Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlara McKinsey’den fikri danışmanlık hizmeti alınmaması talimatı verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam kampında partililere seslendi. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
McKinsey’den fikri danışmanlık hizmeti de almayacağız
Bu zat ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık şirketi üzerinden aklı sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Tüm arkadaşlarımıza söyledim, bunlardan fikri danışmanlık bile almayacaksınız dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz. Bu zata değil ama bu zatın hezeyanlarıyla aklı karışmış olan varsa izah etmek isterim. Evet, bir dönem Türkiye herşeyini Amerika’ya teslim etmiştir. Ama bu tek parti CHP ve milli şef İnönü dönemidir. Tek parti CHP’si tutmuş yapılan tüm fabrikaların kapısına kilit vurmuş. Savunma sanayi girişimlerini teker teker boğmuştur.
Ekonomide 2 ayı bulmadan büyük ölçüde durumu toparladık
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birine maruz kalmasına rağmen 2 ayı bulmadan büyük ölçüde durumu toparladık. Döviz kurunun bir anda artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değil. Sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz, yaptığımız durum tespitidir.
Ekonomide sorunlarımız yok mu? Elbette var. Gerçeklerle yaşadıklarımız arasında büyük bir orantısızlık var. Bu nedenle işin altında başka şeyler arıyoruz. Krizin kaynağı mahiyetindeki odakların yaptıkları açıklamalar, sorunun farklı sebeplere ve saiklere dayalı olarak tırmandırıldığını açıkça gösteriyor. Şu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir.
Döviz kuruyla ilgisi olmayan sektörlerde bir anda fiyat artışı yaşandığına yönelik şikayetler alıyoruz. Bunun adı fırsatçılıktır. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Bunu böyle bilsinler. Serbest piyasa çerçevesinde gerekli mücadeleyi yapacağız. Gereken yaptırımları uygulayacağız.
Türkiye borcuna sadık
Türkiye’yi hala siyasi ve ekonomik vesayetin temsilcisi uluslararası kuruluşların kucağına itmek isteyenlere cevap veriyoruz. Ülkemizi kendi reçetelerimizle programlarımızla hedefe ulaştıracağız. Her türlü yatırıma desteğe açığız yeter ki bunun bedelini bize egemenliğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Türkiye borcuna sadıktır, yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. İşte o zaman külahları değişiriz.
Kimse bizi uluslararası kuruluşların boyunduruğuna sokamaz
Son günlerde finansal danışmanlık şirketi üzerinden yapılan tartışmalar bizi töhmet altında bırakarak ülkemizi aynı cendereye sokma girişiminden ibarettir. Biz bu oyuna gelmeyiz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz. Biz göreve geldiğimizde IMF’ye borcumuz 23.5 milyar dolardı. 2013’te bu borcu sıfırladık. IMF’ye borcu sıfırladık. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmayacağını biliyoruz. Kendi ayakları üzerinde yükselttiğimiz Türkiye’ye hiç kimse yeniden diz çöktüremeyecektir.
İnlerine girerek bitireceğiz
8 şehidimiz oldu, 8 şehidimize şahsım ve milletim adına Allah’tan rahmet diliyorum.Bu topraklar şehit kanlarıyla yoğurulmuştur. 8 şehidimiz mi var, o teröristler bilsinler ki bunu 800 teröristle ödeyecekler. Şu anda kaçacak yer arıyorlar. O deliklerde inlerine gire gire bunları bitireceğiz.
Öyle şeyler söylüyor ki topa girmek zorunda kalıyorum
Ülkemizin yaşadığı sıkıntılara adeta ateşin üzerine benzinle gider gibi yaklaşan anamuhalefet partisine ve onun başındaki malum zata ne diyeceğiz? Biz bu zatın iftiralarını yüzüne vurmaktan, eline tutuşturulan kağıt parçalarının belge değil paçavra olduğunu anlatmaktan yorulduk. Kendisinden kazandığımız tazminatların tutarlarını hatırlamıyorum. Ama bu zat yalan vagonuna binmekten vazgeçmiyor. Eline ne tutuşturulursa mal bulmuş mağribi gibi grup toplantısında konuşuyor. Bir araştırma yapsa yanlış olduğunu görecek. Bu çağda her konuda yalan bilgi ve belge üretebilirsiniz. Bunların hak hakikat diye bir derdi yok. Son grup konuşması yalan ve iftiralarla doludur.
Kendine çekidüzen ver!
Bu zatın yalanlarını her ortaya döküşüm ardından muhatap almayacağımı söylüyorum ama öyle şeyler söylüyor ki cevap vermemeyi şahsımdan ziyade ülkeme ve milletime haksızlık olarak gördüğüm için yeniden topa girmek zorunda kalıyorum. Bu sefer milletim gerçekten böyle bir şey mi var diyecek. Bu zat son grup toplantısında önce Kudüs meselesine girdi. Ardından Erdoğan BM’de Filistin’le ilgili tek söz etmedi diyor.
Şimdi buna nasıl cevap vereyim. Buna milletim ve Filistinliler inanmaz. Orada Filistinlilerin Türk bayraklarıyla dolaştığını biliyoruz. Bu zatın adamlarının da Filistinlilerin düşmanlarının nasıl bir arada olduğunu biliyor. Biz konuşmamızda Filistin’in bağımsızlığını da anlattık, Kudüs’ü de anlattık. Sen hangi bulutlarda dolaşıyorsun. Kendine çekidüzen ver. Çabalarımızı öğrenmek istiyorsa Mahmud Abbas’a İsmail Hani’ye sorsun.
Para istemek başka, yatırım daveti başka
Filistin’den girdi sonra rotayı krize çevirdi. Türkiye’de bir defa kriz yok. Önce bir ekonomiyi öğren. Türkiye’de ekonomiyle alakalı bir manipülasyon var, manipülatif bir hareket var. Bununla bir fatura kesmeye çalışıyorlar, sen de bu faturanın aktörleri arasında yerini alıyorsun. Güya resmi ziyaret yaptığımız ülkelere bize para vermeleri için yalvarıyormuşuz. Biz yatırımcı davet etme çalışmaları yapıyoruz. Bir insan ekonomiden bu kadar habersiz olursa böyle saçmalar. Bu işin yöntemi mecraları kuralları bellidir. Biz ülkemizin potansiyelini anlatıyoruz. Yatırım daveti başka şey para istemek başka şeydir.
Almanya’ya Can Dündar tepkisi
Son Almanya ziyaretimde 5 yıl 10 ay hapse mahkum olan sözde bir gazeteci var ya. Orada da kendisine sahip çıkacakları buldu. Biz de haber gönderdik bizimle beraber orada bulunacaksa biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. Biz onun olmadığı bir basın toplantısını yaparız. Siz 5 yıl 10 ay hapis cezası almış bir kişiyi barındırıyorsanız bunun stratejik ortaklığı sığar yanı yoktur.
Bu zat kendince büyük saydığı rakamları telaffuz ederek Türkiye’nin borcunu çeviremeyecek olduğunu iddia ediyor. Türkiye’nin ekonomisi onun söylediği rakamların katbekat üzerindedir be hey cahil. Önce onu öğren. Kimden alıyorsun bu aklı. Kamu borcunun en az olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir. Dünyada kamu borcunun milli gelire oranı en düşük devletlerden biri Türkiye’dir ve hamdolsun ülkemizin bu konuda hiçbir sıkıntısı yoktur. Hala aynı imalarla konuşuyor olmasını ancak yüzsüzlüğü ile açıklayabilirim. Utanmadan benim yüzümün kızarıp kızarmayacağından bahsediyor. Bizim yüzümüz edebimizden kızarır.
Cumhur ittifakı basit bir ittifak değil
Cumhur İttifakı’nı basit bir seçim ittifakı olarak görenler de yanılıyor. Cumhur İttifakı, milli ve yerli duruş sahiplerinin ülkenin meseleleri karşısında gösterdikleri dayanışmanın adıdır. Cumhur İttifakı yerel seçimlerde listelerde olmasa bile gönüllerde devam edecek.”
McKinsey nedir? Ne iş yapar?
McKinsey, özel ve kamu sektörüne hizmet sunan, dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı firmaları arasında yer alıyor. ABD merkezli firma, 1926 yılında James Oscar McKinsey tarafından kuruldu. Şu anki yapısına ise 1939 yılındaki yeniden yapılandırmanın ardından kavuştu. Dünya genelinde 60’tan fazla ülkede ofisi ve toplamda 10 binden fazla çalışanı var.
McKinsey ile hükümetin yaptığı anlaşma neleri içeriyordu?
Hükümet ile McKinsey arasındaki anlaşma, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından New York’ta açıklandı.
Albayrak, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansı’nda yaptığı kouşmada, “Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek” dedi.
Açıklamada, 20 Eylül tarihinde açıklanan Yeni Ekonomik Program kapsamında kamu harcamalarında tasarruf sağlanması ve ek gelir yaratacak tedbirlerin alınması amacıyla Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi’nin kurulacağı belirtildi.
Diğer bakanlıklardan temsilcilerin de görev yapacağının ifade edildiği bu ofis için danışmanlık hizmeti alınmasına karar verildiği vurgulandı.
Açıklamada, “Söz konusu danışmanlığın, hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Çalışma alanı tek taraflı ve dünyadaki en başarılı modellerin Türkiye’ye kazandırılması ile sınırlı olacaktır. Türkiye’de ilk defa hayata geçirilecek böyle bir ofisin en doğru modelle kurgulanması sonrasında, güçlü ve yerli insan kaynağımız ile kamuda büyük bir değişim ve dönüşüm süreci başlayacaktır” denilmişti.
McKinsey anlaşması için kim ne demişti?
Hükümetin McKinsey ile anlaşmasına muhalefet sert tepki gösterirken, ekonomistler arasında ise farklı görüşler ortaya çıktı.
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Düyun-ı Umumiye benzetmesi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, McKinsey ile yapılan anlaşmayı Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde bazı sektörlerin gelirlerine el konularak dış borçların ödenmesi için kurulan Düyun-ı Umumiye’ye benzetti.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Ekonomi yönetimimiz bir yabancı şirketin kucağına bırakıldı. Bu yeni bir Düyun-ı Umumiye’dir. Bundan daha büyük bir felaket yoktur. IMF’den bile daha ağır ve kötüdür” dedi.
Meral Akşener: Amerikalı kayyum…
Damat “ABD merkezli yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey ile çalışmaya karar aldık” dedi.
Sormazlar mı, o kadar yerli ve millî diye konuşurken nereden çıktı bu Amerikan şirketi diye?
Devletin içini boşattılar, McKinsey adı altında ülkeyi IMF’ye teslim ettiler.— Meral Akşener (@meral_aksener) 28 Eylül 2018
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Türkiye’nin anahtarlarının “Amerikalı kayyuma” verildiğini öne sürdü. Akşener, Twitter mesajında, “Beyler, Devletimizi yabancı ülkelere teslim ediyorsunuz. Türk Milleti sizi asla affetmeyecek!” yazdı.
Yapılan anlaşmayı “ikinci kozmik oda vakası” olarak tanımlayan Akşener, “Bu anlaşmayı imzalayanları, uygulayanları affetmeyeceğiz. Günü geldiğinde kesinlikle yargılayacağız” dedi.
Uğur Gürses: Bu anlaşma, “hükümeti değiştirdik ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz” demek
McKinsey’den Ankara’nın danışmanlık almasının tek anlamı şu; hükümet sistemini değiştirdik ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz? Ötesi yok.
— uğur gürses (@ugurses) 30 Eylül 2018
Anlaşmayı eleştiren isimlerden biri de ekonomist Uğur Gürses oldu. Gürses attığı Twitter mesajında, bu anlaşmanın “Hükümeti değiştirdik ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz” demek anlamına geldiğini belirtti.
Atilla Yeşilada: Doğru karar
Bence McKinsey doğru bir karar. Eleştirelecek bir yönünü göremedim. https://t.co/kiHLwLAwF8
— Atilla Yesilada (@AtillaYesilada1) 30 Eylül 2018
Ekonomist Atilla Yeşilada ise bunun “doğru bir karar” olduğunu belirterek, “Eleştirecek bir yönünü göremedim” dedi.
Abdurrahman Dilipak: Her kesimde ciddi rahatsızlık
Şu ABD danışmanlık şirketi olayı her kesimde ciddi rahatsızlık konusu.hele o ilişkilerin ortaya çıkması ile tüy dikti. Sahi bu işi kim ne zaman,nasıl tezgahlandı.. bu işin bütçesi ne. Bu iş başka türlü olamaz mı idi.
— Abdurrahman Dilipak (@aDilipak) 30 Eylül 2018
Hükümete yakın yazarlardan Abdurrahman Dilipak da bu olayın “her kesimde ciddi rahatsızlık konusu” olduğunu ifade etti ve “Bu işin bütçesi ne, bu iş başka türlü olamaz mı?” sorularını yöneltti.