısıyla kendini güvende hisseder” dedi.


Hatalı tuvalet eğitimi çocuklarda depresyona neden olabilir!

2-3 yaş döneminin çocuğun kendisinin ve dış dünyanın farkına vardığı ve öğrenme, dünyayı keşfetme isteğinin doruğunda olduğu dönem olduğunu ifade eden Aynur Sayım “İlk bireyselleşme denemelerini çocuk bu dönemde yapar. Kendisi yemek ister, oyuncağını kendisi almak ister, eşyaları karıştırır, bir koltuğa belki 15-20 kez iner-çıkar. Burada dünyayı keşfetmenin, ona sahip olmanın hazzını yaşıyordur.

Eğer aile çocuğu engeller, her hareketini uyarır, çocuğa zarar gelecek endişesi ile korumacı, müdahaleci davranırsa, çocuğun güveni kırılır, dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılar ve yeni girişimlerinde daha temkinli olma ihtiyacı duyar. Anne-baba çocuk için gerekli güvenlik önlemlerini alarak, çocuğa kendisini gerçekleştirmesi fırsat, ona bir alan sunmalıdır” dedi.

Çocuk inatlaşabilir!

Çocuğun bu dönemde inatlaşacağını, kendisini kimi zaman yerden yere atabildiğini kaydeden Aynur Sayım, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:

“Aileler bu dönemde nasıl davranacaklarını, ne yapacaklarını bilemezler, çaresiz hissederler. Olabildiğince sakin kalıp yaşına uygun açıklamalar yapılmalı. Bu durumlarda dikkatini başka bir yöne çekip oraya odaklamasını sağlayarak, asla çatışmaya girmeden bu dönem geçirilmelidir. Çünkü çocuk bahsettiğimiz nedenlerle kendini gerçekleştirme denemeleri yapıyordur. Bunu bilirsek, daha bilinçli davranabiliriz.”

Bir gelişim dönemindeki örselenmenin çocuğun bir sonraki gelişim dönemine sağlıklı geçmesini engelleyeceğini ifade eden Aynur Sayım, “Bu dönemde sosyalleşmesine fırsat vermek, yeterli uyaran sunmak, çocukla konuşmak, oyun oynamak, çocuğa kaliteli zaman ayırmak, tüm dönemlerde gerekli olduğu gibi, bu dönemde de oldukça önemlidir” uyarısında bulundu.


Tuvalet eğitiminde sabırlı olunmalı

Hatalı tuvalet eğitimi çocuklarda depresyona neden olabilir!

Bu dönemin aynı zamanda çocuğun tuvalet eğitimini kazandığı dönem olduğunu da ifade eden Aynur Sayım, tuvalet eğitiminde en önemli noktanın çocuğun hazır olmasını beklemek ve bunun için sabretmek gerektiğini vurguladı. Sayım, şunları söyledi:

“Tüm gelişim dönemlerinde olduğu gibi, bu dönemde de çocuğun tuvalet eğitimine hazır oluşluğunu beklemek, çocuk hazır mı şeklinde izlemek ve sabırlı olmak gereklidir. Çocuk, tuvalet eğitimine hazırsa sinyaller verir. Gizli gizli köşelerde çişini, kakasını yapmaya başlar, tuvaletinin geldiğini söylemeye başlar. Eğer çocuk hazır olduğunu hissettiriyorsa, o zaman tuvalete götürmek ve olumlu pekiştirici kullanmak gerekir. Aferin diyerek ödüllendirmek gibi.

Eğer çocuk hazır olmadan erken dönemde anne-baba acele ederse, çocuğa baskı yaparsa, çocuk bu dönemde saplanır ve ileride birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Bu süre üç yaştır. Üç yaşa kadar beklemek gerekebilir.”

Ceza ve korkutma depresyona yol açabilir

Çocuğun altını ıslatması ya da kirletmesi halinde ceza vermenin, korkutmanın, şiddet uygulamanın, yakmakla tehdit etmenin çocuğu örseleyeceğini ve çok ciddi sonuçlar yaratabileceğini ifade eden Aynur Sayım, “Bu yanlış tutumlar, çocuğun çekingen, girişimci olmayan, kendine güvensiz bir yapıda olmasına yol açar. Çocuk bu gibi cezaları beden bütünlüğüne zarar geliyor olarak algılar, insanlara güvenmez, her an zarar görmekten korkar. Anksiyetesi yüksek, kaygılı bir kişi olur. Buna bağlı olarak başka davranış sorunları da oluşabilir. Alt ıslatma, kaka kaçırma kalıcı olabilir. Kekemelik, agresivite, uyum güçlükleri, sosyal fobi gibi sorunlar tabloya eşlik edebilir, çocukta depresyon gelişebilir” uyasırında bulundu.

Korumacı tutum duygusal büyümeyi önlüyor

Çocuğun gelişimi beklenen düzeyin gerisindeyse tuvalet eğitimi kazanımının daha geç dönemlere kalabileceğine işaret eden Aynur Sayım, “Tuvalet eğitimi kritik bir dönemdir ve durumdur. Anne-baba bu konuda çok bilinçli davranmak zorundadır. Çocuk sinyal verdiği halde korumacı davranıp örneğin ‘Şimdi kış, hava soğuk, yaza bıraktık’ diyen annelerimiz de olduğunu görebiliyoruz.


Bu tutum da aşırı korumacı-kollamacı tutum olması nedeniyle, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler. Bu tutuma maruz kalan çocuk, her konuda muhtemelen bunu yaşar. Yani çocuğa sorumluluk verilmez, çocuk öz bakımı için desteklenmez ve korunursa, çocuk duygusal olarak büyüyemez küçük kalır” diye konuştu.

Bebek bakımı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.