Kemal Kılıçdaroğlu: Bu seçimler gayrimeşrudur

24 Haziran seçimlerinden 3 hafta sonra “seçimlerin meşruiyeti” ile ilgili konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir yolsuzluk YSK tarafından onaylandı ve meşru olmayan bir zeminde anayasa değişiklikleri gerçekleştirildi. Ne Anayasa değişikliği referandumu, ne de bu seçimler asla ve asla meşru değildir!” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu: Bu seçimler gayrimeşrudur
Kemal Kılıçdaroğlu: Bu seçimler gayrimeşrudur

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:

HER DADBE KENDİ HUKUKUNU YAPAR

Yetki verilmeyen alanda bile düzenleme yaptılar. hukukun ve anayasanın askıya alındığı bir süreçte referanduma gidildi. Mücadelemizi yaptık. YSK  görevini yapmadı. Her darbe kendi hukukunu yaratır. 60, 70, 80 darbelerinde bu vardır. Biz CHP olarak hep ‘Türkiye darbe hukukunda arındırılmalıdır’ dedik. Bugün 20 Temmuz sonrası da darbe hukuku oluşturuldu. Referandum tarihe mühürsüz seçim olarak girdi. Ne anayasa değişikliğindeki referandum ne de bu seçimler asla ve asla meşru değildir. Sizin çete olduğunuzu söz veriyorum yargıda ispat edeceğim. Burada olmasa bile yurt dışında ispat edeceğim.


BU SEÇİM ASLA MEŞRU DEĞİLDİR

Bu seçim, bu referandum tarihe mühürsüz seçim olarak girdi. Herkesin böyle bilmesi lazım. Bir yolsuzluk YSK tarafından onaylandı ve meşru olmayan bir zeminde anayasa değişiklikleri gerçekleştirildi. Ne Anayasa değişikliği referandumu, ne de bu seçimler asla ve asla meşru değildir! Sandık tek başına demokrasinin gerekçesi değildir. 82 Anayasası meşru muydu? Sizin yaptığınız seçim de meşru bir seçim değil. Eşit koşullarda yapılmıyorsa meşru olamaz, olmaz da zaten.

YSK GÖREVİNİ YAPAMADI

YSK, görevini yapmadı. İçlerinde bir çete vardır demiştim, dava açtılar. Sizin çete olduğunuzu yargıda ispat edeceğim; burada olmasa bile yurtdışında ispat edeceğim.

ENİS BERBEROĞLU

Aramızda Enis Berberoğlu’nun olması gerekiyordu. Enis Berberoğlunun tutukluluğu yargının iflasını gösteriyor. Derhal oturup karar almaları ve Berberoğlunu serbest bırakmaları gerekiyor.

Eren Erdem’in yazdığı kitapların tamamı FETÖ’nün ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmıştır. Sizin feriştahınız gelse geri adım atmayacağım. Dava benim şahsi davam değil. Adalet istiyoruz, hakkı ve hukuku istiyoruz. Cübbeni çıkaracaksın geleceksin buraya sana nasıl ders verilir ben göstereceğim Yargının içinde bulunduğu durum ortada.

Her ortamda hakkı, hukuku savunacağım. Türkiye’nin geldiği durum budur. Hepinizin bu konuda son derece dikkatli davranması lazım. Adalet yok. Sanıyorlar ki baskı kurdukça, milletvekillerini hapse attıkça, tazminat davaları açınca biz geri adım atacağız. Sizin feriştahınız gelse geri adım atmayız.

YARIN RAPOR AÇIKLAYACAĞIZ

Çorlu’da bir tren kazası yaşadık, 24 vatandaşımız hayatını kaybetti, 318 yaralımız var. Çalışma arkadaşlarımız bir rapor hazırladı, yarın bu raporu kamuoyuyla paylaşacağız.

ADALET YOK 

Adalet yok diyoruz. Hukukun üstünlüğü yok diyoruz. ODTÜ’nün bir geleneği vardır. Mezun olanların ellerinde vermek istedikleri mesajlar vardır. Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biridir. ODTÜ’de öğrenci olmak ayrıcalıktır. Taşıdıkları pankartlarda hakaret yoktur, zeka vardır. O pankartların farkına varmak için de zeki olmak gerekir. Zeki değilsen ben ne yapayım? ODTÜ’lüler hiçbir zaman reis, başkan gibi laflar kullanmazlar. ODTÜ’nün özelliği Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olmasıdır.

KARİKATÜR BENİM HESABINDAN YAYINLANACAK

13 yıl önce Penguen dergisi bir karikatur yayımlanıyor ve beraat ediyor aynı pankartı taşıyan ODTÜ öğrencileri tutuklanıyor bu nasıl yargı? Eleştiriye açık değil! Benim twitter hesabımdan bugün bu karikatür yayınlanacak. Hitler de böyleydi, Mussolini de böyleydi, eleştriye tahammül edeceksin. Ben bugün bütün Milletvekili arkadaşlarımdan istirham ediyorum, bu karikatürü yayınlasınlar. Benim twitter hesabımdan bu karikatür yayınlanacak!

DARBENİN OLACAĞI BİLİNİYORDU ÖNLENMEDİ 

Bilal’e anlatır gibi anlatıyorum; iki 15 Temmuz var. Bir halkın, iki sarayın 15 Temmuz’u var. Halk ve parlamento direnme hakkını kullandı. Başta CHP milletvekilleri olmak üzere, parlamento bomba altında sabaha kadar görevini yaptı!  Darbenin olacağı biliniyor, önlenmedi.Sonuçlarından yararlanıldı.Adil Öksüz adının televizyonlarda en yaygın şekilde ben dile getirdim.15 Temmuz akşamı Adil Öksüz gözaltına alındı.FETÖ’nün imamı olduğu 8 yıl önceden beri biliniyor. Sarayın 15 Temmuz’u ise, halkın direnme hakkını kendi çıkarları ve sarayın çıkarları için kullananların 15 Temmuzudur. Biz buna karşıyız. Ne zaman başladı, 20 Temmuzda. İki konuyu çok iyi halka anlatmamız lazım! İki konuyu çok iyi anlatmak gerekiyor.


ADİL ÖKSÜZ KİM?

Niye gider gelir üniveriste hocası bu kadar fazla Amerika’ya. MİT eğer “ben Adil Öksüz’ün kim olduğunu 15 Temmuz’a kadar bilmiyordum” diyorsa, o teşkilat derhal kapatılmalı. Kim bu Adil Öksüz? 15 Temmuz akşamı Adil Öksüz diğerleriyle birlikte gözaltına alındı. Öksüz’ün imam olduğu 8 yıldan beri biliniyor! Nereden öğreniyoruz, savcıların iddianamelerinden öğreniyoruz. Sarayın 15 Temmuz’unun ne kadar karanlık olduğunu herkesin bilmesini isterim. Adil Öksüz’Ün kim olduğunu onlar benden daha iyi biliyor. Herkes yakalanıyor, Adil Öksüz serbest. Ortalık toz duman, bir başbakanlık müşaviri o gece karakola gidip Adil Öksüz ile görüşüyor. Kimsin sen yahu?

250 KİŞİNİN KANI ERDOĞAN’IN YAKASINDADIR

TBMM’de araştırma komusyonu kuralım dedik. Meydanlarda kutlama yapıyorlar, 250 kişinin kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakasındadır. Sen başbakanlık müşavirisin. Polis değilsin, jandarma değilsin, komutan değilsin. Kim buna izin veriyor, nasıl izin veriyor, ne görüşüyorlar? Sarayın 15 Temmuzunun ne kadar karanlık olduğunu herkesin bilmesini istiyorum!

SORUŞTURMA ENGELLENDİ

Savcı soruşturma yapmak isteedi, darbe ile ilgili. Ne Hulusi Akar ne Hakan Fidan savcıya gidip ifade vermedi. Ben 250 kişinin hakkını savunmayacak mıyım? Soruşturmayı neden engelledin. Saray’ın 15 Temmuz’unun ne kadar karanlık olduğunu herkesin bilmesi lazım. TBMM’de araştırma komisyonu kuralım, bütün ayrıntıları millet öğrensin diyoruz. 250 şehidin kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakasındadır. Bir numaralı darbeci sensin kardeşim, sensin. Neden Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ın TBMM’ye gelip bilgi vermesine izin vermedin?

Bir başbakanlık müşaviri, Ali İhsan Sarıkoca görüşüyor. Kimsin sen! Niye o gece gidiyorsun? İstihbaratçı, polis, jandarma, komutan değilsin. Ne işin var? Kim buna izin veriyor? Ne görüşüyorlar orada? Bunlar karanlık noktalar.

20 TEMMUZ SİVİL DARBESİNİN SONUÇLARINI YAŞIYORUZ

Bugün 20 Temmuz sivil darbesinin sonuçlarını yaşıyoruz. Son derece bilinçli bir hareket.. Darbe günü O.K. isimli birisi MİT’e gidiyor, darbe yapılacağını 14’de söylüyor. Niye önlem almadılar? Savcı soruyor O.K’ya: Sen MİT’te darbe yapılacak lafını kullandın mı? Evet söyledim diyor.

Darbeden 3 ay önce kod ismi olan biri İzmir’de gidiyor darbe yapacakların tamamının ismini savcıya veriyor. Bekliyorlar darbe yapılsın diye; karşı darbe yapalım! 5 binin üzerinde üniversite hocası kapının önüne konuldu. Gazeteciler, milletvekilleri, karikatüristler hapse atıldı.

ADALET ÖLDÜ

Adalet öldü Türkiye’de. Askeri öğrenciler 7 kez müebbete mahkum edildiler. Parayı bastıran çıktı, siyasi gücü olan çıktı. Askeri öğrencilerin ne parası vardı, ne siyasi gücü vardı ve onlar içerde. Siyasi gücü olanlar, parayı bastıranlar çıktı. Dolayısıyla bugün geldiğimiz geldiği noktayı da anlatırsak FETÖ’nün en önemli isimlerinden birisi Yeni Akit gazetesinde yazıyor.

ERDOĞAN MARMARİS’TE SAKLANIYORDU

Erdoğan da darbenin olacağını biliyordu, niye Marmaris’te saklanıyordu? Bir Cumhurbaşkanı saklanır mı halkından? Niye? Darbeyi fırsata dönüştürmek için! FETÖ’nün siyasi ayağını bulamadılar. Ancak FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı saraydadır. Parayı bastıran çıktı, kayınpederi olan çıktı, siyasi gücü olan çıktı. Askeri öğrencilere 7 kez müebbet verdiler ama parayı bulan çıktı. Buna da adalet diyorlar! Türk hukuk sitemi darbe hukukundan arındırılmalıdır. Zalimin zulmü birgün bizim inançlı mücadelemizle sona erecektir!

GERÇEĞİ ÖĞRENMEN İÇİN İŞİNDEN OLMAN MI GEREKİYORDU

İşinden olan işçi kardeşim ağlıyor. Diyelim bakan bir yolsuzluk yaptı. Eskiden gensoru verilirdi. Şimdi o da yok. İlla aç kalman mı? İşinden mi olman gerekiyordu gerçeği öğrenmen için. Ben Erzurumlu kardeşime soruyorum. Namusun ve şerefin senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum acaba sarayda oturan biliyor mu? İlla yoksul mu kalman lazımdı gerçekleri öğrenmen için. Kimse hesap soramayacak.

Seçtiğin adamdan hesap sorulayacak. Nasıl bir felakete evet dediğini göreceksin. Sen işsiz kalacaksın o sarayda badem sütüyle beslenecek. Geldiğimiz nokta keyfi tek adamlık sistemidir. Hangi bakan çıkıp Erdoğan’a itiraz edecek. O saat kapının önüne konulur. Kaddafi dönemi. Saddam dönemi de böyleydi. 20. yüzyılda keyfi yönetimlerin adı dikta yönetimidir. Tarihteki adı da Firavur yönetimidir.

MÜCADELE EDECEĞİZ


Parlemento içinde de dışında da mücadele. Kuvai Milliye damara inceltilmek isteniyor. Kuvayı milliye damarını büyütmek zorundayız. Şunu hiçbir zaman unutmamayızı: Hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır. O sath bütün vatandır.

24 Haziran seçimlerinden 3 gün sonra: Adil Seçim Platformu’ndan açıklama: Yapacağımız tek iş vardı, onu da beceremedik!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.