DNA bazlı nano robotlar, kanser tedavisinde büyük ümit vadediyor. Kanser teşhis hapı gibi biyosensörlerin koruyucu sağlık hizmetlerinde yaygınlaşması planlanıyor.
İlaç tasarımında gelecek yıllarda yaşanacak gelişmelere dair bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Köksal Akkoç, DNA bazlı nano-robotların kanser tedavisi için ümit vadettiğini söyledi.
Hedefe yönelik ilaçlar, akıllı ilaçlar derken nanoteknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte önümüzdeki yıllarda ilaç tasarımı da bambaşka bir yöne doğru evrilecek. DNA bazlı nano robotlar, kanser tedavisinde büyük ümit vadederken yapay zeka ve giyilebilir teknolojiler çok yakınımızda duruyor.
İlaç tasarımında gelecek yıllarda yaşanacak gelişmelere dair bilgiler veren Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Köksal Akkoç, teknolojik gelişmelere paralel olarak ilaç tasarımında daha güvenilir, daha etkin ve daha yüksek kalitede çalışmalar yapılmaya başladığını vurguladı.
DNA Nano robotlar
Prof. Dr. Meriç Köksal Akkoç, hedefe yönelik/akıllı tedavi sistemleriyle ilacın etkinliği arttırılırken yan etkilerinin azaltıldığını vurgulayarak hedefe yönelik ilaç çalışmaları kapsamında, DNA bazlı nano robotlar geliştirilmesinin planlandığını anlattı. Prof. Dr. Meriç Köksal Akkoç, şunları söyledi:
“Yeni çalışmalar ve sonuçları, DNA bazlı nano-robotik sistemlerin daha önce üzerinde uzlaşmaya varılmış tedavilerden çok çok yüksek aktivite ve seçiciliğe sahip olduğunu gösterdi. DNA bazlı nano robotlar özellikle hedeflendirilmiş tümör tedavisinde başarıyla sonuçlanabileceği biliniyor. Ayrıca kanser immünoterapi araştırmaları tümöre yönelik tedavilere yanıtı arttırırken sistemik toksisiteyi azaltabiliyor.”
Teknolojik gelişmelerin, etkin olma potansiyeline sahip ilaç adaylarını ortaya çıkardığını kaydeden Prof. Dr. Akkoç, bu sayede hem akademik hem de endüstriyel ilaç araştırmalarında süre ve maliyet açısından kar elde edilmesini sağladığını kaydetti.
Kişiye özgü hasta merkezli tasarımlar
Genetik ve biyomedikal alandaki çalışmalar sayesinde kişiye özgü tasarım ve hasta merkezli tasarım kavramlarının yeni Ar-Ge çalışmalarının odağına yerleştiğine işaret eden Meriç Köksal Akkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu çalışmalar ‘kanser teşhis hapı (cancer detected pill)’ gibi biyosensörlerin koruyucu sağlık hizmetlerinde yaygınlaşmasını sağlarken ilaç geliştirme ve doz rejiminde kişiye özel uygulamaların yapılmasına olanak tanıyacak. Bu amaçla günümüzde tıbbi alanda kullanımı artan 3D yazıcıların ilaç tasarımında da yaygınlaşması söz konusu olacak.
Öyle ki, bu uygulamalardaki başarılar ile nadir görülen hastalıklar için ilaç araştırmalarındaki ekonomik birçok dezavantajın da azaltılması mümkün olacak. Teknolojik gelişmelerin ürünü daha hassas ve etkin vücut sensörleri sayesinde ilaç piyasaya çıkmadan önce yapılan klinik araştırmalarda, daha kolay, az maliyetli ve etkin sonuçlar elde edilebilecek.
İlaç İçin Sosyal Medya
“Sosyal medyanın üretkenliği arttırdığı alanlardan biri de kuşkusuz ilaç endüstrisidir” diyen Prof. Dr. Akkoç, “Klinik çalışmalar için gönüllü hasta arayışlarından ilaçların kullanıcılarda yarattığı yan etkilerin raporlanmasına kadar birçok konuda sosyal medyanın rol oynadığı belirlendi. Bu alanda sosyal medya kullanımının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülebilir” diye konuştu.
Pharma 4.0: Koruma amaçlı tedavi kolaylaşacak
Prof. Dr. Meriç Köksal Akkoç, “Pharma 4.0” olarak adlandırılan ilaç araştırmalarında yapay zeka, giyilebilir teknolojiler, vücut sensörleri gibi birçok uygulamanın hızlı, etkin ve güvenilir hasta tedavisinde etkili olacağını vurgulayarak teknolojik gelişmelerin koruma amaçlı (profilaksi) tedavinin kolaylaşmasına da hizmet edeceğine de işaret etti.