Kurban etini kimler neden hemen tüketmemeli?

Taze et tüketiminin arttığı Kurban Bayramı; kalp-damar hastalığı, diyabet ve yüksek tansiyonu olan kişiler için büyük önem taşıyor.

Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açtığını belirten uzmanlar, özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişilerin kurban etlerini hemen tüketmemesi gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre kurban eti buzdolabında birkaç gün bekletildikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirilmeli.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkcü, yaklaşan Kurban Bayramında et ve tatlı tüketimine ilişkin önemli tavsiyelerde bulundu.


Kurban Bayramında şeker ve şekerli besin tüketiminin yanı sıra et tüketiminin de arttığına dikkat çeken Özden Örkcü, “Özellikle obezite (şişmanlık), yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabeti (şeker hastalığı) olan kişilerin beslenmelerine daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir” uyarısında bulundu.

Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek tansiyonu olan kişilerin Kurban Bayramında yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri gerektiğini belirten Örkcü, bu kişilerin eti kısıtlı miktarlarda tüketmeleri ve aşırıya kaçmamaları gerektiğine dikkat çekti.

Taze etin sindirimi zor

Etin sindirimi zor olan besin olduğunu ifade eden Özden Örkcü, “Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açar. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmeleri sağlık açısından daha doğrudur” uyarısında bulundu.

Kızartmadan kaçının!

Kurban Bayramında etin tüketim miktarının yanı sıra pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özden Örkcü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etlerin tek başına değil de sebzelerle birlikte pişirilmesi veya tüketilmesi, besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntemdir.

Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 70 ºC-75 ºC olmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır.”

Eti, çiğ şekilde tüketmeyin!

Etin kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemesi gerektiğini de vurgulayan Özden Örkcü, “Bazı zoonoz hastalıkların çiğ veya az pişmiş etlerin yenilmesiyle bulaştığı akıldan çıkarılmamalıdır. Enfeksiyonun yayılmasını engellemek için, özellikle çocukların; tuvalet sonrasında, yemek öncesinde, çiftlik hayvanları ve çiğ gıdalarla temastan sonra ellerini sabunla uygun bir şekilde yıkaması sağlanmalıdır.


Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, karkasın parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında kişisel hijyen kuralları ihmal edilmemelidir” uyarısında bulundu.

Koruyucu önlemlere dikkat!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkcü, kurban etinin kesiminden saklanmasına kadar birçok aşamada da dikkatli olunması gerektiğini ve bazı kurallara uyulması gerektiğini belirterek;

“Kesimhanelerde derinin yüzülmesi ve iç organların çıkarılması sırasında sığır eti kontamine olabilmektedir. Etin parçalanması, kıyılması sırasında yüzeyden iç kısımlara geçen bakteri, yeterli ısı işleminin yapılmadığı durumlarda canlılığını sürdürmekte ve halk sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır.

Koruyucu önlem olarak, etin kesim sonrası hızla 7ºC’nin altında, soğutulması gerekmektedir. Özellikle bu tip gıdalara uygulanan ısı işleminin ürünün her yerinde (merkezi dahil) 70ºC ve üzerinde olması, etin pembe renginin kaybolup gri-kahverengiye dönüşmesi ve et suyunun tamamen uzaklaşması ile yeterli pişirme sağlanabilmektedir” dedi.

Kesilen etler doğru şekilde muhafaza edilmeli

Kesilen etlerin korunması ve saklanmasının sağlık açısından önemini de vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkcü;

“Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise daha uzun süreyle saklanabilir” dedi.

Kırmızı et, kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinler arasında olduğu için bu uyarılara dikkat:

“Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözünmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder. Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin, “oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil”, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır.


Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir.”

Yaz bitmeden fazla kilodan kurtulmanın 10 püf noktası


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.