İzmir’in geleceği için hukuk zaferi: Körfez geçiş projesi durduruldu

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP ve Doğa Derneği’nin İzmir Körfez Geçiş Projesi karşısında açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı verildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mart 2017’de körfezi güney-kuzey yönünde geçmesi planlanan İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin çevresel etki değerlendirme raporunu onaylamış, bu karar karşısında üç sivil toplum kuruluşu ve 85 vatandaş yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için dava açmıştı.

İzmir Körfez Otobanı’nın inşa edilmesi halinde dünyadaki on flamingodan birinin yaşadığı Gediz Deltası’nın büyük tehdit altına gireceği, kuşların ve körfezdeki doğal yaşamın zarar göreceği İzmir İdare Mahkemesi tarafından atanan resmi bilir kişi heyetince oy birliği ile tespit edildi.


İzmir İdare Mahkemesi, 11 akademisyenden oluşan bilirkişi heyetinin resmi raporuna istinaden geçtiğimiz günlerde İzmir Körfez Geçiş Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.

İzmir’in Gediz Deltası, flamingolar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşama alanlarından biridir.

Türkiye’deki 14 uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Doğal Sit Alanı olarak korunmaktadır. Türkiye’nin en büyük yüz ölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve 40 binden çok flamingonun yuvası olan İzmir’in Gediz Deltası, UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlamaktadır. Bu nedenle alınan karar, dünya doğa koruma içtihadı açısından tarihi önem taşımaktadır.

İzmir İdare Mahkemesi, bu önemli alana ilişkin aldığı tarihi kararda şu ifadeleri kullanmıştır: “Dava konusu ÇED raporu ve eklerinde, floristik verilerin sağlıklı olarak hazırlanmadığı, proje uygulama alanında ortaya çıkabilecek habitat ve lokalite kayıpları ile ilgili detaylı bir değerlendirmenin yer almadığı.

ÇED projesinde verilmiş olan jeolojik bilgilerin çok genel ve küçük ölçekli olduğu, projeye özel detay haritalama ve zemin etüt çalışmaları içermediği, projenin temelini oluşturan zemin bilgisiyle ilgili net bir bilgi olmadığı sonucuna varılmıştır.

ÇED projesinde verilmiş olan fay hatlarının güncel literatür bilgilerini içermediği;

Batırma tünel ile geçiş yapılan İnciraltı bölümünün aktif fay hattı zonundan geçmekte olduğu ve bu kısımdaki bağlantı contalarının olası bir depremde beklenen yatay ve düşey deplasmanları tolere edebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıyla ilgili raporda detay verilmediği sonucuna varılmıştır.


Bu esnada gerek çakım sırasındaki ekipman hareketi nedeniyle gerekse çıkacak gürültü sonucunda deniz tabanındaki canlı yaşam ile burada yaşayan Flamingo ve diğer canlıların üzerinde olumsuz etkiler meydana geleceği; Çiğli çıkışından otoyol bağlantısına kadar olan kısımda geniş kapsamlı bir dolgu faaliyetinin söz konusu olacağı ve bu inşaat nedeniyle de canlı hayatının olumsuz etkileneceği sonucuna varılmıştır.

ÇED raporunda toplamda 19.870.542 m3 tarama çalışması yapılacağının belirtildiği, ancak bu miktardaki malzemenin özelliği bilinmeden, nasıl bertaraf edileceğine ve bu faaliyetlerin İzmir Körfezi eko sistemine yapacağı etkilere ilişkin değerlendirmelerin yetersiz olduğu, projenin koruma alanları ve Gediz Deltası sulak alanı üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin yeterince incelenmediği sonucuna varılmıştır.

İzmir Körfezi Geçişi Projesinin il ya da bölge düzeyinde bir planın stratejisi olarak üretilmemiş olması nedeniyle planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği, bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve farklı koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanı olarak belirlenmiş bir kent bölgesinin yer aldığı; koruma statüleri açısından ortaya konan güzergahın mevzuatla uygun olmayan bir öngörü olduğu dikkate alındığında, dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Bizler, hazırladığımız raporda bütün bu hususları belirtmiş, ayrıca şunu da söylemiştik. Bu proje bir kent içi ulaşım projesi değildir. İzmir’e herhangi faydası olmayacağı gibi tarihi zararlar verebilecek bir projedir. Bu proje İzmir’i İstanbul gibi yapmak isteyenlerin hazırladığı rant projelerinin merkez noktasıdır.

Bu proje binlerce kuşun yuvası olan Gediz Deltasına ve Körfeze geri dönüşü olmayan zararlar verecektir. Bu projenin, İnciraltı’nın ve yarımadanın yapılaşmaya açılmasından başka bir amacı yoktur. Bu proje İnciraltı’nın, yarım adanın, bütün doğal yaşam alanlarımızın sonunun başlangıcıdır.

Davetimizi bir kez daha yineliyoruz: Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İzmir halkına sesleniyoruz.


Sözünü ettiğimiz talan projelerine bugün karşı çıkmazsak yarın çok geç olacak, güzel İzmir’imizin tarihi, kültürel, doğal bütün değerleri gözümüzün önünde bir bir yok olup gidecektir. İzmir’e dayatılan bu rant ve talan politikalarına hukuki, siyasi tüm yolları kullanarak karşı çıkmamız zorunludur. Bu nedenle bütün bu yağma projelerine karşı İzmir halkını kentimizin geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Gediz Deltasındaki otoban projesi flamingoları tehdit ediyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.