2019’un Mart ayı, Türk medyası anlamında nasıl geçti? Neler yaşandı? Medya basın yayın: 2019 Mart ayı raporu…
Medya basın yayın: 2019 Mart ayı raporu
RSF: Yabancı basını engellemeyin
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye’deki yabancı gazetecilerin Ekonomi Bakanı Berat Albayrak ile AB Komisyonu Başkanı Yardımcısı Jyrki Katanien’in basın toplantısına alınmamalarının ardından Türkiye hükümetine, ülkedeki uluslararası basın mensuplarının işlerini engellememe ve süresi dolan akreditasyonları uzatma çağrısı yaptı.
RSF’den yapılan açıklamada, gazetecilerin görevini yapmasının engellendiği ve bunun “Bağımsız yabancı kaynakların haber yapmasını sınırlandırmak amacıyla” yapıldığı belirtildi.
Eren Erdem’e 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi
Eski CHP Milletvekili Eren Erdem, kapatılan Karşı Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı sırada 17-25 Aralık sürecinde yasa dışı ses kayıtlarını servis ettiği iddiasıyla yargılandığı davada “Silahlı terör örgütü hiyerarşisine dâhil olmadan bilerek ve isteyerek örgüte yardım etme” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme kapatılan Karşı gazetesinin sahibi Turan Ababey’e de aynı suçtan 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Sanıklardan Emre Erciş de, aynı suçtan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken sanıklar Kutlu Esendemir ile Mehmet Bozkurt’un ise “Silahlı terör örgütü hiyerarşisine dâhil olmadan bilerek ve isteyerek örgüte yardım etme” suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat etti.
Flash TV, siyasi baskı nedeniyle yayınlarına ara verdi: 23 kişinin iş akdi feshedildi
İktidar sahiplerinin hukuk tanımaz uygulamaları ile idari, siyasi ve mali baskıların dayanılmaz hal aldığını belirten Flash TV, yayınlarına 1 Mart 2019’da 2 ay süre ile ara verme kararı aldı ve toplu işten çıkarmalar yaşandı; 23 kişinin iş akdi feshedildi.
Flash TV’den yapılan açıklamada ise şöyle denildi:
“Flash TV yayınlarına ara veriyor: Suçumuz tarafsızlık…
Flash Tv yayın hayatına ara veriyor… Uzun süredir yaşadığımız ve artık çekilmez hale gelen baskılar nedeniyle, bir süre sesimizi kısıyoruz. İktidar sahiplerinin hukuk tanımaz uygulamaları: idari, siyasi ve mali baskılar dayanılmaz hal aldı.
Tüm çalışanlarımızın ve iş paydaşlarımızın zarar görmesini önlemek ve 28 yıllık özel televizyonculuk tarihimize gölge düşürmemek için; yayınlarımıza bir süre ara vermek kararımızı kamuoyuna duyururuz.
Bağımsız medya en az bağımsız yargı kadar değerlidir. Saygılarımızla.”
Hürriyet gazetesinin Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel istifa etti
2018 yılı Ağustos ayında yazdığı “Yanlış anlaşılma mı Halkbank mı?” başlıklı, Brunson pazarlığına dair yazısına sansür uygulanan Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel görevinden istifa etti. İstifasını Twitter hesabından duyuran Çamlıbel, yazar George Orwell’in “Gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir” sözü ile veda etti.
Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici görevinden ayrıldı
Demirören Grubu’na satılan Hürriyet’ten bir ayrılık haberi daha geldi. 1992’den bu yana Hürriyet’in Ankara bürosunda çeşitli görevlerde bulunan, son olarak gazetenin okur temsilciliği görevini sürdüren Faruk Bildirici, gazete yönetimiyle yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle görevinden ayrıldı.
Bildirici, okurların tepkilerini sütununda dile getirirken gazetesinin yaptığı hataları da sütununa taşıyordu. Bildirici’nin meslek ilkelerini anımsattığı bu uyarıları, Demirören Grubu’nda rahatsızlıklara yol açıyordu. Bildirici’nin veda niteliğindeki son okur temsilcisi köşesi Hürriyet’te yayımlandı.
Bildirici, “Ben hep gazetecilik, sessizlerin sesi, mağdurların savunucusu, kamu yararının yılmaz bekçisi olsun; bağımsızlığından ödün vermesin; çıkar gruplarına aracılık etmesin; gerçekleri deforme etmeden aktaran, her konuya ve herkese eleştirel yaklaşan bir güç olsun istedim. Ben hep gazetecilik kazansın istedim. Bugün olmamış olabilir ama yarın mutlaka…” dedi.
Akit TV’nin sorumlu müdürü “Atatürk’e hakaret” davasında beraat etti
Akit TV’de 10 Kasım 2015’te “Zulüm 1938’te son buldu” başlıklı haberle ilgili “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan yargılanan sorumlu müdür Ali Özken’in beraatına karar verildi.
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanığın üzerine yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle beraatına hükmetti. Duruşmanın sona ermesinin ardından bazı müştekiler beraat kararına tepki gösterdi.
Gazeteci Çağlar Cilara’nın TV 5’teki programı yayından kaldırıldı
Saadet Partisine yakınlığıyla bilinen TV 5’te yayınlanan ‘Çağlar Cilara ile Gündemdekiler’ programı, CHP Beyoğlu Belediye Başkan adayı Alper Taş’ın konuk olduğu program gerekçe gösterilerek yayından kaldırıldı.
Kanalın söz konusu duyurusunun ardından Twitter hesabından açıklama yapan Çağlar Cilara da, “TV5 macerası da bitti. Türkiye’de gazeteciler siyasi kutuplaşmanın, kavganın, gürültünün arasında kalıyor. Ben sorumu sorarım, haber çıkarırım, 8 yılda 3 binin üzerinde program yaptım. On binin üzerinde programlarımdan haber çıktı. Soru sormaya devam edeceğim merak etmeyin” dedi ve kanaldan ayrıldığını duyurdu.
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi: Şubat ayında 46 gazeteci yargılandı
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi’nin (ÖGİ) açıkladığı Şubat ayı raporuna göre 163 gazeteci cezaevinde tutuklu, 8 gazeteci tahliye edildi.
Raporda yer alan verilere göre;
- Üç gazeteci gözaltına alındı.
- Bir gazeteci tutuklandı.
- İki gazeteciye dava açıldı
- 46 gazeteci yargılandı.
- Bir gazeteciye iki yıl hapis cezası verildi.
- Sekiz gazeteci tahliye edildi.
- Bir gazeteci beraat etti.
Tutuklu Gazeteci İdris Yılmaz cezaevinden yazdı: Gazeteler verilmiyor
22 Ocak 2018’de Van’ın Erciş ilçesindeki evine yapılan baskında gözaltına alınarak tutuklanan ve yaptığı haberlerden dolayı hakkında dava açılan gazeteci İdris Yılmaz’a Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesince görülen ikinci duruşmada 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Yılmaz, gönderdiği mektupta cezaevindeki hak ihlallerini yazdı.
Kendilerine verilen gazetelerde ciddi kısıtlamalar bulunduğunu belirten Yılmaz, Evrensel ile BirGün gazetelerinin birçok sayısına “Cezaevi güvenliğini tehdit ettiği” gerekçesiyle el konulduğunu belirtti. Yılmaz, “Yeni Yaşam gazetesi ise ‘İyileştirmeyi engelliyor’ yani yaptığı haber ve yazılarla ‘ehlileştirmeyi’ önlüyor gerekçesiyle yasaklandı. Bize gelen kargolar da hiçbir gerekçe gösterilmeden geri gönderiliyor” diye yazdı.
‘Sözcü savcısı sabıkalı çıktı’ haberi nedeniyle Seyhan Avşar hakkında soruşturma başlatıldı
Sözcü davasının ilk iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren’in 2002 yılında görev yaptığı Osmaniye’de soruşturmasını yürüttüğü “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” dosyasında şüphelilerden haksız menfaat temin etmeye çalıştığı suçlamasıyla hakkında açılan dava sonunda 10 ay hapis cezasına ve para cezasına çarptırıldığını yazan Cumhuriyet gazetesi Seyhan Avşar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “Kamu görevlisini terör örgütlerine hedef gösterdiği” iddiasıyla soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’na ifade veren Avşar ise “Kamuoyunun yakından takip ettiği Sözcü gazetesi iddianamesini hazırlayan, ‘6 yaşındaki çocukla evlenilebilir’ tarzı söylemleri bulunan Nurettin Yıldız hakkında takipsizlik kararı veren bir savcının daha önceki tarihlerde hakkında kesinleşmiş mahkeme kararının olması dünyanın neresine giderseniz gidin haber değeri taşır” dedi.
Yeni Yaşam gazetesinin 15 Şubat 2019 tarihli sayısı toplatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, 1 Mart 2019 tarihinde başlattığı soruşturma kapsamında Yeni Yaşam gazetesinin 15 Şubat 2019 tarihli sayısı hakkında basım, yayın ve satışının yasaklanması ve hakkında toplatma kararı çıkarılmasını talep etti.
İstanbul 3’üncü Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilen talep kabul edilerek, gazetenin sayısı hakkında toplatma kararı çıkarıldı. Karara İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nun talebi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne yapılan ihbar gerekçe gösterildi.
Gazetenin 6’ncı sayfasında yer alan “Güneşli günler için yürüyorlar” haberinin içeriğinde yer alan “HDP’li vekiller Türkiye’deki tüm sorunların temelinde gördükleri İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle Diyarbakır’a yürüyor. Polis bazı vekilleri darp ederken, engellemelere rağmen halk bugün Leyla Güven’in evinin önünde olacak” ifadeleri suçlama konusu yapıldı.
Gazetenin 10’uncu sayfasında yer alan ve Asrın Hukuk Bürosu’nun değerlendirmelerine yer verilen haber de ayrı bir suçlama konusu yapıldı. Yine “İmralı tecridinin 20. yılı” haberinde “Sayın Abdullah Öcalan…” ifadesi de suçlama konusu oldu.
Son 3 yıl içinde 22 bin 202 basın kartı başvurusu reddedildi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yazılı soru önergesinde, iddialarla ilgili olarak, “Gazetecilerden sarı basın kartı ve gri pasaport başvurusu sayısı kaçtır? Son üç yıl içinde kaç başvuru olmuş kaçı karşılanmıştır?” şeklinde soru yöneltti.
Önergeye yanıt veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, basın kartı verilecek kişilerde ve yayın kuruluşlarında aranacak şartların 14 Aralık 2018 tarihli Basın Kartı Yönetmeliğinde düzenlendiğini belirterek, “Son üç yıl içinde, farklı basın kartı türlerinden 44.417 başvuru yapılmış, bu başvurulardan 22.202 tanesi Basın Kartı Yönetmeliği çerçevesinde (basın yayın kuruluşu, basın mensubu ve sözleşme bilgilerinin hatalı beyan edilmesi, evrak eksikliği, başvuru türünün yanlış seçilmesi vb. nedenlerle) olumsuz değerlendirilmiştir. Başvuruları olumsuz değerlendirilen basın mensupları yeniden başvuru yapabilmektedir” dedi.
Muhalefet, TRT ekranlarında iktidarın yarısı kadar bile yer bulamadı
Seçim dönemleri başta olmak üzere sıkça kamu yayıncılığını ihlal etmesi nedeniyle tepki toplayan TRT, bu seçimde de aynı tutumunu sürdürdü. TRT Haber kanalı Şubat ayında Cumhur İttifakı hakkında sadece lehine 53 saat 30 dakika 38 saniye, Millet İttifakı’na ise 6 saat 42 dakika 57 saniyesi lehte, 7 saat 8 dakika 8 saniyesi aleyhte olmak üzere sadece 13 saat 51 dakika 5 saniye yer verdi. HDP ise iktidarın hedef göstermelerinin dışında bu seçimlerde de TRT Haber ekranında yer bulamadı.
TRT Haber Kanalı’nın Şubat ayı verilerine göre AKP ile muhalefet partilerine ayrılan süreler arasında adeta uçurum bulunuyor. Haberler, canlı yayınlar, haber programları ve miting görüntüleri toplamında AKP’ye 49 saat 58 dakika 12 saniye ayıran TRT Haber, MHP’ye 3 saat 32 dakika 26 saniye, CHP’ye 11 saat 43 dakika 40 saniye, İyi Parti’ye 2 saat 7 dakika 25 saniye yer verdi.
Sabah’a gazetecilik uyarısı yapan Müzisyen Ahmet Aslan hedef oldu
Sabah’ın magazin eki Günaydın’da yazan Ömer Karahan, hakkında “Turkish Kovboy” başlıklı bir “haber” yaptığı Müzisyen Ahmet Aslan’ın kendisine attığı mesajı köşesine taşıdı.
Aslan’ın “Turkish ifadesi yanlış, doğru olabilmesi için kişinin Türk olması lazım. Bir şey yazarken bir gerçek üzerine kurmanız gerekmez mi?” şeklindeki uyarısına inanmak istemediğini söyleyen Karahan, Aslan’ın “Türk” kelimesinden rahatsızlık duyduğunu öne sürdü.
Karahan, Aslan’a “Ülkenizi ret mi ettiniz?” diye sorduğunu buna karşılık “Aslı astarı olmayan bilgilerle, kim tarafından haber yapıyorsunuz? Bravo, devam edin, başarılar” yanıtını aldığını belirtti.
Sabah’ın magazin yazarı, Aslan’ın “faşizan tutum gösterdiğini”, “Nesimi, Âşık Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş gibi ozanların bu tutumu görse kemiklerinin sızlayacağını” öne sürdü.
Rektör Erkan İbiş’in Evrensel gazetesine açtığı davada ret kararı onandı
Evrensel gazetesi muhabiri Tamer Arda Erşin tarafından 15 Mart 2017 tarihinde yayımlanan “Rektör İbiş, 6 günde 11 soruşturmadan aklanmış” başlıklı haberi nedeniyle Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş tarafından 1000 liralık manevi tazminat davası açılmıştı. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada 17 Kasım 2017 tarihinde ret kararı verilmişti. Kararı “manidar” bulan Rektör İbiş ise, dosyayı istinaf mahkemesine götürmüştü.
Mahkeme, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in “Rektör İbiş, 6 günde 11 soruşturmadan aklanmış” başlıklı Evrensel gazetesinde yayımlanan habere açtığı davadaki ret kararını onadı. Mahkeme kararında toplumun haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü değerlendirmesi yaptı. Kamu yararına dikkat çeken mahkeme, eleştirisi sırasında ifade ve basın özgürlüğü sınırlarının aşılmadığına karar verdi.
Ahmet Altan’a “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından para cezası
2016’da kaleme aldığı bir yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla yargılanan gazeteci Ahmet Altan, 7 bin TL adli para cezasına çarptırıldı.
İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, “Anayasayı İhlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çaptırılan Ahmet Altan hükümlü olarak bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Şikâyetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ise avukatı Ela Ezgi Yelmen temsil etti.
Sabah gazetesi, Kılıçdaroğlu’na 1 TL tazminat ödeyecek
Sabah gazetesinin 18 Ağustos 2017 tarihli nüshasında ve kamuoyunda MİT tırları dosyası olarak bilinen görüntülerin, dönemin Zaman Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ekrem Dumanlı tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verildiğine yönelik bir haber yayınlanmıştı.
Söz konusu yayın üzerine Avukatı Murat Ergün aracılığıyla Sabah Gazetesi’ne yönelik, haberin iftira mahiyetinde, haksız ve gerçek dışı olduğu gerekçesiyle 1 TL’lik manevi tazminat davası açan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, görülen duruşmada haklı bulundu ve Sabah Gazetesi’nin yalan haber yaptığı karara bağlanırken, gazete Kılıçdaroğlu’na 1 TL tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Gazeteciler için yeni medya dersleri Ankara’da gerçekleşti
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) tarafından Friedrich Naumann Vakfı (FNF) desteğiyle yürütülen Gazeteciler için Yeni Medya derslerinin ilki 29 Mart Cuma günü Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın ev sahipliğinde Ankara’da saat 13:00 – 17:00 saatleri arasında gerçekleştirildi.
A Haber ve Sabah gazetesi yazarı, Güldür Güldür Show’u hedef aldı
Show TV’de yayınlanan Güldür Güldür Show’un 24 Mart’ta yayınlanan bölümünde bir gazetenin gündem toplantısı ele alındı. “Pozitif Toplantı” skeciyle iktidara yakın gazeteler hicvedildi. A Haber ve Sabah Yazarı Melih Altınok, programı ve oyuncuları hedef gösterdi.
A Haber skecin “seçimler öncesi yapılan bir algı operasyonu” olduğunu ileri sürdü. “Seçimlere bir hafta kala toplum mühendisleri yine devrede” sözleriyle başlayan haberde, Güldür Güldür oyuncuları, “Aslında mizahı bir algı operasyonuna dönüştürenlerin sicili zaten fazla söze gerek bıraktırmıyor” ifadeleriyle hedef gösterildi. Bu ifadeler eşliğinde oyuncuların “Berkin Elvan Ölümsüzdür” pankartıyla çektirdikleri fotoğraf ve ihraç edildikten sonra işe iade talebiyle açlık grevine başlayan Nuriye Gülmen’in taleplerine imza attıklarına ilişkin tweet gösterildi. Haber, “31 Mart seçimlerine günler kala yapılan Güldür Güldür algı operasyonu tam da bu yüzden düşündürücü” sözleriyle noktalandı.
A Haber, haberi Twitter’dan “Güldür Güldür Show’dan seçime günler kala algı operasyonu!” ifadeleri ve “Seçim öncesi algı operasyonu: Biz sizi Gezi’den tanıyoruz” yazılı görselle paylaştı.
Turkuvaz Medya Grubu’na bağlı olan Sabah gazetesinin köşe yazarı Melih Altınok da skeci köşesinde ele aldı. Altınok köşesinde şu ifadeleri kullandı:
“Kabul ediyorum, işleri zor… Zira en zor ancak bir o kadar da nitelikli reyting, güldürerek alınandır. Mesela, karikatürize ettikleri hükümete yakın medya gibi, muhalefete yakın medyanın eleştirisini yaparak da güldürebilirler mi?
Bu soruyu politik tercihleri açısından değil, yetenek ve yaratıcılık kabilinden soruyorum.
İşin kolayına kaçmadan, bir ara CHP Genel Merkezi’nin ikinci katından yayın yapan Halk TV’nin gazeteci pozlarını falan tiye alarak değil ama!
Savcı Mehmet Selim Kiraz katledildiği günkü Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri toplantısını canlandırarak güldürebilirler mi seyirciyi örneğin?
Yine bir seçim öncesi, sandığa korkuyla mesaj vermek için bu ülkenin bir savcısı canlı yayınlarla rehin alınıp katledilmişken yapılan o toplantıyı sahneleyebilirler mi?”
Basın Konseyi, Erdoğan’ın hedef aldığı Cindoruk’a destek verdi
Basın Konseyi, yaptığı yazılı açıklama ile Erdoğan’ın ”Bu sözlerin bedelini ödeyecek” diyerek hedef aldığı Hüsamettin Cindoruk’a destek verdi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi Hüsamettin Cindoruk’un, Halk TV’de yaptığı siyasi değerlendirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ”Bu sözlerin bedelini ödeyecek” denilerek hedef alındığı ifade edilen açıklamada “Sayın Cindoruk, Türkiye’nin en kıdemli birkaç siyasetçisinden biridir. Parti başkanlığı, TBMM Başkanlığı, vekaleten Cumhurbaşkanlığı gibi en üst düzey görevleri yürütmüş bir duayen hukukçudur. Kendisi tarafından yapılan değerlendirmelerin Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatları uyarınca siyasi eleştiri hakkı kapsamında kaldığı, bu açıklamaların herhangi bir hakaret, tehdit ve hiçbir suç unsuru taşımadığı çok net ve apaçıktır” denildi.
“Zeydan Karalar şehit ailesini kovdu” haberleri yalan çıktı
CHP’nin Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Zeydan Karalar’ın önceki gün düzenlediği “Şehit aileleri kahvaltılı toplantısı”nda söz alan Gülcan Demiryürek adlı kadın, eşi Uzman Çavuş Kadir Demiryürek’in Mardin Nusaybin’de hayatını kaybettiğini belirtti.
Zeydan Karalar’a seslenen kadın, “Benim eşim hendek olaylarında şehit oldu. Bu hendekler yapılırken ses çıkarmayan insanlarla şu an birlikte olmanızı nasıl açıklayabilirsiniz? Benim kızım şu an babasız, bunca şehidin çocukları babasız. Bana bunun açıklamasını yapar mısınız? Bizi hangi yüzle buraya davet ettiniz?” dedi.
Gülcan Demiryürek sözlerini tamamlamasının ardından salondan ayrılmak üzere kapıya yöneldi. Bu sırada Demiryürek’le aynı masada bulunan ablası Gülay Karakuşali de ayağa kalkarak masa örtüsünü çekti, masanın üzerinde bulunanları yere düşürdü. Gülcan Demiryürek ve Gülay Karakuşali daha sonra salondan birlikte ayrıldı.
Bu yaşananların ardından A Haber’in röportaj yaptığı Gülcan Demiryürek, “Zeydan Karalar bizi salondan kovdu, güvenlikler bizi tartakladı” dedi. Demiryürek’in bu röportajıyla beraber Sabah, Hürriyet, Takvim, Yeni Şafak gibi iktidar güdümlü gazeteler de, haberi “Zeydan Karalar şehit eşini kovdu” başlığı ile verdi.
Zeydan Karalar, Twitter hesabında paylaştığı bir video ile yapılan haberlerin yalan olduğunu ortaya koydu.
Kaybedilen gazeteciler:
- Çetin Emeç (7 Mart 1990)
- İzzet Kezer (23 Mart 1992)
- Mehmet İhsan Karakuş (13 Mart 1993)
- Nazım Babaoğlu (12 Mart 1994)