Ümit Özdağ’dan Suriyeliler ile ilgili çarpıcı paylaşım!

Ümit Özdağ: Suriyeliler ülkelerine dönmeden, Türkiye’nin ekonomik krizden çıkması mümkün değildir. Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için Türk milletinin kıt kaynaklarını bonkörce harcamaya devam etmektedir.

Ümit Özdağ: Suriyeliler dönmeden Türkiye'nin ekonomik krizden çıkması mümkün değil
Ümit Özdağ’dan Suriyeliler ile ilgili çarpıcı paylaşım!

Ümit Özdağ’ın Suriyeliler ile ilgili Facebook üzerinden yaptığı dikkat çeken paylaşım şöyle:

Kayıtlı 3.8 milyon, kayıtsız 1.5 milyon toplam 5.3 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli sorundur. Sayıları hızla artan ve 2040’da 10 milyona çıkacak olan Suriyelilerin Türkiye’de kalması durumunda Türkiye ağır krizler içinde iç savaş ve parçalanma sürecine sürüklenecektir.

Hangi partiye oy verir ise versin Türk halkının % 85’den fazlası Suriyeli sığınmacıların vatanları olan Suriye’ye dönmesi gerektiğini düşünmektedir. Türk halkının tepkisini bilen Erdoğan konuyu zamana yayarak ve vatandaşlarımızı buna alıştırarak Suriyelilere vatandaşlık verme politikası izlemektedir.


Bir yandan bürokrasiye verilen brifingler ile “mültecilerin yüzde 80’inin geldikleri ülkeden geri dönmediği” masalı anlatılmakta ve Suriyelilerin de geri dönmeyecekleri bilinçaltlarına işlenmekte diğer yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kilis için hazırladığı 1/100.000.000 ölçekli yerleşim planında Suriyelilerin geri dönmeyeceği açıklanmaktadır.

Özetle, Erdoğan Suriyelilere vatandaşlık verme konusunda kararlıdır. Ancak her seçim öncesinde seçmeni kızdırmamak için “Suriyelileri geri yollayacaklarını” söylemektedir. Seçimlerden sonra ise Suriyelilerin Türkiye’ye yerleştirilmesi süreci devam etmektedir.

Suriyeliler için harcanan 40 milyar dolar, Türk ekonomisinin yaşadığı ağır krize sürüklenmesinin en önemli nedenlerinden birisidir.

31 Mart seçimlerinden önce de Suriyelilerin ülkelerine dönmeye başladıkları ve bu sürecin devam edeceği doğrultusunda açıklamalar yapılmıştır. Seçimlerden hemen sonra Erdoğan Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık vermek olan gerçek gündemine dönmüş ve açıklamıştır:

“Biz onların (Suriyeli sığınmacılara yardım etmeyeceğini açıklayan Bolu Belediyesini kastediyor) eline bırakmadan valiliklerimiz yoluyla aynen yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz”

Türkiye 2011’den buyana Suriyeli sığınmacıların yedirilmesi, içirilmesi ve giydirilmesi için Erdoğan’ın açıklamasına göre 37 milyar Dolar, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nin yaptığı hesaplamalara göre 40 milyar Dolar harcamıştır. Bu olağanüstü büyük bir miktardır ve Türk ekonomisinin yaşadığı ağır krize sürüklenmesinin en önemli nedenlerinden birisidir.


40 milyar Doları Suriyeli sığınmacılar için harcamasaydık ne olurdu?

40 milyar Dolar daha az borcumuz olurdu. Peki, 40 milyar Dolar daha az borcumuz olsaydı ne olurdu? Ege Cansen’in bir başka hesabı üzerinden hesaplayalım. 3. Havalimanı için Türkiye %7.5 milyar Dolar dış borç almış. Bunun için yılda 500 milyon Dolar faiz ödüyor. 40 milyar Dolar dış borç için yılda kaç milyar Dolar faiz ödüyoruz? 2 milyar 850 milyon Dolar.

Evet, koskoca bir nerede ise 3 milyar Dolar ödüyoruz. Ve bunu yaptığımız harcamaların üzerine her sene yıllarca ödeyeceğiz. Erdoğan’ın Suriyeliler politikasının Türk halkına bedeli budur.

“Erdoğan Suriyeli sığınmacılar için Türk milletinin kıt kaynaklarını bonkörce harcamaya devam etmektedir.”

Bir başka hesabı 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü kıdemli analizcilerinden finans uzmanı Erman Dinçel yapmıştır. Dinçel’in hesaplamaları göstermektedir ki, 40 milyar Dolar Suriyeli sığınmacılara harcanmasaydı 2015 ve 2016’da Türkiye bütçe açığı vermeyecekti. 2017 ve 2018’de ise çok az bütçe açığı verecektik.

Türkiye Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Yapışkan kriz diye adlandırılan bu kriz çok ağır, derin ve uzun süreli olacak. Bu kadar ağır bir kriz yaşanırken Katar emirinden uçak satın alan, Ahlat’ta saray yaptıran Erdoğan Suriyeli sığınmacılar için Türk milletinin kıt kaynaklarını bonkörce harcamaya devam etmektedir.

Oysa TUİK verilerine göre 4 milyon 668 bin kişi işsizdir. İş bulma umudunu yitirdiği için iş aramayı bırakan 2 milyon 311 bin işsizde bu rakama eklendiği zaman işsiz sayısı 6 milyon 979 bine çıkmaktadır. 7 milyon insanı işsiz olan, 10 milyonlarca insanı sosyal yardımlar ile karnını doyuran ve ısınan bir ülkenin yöneten Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacılar politikası daha sorumlu olmak zorundadır.

Türk Milleti patatesi ve soğanı ucuz alabilmek için saatlerce bir pazardan diğerine yürürken veya dağılan pazarların çöplüklerinden atılmış soğanları toplarken, bu insanların 40 milyar Doları sonsuza kadar Suriyeli sığınmacılar için harcanamaz. Artık Suriyeli sığınmacıların bir plan dahilinde ülkelerine dönmelerinin vakti gelmiştir. Kimse dönerlerse öldürülürler yalanının ve kolaycılığının arkasına sığınmasın. Büyük devlet Suriyelilerin ülkelerinde korkusuz yaşayabilmelerinin şartlarını da oluşturabilen devlettir. Erdoğan bunun için yapılması gerekenleri yapar ise Suriyelilerin hepsi vatanlarına döner.


Suriyeli sığınmacılar Suriye’ye dönmeden Türkiye’nin ekonomik krizden çıkması mümkün değildir. Türkiye, ayağına taş bağlanarak suya atılmış bir insan gibi ekonomisinin sırtında Suriyeli sığınmacıların ağırlığı ile bocalayıp durmaktadır.

Tanju Özcan: Aç vatandaşlarımız varken Suriyelilere 1 kuruş yardım yok!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.