İsmail Küçükkaya: Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum

Ortak yayın öncesi The Marmara otelinde Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşme nedeniyle AKP cephesi ve yandaş basın tarafından adeta linç edilen İsmail Küçükkaya canlı yayında olay nedeniyle “Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum. Kendisini Allah’a havale ediyorum” dedi.

Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın seçime bir hafta kala çıktıkları ortak canlı yayının moderatörlüğünü yapan gazeteci İsmail Küçükkaya, yayından önce The Marmara otelinde Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşme nedeniyle adeta linç edilmişti.

Konuyla ilgili defalarca açıklama yapan ve görüşmelerden Binali Yıldırım ve ekibinin haberdar olduğunu dile getiren Küçükkaya, muhataplarından beklediği yanıtı alamamış, yandaş medyada ve sosyal medyada yürütülen lincin önüne geçememişti.


İsmail Küçükkaya: Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum çünkü…

Konuyla ilgili bugün canlı yayında bir açıklama yapan İsmail Küçükkaya, “Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum. Onu Allah’a havale ediyorum.” dedi.

İsmail Küçükkaya: Binali Yıldırım a hakkımı helal etmiyorum

İşte İsmail Küçükkaya’nın o sözleri:

“Ben Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmeyeceğim. Neden biliyor musunuz? Çünkü o her şeyi biliyor. Danışmanları her şey biliyor. Türkiye’nin gözü önünde oldu her şey. Kendisine baskı yaptılar. Belki yanlış bilgiler verildi. Normalde kendi kendime kalsam hakkımı helal ederim. Kimlere  ne haklar helal ettim ben. Ama bu kez Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmeyeceğim.

“Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum, kendisini Allah’a havale ediyorum”

Kendisini Allah’a havala ediyorum. Çünkü maalesef annem her şeye tanık oldu. Annem İstanbul’da kalmayı sevmemesine rağmen diş tedavisi için bendeydi. Yaşadığım bu süreci maalesef onun yanında konuşmak zorunda kaldım. O nedenle hakkımı Binali Yıldırım’a hakkımı helal etmiyorum. Onu Allah’a havale ediyorum.”

NE OLMUŞTU?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu, 16 Haziran’da gazeteci İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde canlı yayında karşı karşıya gelmişlerdi. Nagehan Alçı’nın, CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ve İsmail Küçükkaya’nın yayından önce bir otelde görüştüklerine dair yaptığı açıklama büyük bir tartışma yaratmıştı.

The Marmara Oteli olayı: Aaşama aşama yaşananlar

Nagehan Alçı ne dedi?

17 yıl sonra Türkiye’de ilk defa iki adayın karşılıklı olarak canlı yayında bir programda karşı karşıya gelmesi için görüşmeleri AKP’den Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve CHP’den Grup Başkanvekili Engin Altay yürütmüştü.

İki taraf arasında yapılan görüşmeler sonucunda kamuoyuna ilk başta Uğur Dündar’ın moderatör olacağı bilgisi yansımış, ancak Uğur Dündar’ın bu teklifi reddetmesi üzerine moderatör olarak İsmail Küçükkaya isminde anlaşılmıştı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ünal ve CHP Grup Başkanvekili Altay, 10 Haziran Pazartesi günü yaptıkları toplantıda 6 maddelik mutabakat metninin hazırlandığını, eşit süre ve eşit soru temelinde tartışmanın moderatörün inisiyatifine verildiğini açıkladı.

Gündeme gelen İsmail Küçükkaya ve Ekrem İmamoğlu’nun The Marmara Oteli’nde buluşmasını ise gazeteci Nagehan Alçı, Habertürk televizyonunda 17 Haziran Pazartesi akşamı yayımlanan ve Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu yayında dile getirdi.

Alçı, kendisine güvenilir kaynaklardan gelen bir duyuma göre yayından iki gün önce İsmail Küçükkaya ve Ekrem İmamoğlu’nun bir otelde yaklaşık bir saat boyunca bir görüşme gerçekleştirdiğini aktardı.

İsmail Küçükkaya ne dedi?

Bunun üzerine Habertürk yayınına bağlanan İsmail Küçükkaya ise açıklamada bulundu:

“Mahir Ünal bir akşam beni aradı, Uğur Dündar’ın bu görevi reddettiğini söyledi. ‘Sizin isminiz üzerinde mutabakata varıldı, siz kabul ediyor musunuz?’ dedi. Ben de, eğer tek taraflı bir açıklama değil, beraber bir açıklama yaparsanız bu zorlu görevi kabul ederim dedim. Ertesi gün mutabakata varıldığı söylendi.

“İstanbul’daki bir otelde Mahir Ünal ve Engin Altay birkaç saat süreci tartıştık. Formatı onlar belirlediler. Üç dakika sınırlaması olacak dediler. Soruları ben belirledim. Teknik bir şirket belirlenecek, onlar ayarlayacak dendi. Her iki adayla da görüşmenizi istiyoruz, dediler. Bu mutabakat metninde olan bir görevdi.

“Hemen ikisinin de kurmaylarıyla temasa geçtim. Önce Binali Yıldırım’ın kurmayıyla acil görüşelim dedik. Başka otelde Binali Yıldırım’ın danışmanıyla oturduk. Sonra Ekrem İmamoğlu tarafına döndüm. Sorular verildi, verilmedi tartışmasının üzerine İmamoğlu’nun basın toplantısına gel dediler, gittim, yüzlerce kamera var. Üç tane danışmanı var. Ekrem İmamoğlu geldi, bütün konuşmam sadece 2-3 dakikadır.”

Programda bulunan diğer konuklar ise Küçükkaya’yı bu görüşmeyi ortak yayında açıklamamakla eleştirdi.

Binali Yıldırım ne dedi?

Binali Yıldırım ise Salı günü bu durumu, ‘gayri ahlaki’ olarak nitelendirdi:

“CHP adayı, rakibim Ekrem Bey’in bütün Türkiye’nin pür dikkat beklediği tarihi buluşma öncesi, yüz yüze bir otelde danışmanlarıyla birlikte moderatörle bir araya gelmiş olması gayriahlaki bir durumdur. Bunu kamuoyundan gizlemiş olmaları da ayrıca bir felakettir. Madem iki adaydır, beraber yayın yapacağız. Adayın biriyle yüz yüze aynı mekanda bir araya gelip konuşulması ve diğer adaydan bunun esirgenmesi, konuşulmamasının ne anlama geldiğini ben kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

“Önemli olan yayından iki gün önce, Perşembe günü, aynı mekanda, moderatörle rakip adayın, danışmanlarının da bulunduğu bir toplantıda, bir araya gelmiş olmaları ve benimle böyle bir toplantı yapılmamasıdır. Burada açıkça bir eşitsizlik vardır. Eşitsizliğin ötesinde de burada bir gayrimeşru durum vardır. Ben Ekrem İmamoğlu’na, rakibime buradan sesleniyorum: Böyle bir görüşmeyi neden kamuoyu ile paylaşmadınız? Yayın öncesi yaptığınız bu görüşmeyi neden gizlediniz?”


Ekrem İmamoğlu ne dedi?

Ekrem İmamoğlu ise Salı akşamı TRT Haber’de gerçekleşen canlı yayında görüşmeyi doğrulayarak şu açıklamada bulundu:

“15 dakika falan sürdü. Ama 2-3 dakika konuşmuşuzdur çünkü ben buhar alıyordum o sırada. İstanbul’da Taksim’de bir otelde görüştük. O gün proje tanıtımım vardı. 2-3 dakika görüştük. ‘Bir talebiniz var mı?’ dedi. Dedim yok istediğinizi sorabilirsiniz.”

“17 yıl bu süreçten kaçanlar artık o masadan kaçamayacaklar. Ben bu süreçte özellikle söyledim, burası bir Kırkpınar Meydanı değil. Süreç de gerçekten kötü bir tecrübe ortaya koyunca da bahane arıyorlar. Herhalde fırça yediler, bahane arayışındalar.”

İmamoğlu, Küçükkaya’nın Binali Yıldırım ile de görüşeceği bilgisini kendisine verdiğini söyledi. TRT Haber’de gazetecilerin Küçükkaya’nın Yıldırım ile görüşmediğini vurgulayarak sorması üzerine İmamoğlu, “Onu ben bilemem” yanıtını verdi.

İmamoğlu, Çarşamba günü Habertürk’te yayımlanan röportajında ise yayından önce Küçükkaya ile görüşmeleriyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Bana geldi, zaten, ‘Sizinle görüşeceğim, ardından Sayın Binali Yıldırım’ı ziyaret edeceğim’ dedi. Gizli görüşme derken, kameraların önünde değildi ama gizli de değildi. Oturduk, konuştuk.”

The Marmara görüntüleri nasıl ortaya çıktı?

Bu olayın gündeme gelmesinin ardından iktidara yakın bazı haber kuruluşları, görüşmenin gerçekleştiği gün Küçükkaya’nın The Marmara Oteli’ne giriş yaptığı ve koridorda yürüdüğü anların güvenlik kamerası görüntülerini paylaştı.

İsmail Küçükkaya, Çarşamba sabahı programında Fox TV yönetiminin otelle ilgili “en ağır tazminat davasını” açacağını söyledi.

Küçükkaya, “Algı operasyonu gerçekleştiriyorlar. Çünkü bir insanın bir çekincesi olsa, ben burada söylemişim onlarla görüştüğümü, insanın çekincesi olsa Taksim’in göbeğinde otele girer mi? Üstelik o gün basın toplantısı var, yüzlerce kamera orada. Elimi kolumu sallayarak, yanımda arkadaşlar var, girmişim” açıklamasında bulundu.

The Marmara Oteli’ne karşıt olarak düzenlenen kampanya kapsamında ise Google’daki otel değerlendirmesi kısmında “bireysel hayata ve gizliliğe saygı duymadığı” gerekçesiyle puanları düşürüldü.

Erdoğan ne dedi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Çarşamba günü, “Programdan önce 45 dakika görüşmüşler. Bu görüşmeyi 2-3 dakika olarak açıkladı. Peki biz bu durum karşısında ne diyeceğiz? O kadar çok tutarsızlığı var ki artık çetelesini tutamaz olduk. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylenen bir durumla karşı karşıyayız. Söylediği yalanlarla, çevirdiği dolaplarla tüm Türkiye ile adeta dalga geçiyor” yorumunda bulundu.

Çarşamba akşamı da İstanbul’da katıldığı “İstanbul Biz Birlikte Türkiyeyiz Buluşması”nda konuşan Erdoğan “2-3 gün önceden o moderatör denilen zat çekiyor bu kişiyi (İmamoğlu), bütün soruları bilgileri veriyor, öyle çıkıyor yayına. Ve o da inkar ediyor” iddiasında bulundu.

Erdoğan, görüntülerin ortaya çıkmasından önce de, “Yarın medyada çok daha önemli bir şey göreceksiniz. Bu televizyon programı öncesi moderatörle nerede, nasıl buluştular, bunu göreceksiniz.” demişti.

AKP Genel Başkanı Yardımcısı Mahir Ünal ise konuyla ilgili olarak “ahlaki değil” yorumunu yaptı.

Ünal, parti olarak bu olaydaki sorunu “görüşmenin gizli” yapılması olarak gördüklerini söyledi.

Ünal, AKP’nin İsmail Küçükkaya’yı tercih etme sebebinin “açıktan Ekrem İmamoğlu’nu desteklemesi” olduğunu da açıklayarak, “Uğur Dündar isminin de Binali Yıldırım tarafından bu açık desteği nedeniyle önerildiğini” söyledi.

CHP cephesinden ne açıklama geldi?

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise düzenlediği basın toplantısında, “Küçükkaya’nın her iki adayla görüşmesi Binali Bey’in talebidir” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“15 Haziran’da Mahir Ünal beni aradı. ‘Küçükkaya, Binali Yıldırım’la görüştü mü?’ diye sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Küçükkaya’yı aradım. Küçükkaya, ‘Binali Yıldırım’la telefonda konuştuğunu, Yıldırım’ın vaktinin kısıtlı olduğunu söylediğini’ söyledi. Küçükkaya her ikisiyle de görüşecekti yani ancak Binali Yıldırım vaktim kısıtlı diye kabul etmedi. Sonra İmamoğlu’yla görüşmesi ‘Gizli görüşme’ oldu.”


Altay aynı zamanda, “Tatlı başladı, tatlı bitti. Fakat programla ilgili geri dönüşler başladığında Binali Yıldırım açısından bu dönüşlerin çok beklentileri karşılamadıkları görülünce, bu yayından sonra Yıldırım’a oy verme eğiliminde düşüş, İmamoğlu’na oy verme eğiliminde bir yükseliş yaşandı. AK Parti’yi bir telaş sardı ve bir algı operasyonuna hemen yöneldiler.” sözlerini de sarf etti.

AKP’lilerden Binali Yıldırım’a: Ağlatmaya hakları yok sizi, istifa etsinler!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.