Yeni sistem ile devam edilirse AKP de ülke de çöker!

AKP gider gitmez yeni sistem de değişecek ve parlamenter sisteme dönüş olacaktır. Ancak şu var ki, eğer bu yeni sistem uzun soluklu olup devam ederse o zaman bu AKP’nin de bu ülkenin de çökmesine neden olacaktır!..

Bu sistem ile devam edilirse AKP de ülke de çöker!

Bu yeni sistem ile devam edilirse AKP de ülke de çöker!

“Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi” dediğimiz bu sistem hiç iyi başlamadı. Her zaman söylediğim bir şey var: AKP’nin gitmesinden sonra bu yeni sistem uzun ömürlü olmayacak; AKP halkın iradesiyle iktidardan düşünce bu sistem de tarihe karışacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…

Korkum; parlamenter sisteme geçene kadar olan bu süreci (bu sürenin ne kadar olacağını birlikte göreceğiz) ülkenin siyasal, ekonomik, sosyokültürel anlamda en az hasarla atlatmasıdır…


Bakın; biz bugüne kadar yazdık, çizdik ama derdimizi bu millete anlatamadık! Ancak, geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı veya Başkan Erdoğan’ın, bakanları açıklaması ile ekonomide bir gösterge ortaya çıktı. O da, Erdoğan konuşmaya başladığı an da Dolar 4.60 civarındayken Hazine ve Maliye Bakanlığına yeni bir ismin (Berat Albayrak) atanması ile dünyadaki ekonomik çevrenin de bakışını resmeden bir tablo ortaya çıktı. Çünkü, Dolar bir an da 4.75‘e kadar bir çıkış sergiledi…

Dolar’dan konu açılmışken şunu da belirtmekte fayda var: ABD ve Fransa’daki ekonomik çevrelerce ortaya atılan bir fikir var ki; o da, doların üçüncü çeyrek sonunda; yani Eylül sonunda 4.90 seviyelerini test edeceği; Aralık ayı sonunda 5 lirayı geçeceği öngörülüyor. Bu da demek oluyor ki, enflasyon yüksek olacak; istihdamda daralma yaşanacak…

İşletmeler, firmalar küçülmeye gidecek, ürün maliyet fiyatları artacak. Maliyet fiyatlarının artışı da bir süre sonra pazara yansıyacak… Müneccim değilim ama izleyip görün; bu saydıklarımın sosyal boyutu da olacak tabi. Yani daha fazla çiftçi; banka kredisi çeken vatandaş icralık olup ve maalesef belki de intiharla sonuçlanan eylemleri göreceğiz. Her seçim öncesi AKP iktidarının dediği gibi şaha kalkmayı bırakın, patinaj çekmeye devam eden ve hatta patinajı daha hızlı bir şekilde devam edecek olan bir Türkiye’yi göreceksiniz!

Bunlar ekonomik boyutu… Bunun bir de toplum katmanlarına yansıyan süreci var bu sistemin…


Bu ülkede A Haber’i izleyip ülkeyi Norveç, İsveç gibi zannedenler var.

Durum maalesef öyle değil. Şunu söylemeliyim ki, 9 Temmuz’daki Beştepe’deki Erdoğan’ın konuşmasına Batı ilgi göstermedi. Bunun nedeni Avrupa bu ülkede demokrasinin gittiğini görüyor. Dediğim gibi durum A Haber’deki gibi değil. Yani çeşmeden altın akmıyor ya da uzaya merdiven dizecek bir iktidar yok!

CHP’li Eren Erdem milletvekilliği düşer düşmez tutuklandı. Geçtiğimiz günlerde tutuklu olan gazeteci Şerife Oruç tahliye edilir edilmez tekrar gözaltına alındı, sonra tekrar serbest bırakıldı. Tiyatro oyuncusu Orhan Aydın attığı tweetten dolayı gözaltına alınıp serbest bırakıldı. ODTÜ’lü öğrenciler tutuklandı. Bugün, Türkiye en çok gazetecinin tutuklu olduğu, hukukun özgürlüğü sıralamasında çok gerilerde olan bir ülke!

AKP dün HDP’lilerle aynı masada oturuyordu; bugün milyonların oy verdiği partiye terörist diyor. Sadece HDP’ye değil, CHP’yi PKK ile ilişkilendiriyor; İyi Parti’yi FETÖ ile…

Bunların dışında her alınan kararın tek kişinin imzasına sunulması ülkedeki demokrasi kültürüne ciddi zarar vermekte. A Haber izleyen vatandaşlar bunu görmüyor ama Avrupa’daki hukuk inceleme komisyonları bunları görüyor ve bunlar hakkında rapor hazırlıyor.

İşte bu yüzden küresel yatırımcı Türkiye’yi güvenli bir liman olarak görmüyor…


Lafın kısası, bu sistem AKP’yi de bu ülkeyi de çökertir, benden söylemesi!..

El öpme tartışması: Anlaşılan İyi Parti’de aşı tutmamış!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…