Veli-Der İzmir Şubesi’nin yayımladığı raporda; birçok öğrencinin imam hatip ve meslek lisesine gitmek istemediği için açık liseye kaydolduğu belirtildi.
Veli-Der İzmir Şubesi tarafından yayımlanan “2019 LGS: Sorunlar, çözüm önerleri” başlıklı raporda, eğitimin dinselleştirilmesi ve piyasalaştırılması başta olmak üzere birçok konuya değinildi.
Eğitimdeki yanlış politikaların örgün eğitimi önemsizleştirdiğini dile getiren Veli-Der, açık liseye kaydolan öğrenci sayısının imam hatip ve meslek liselerine gitmek istemeyen öğrencilerle beraber arttığını ifade etti.
Açık liselerdeki öğrenci sayısı 2 milyona yaklaştı
“İki senedir uygulanmakta olan LGS, 2012 yılında hayata geçirilen 4+4+4 sisteminin en önemli sonuçlarından biri olarak yaşanagelen “örgün eğitimden kopuşu” daha da hızlandırmaktadır. Açık liselerdeki öğrenci sayısı iki milyona yaklaşmıştır” denilen raporda, eğitim sisteminin örgün öğretim kurumuna yerleşemeyip zorunlu olarak açık liselere kaydını yaptıran öğrencilerden rahatsızlık duymadığı, yoksul ailelerin çocuklarının, “sistemin dışına atılarak kontenjan ağırlığından kurtulma şansı yaratan safralar” gibi görüldüğü ifade edildi.
Söz konusu raporda açık liselere kayıt yaptıran öğrencilerin sayısının artmasına gerekçe olarak, imam hatip ya da meslek lisesine gitmek istemeyen öğrencilerin açık liselere kaydolması gösterildi.
LGS kontenjanlarının yarısından fazlası İmam Hatip ya da meslek listesi
MEB, 2019 LGS’ye merkezi sınavla öğrenci alan 1526 okulun 855’ini İmam Hatip Lisesi ve Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak belirlemişti. Yani LGS kontenjanlarının yarısından fazlası imam hatip ya da meslek lisesi.
Raporda LGS kontenjanlarıyla ilgili, “Sınava katılan çocuklarımızın yaklaşık %10’unun yerleşmesi öngörülen bu nitelikli okulların toplam kontenjanı 139.120 olarak ilan edildi. Geçen sene sorduğumuz şu sorular, bu sene için de geçerliliğini korumaktadır: Öğrencilerin %10’unun merkezi sınavla yerleştirileceği nitelikli okulları belirlerken hangi kriterler kullanılmaktadır? Bu kriterler kamuoyuyla neden paylaşılmamaktadır?
Örneğin, İzmir’de, geçtiğimiz yıllarda yüzdelik dilim itibarıyla 3-4 ile öğrenci alan okullar listede yer almazken, bu yıl yayınlanan tabloda yüzdelik dilimi 84,39 olan Necmettin Erbakan Anadolu İmam Hatip Lisesi hangi ‘niteliği’ taşıdığı için merkezi sınavla öğrenci alan nitelikli okul sayılmıştır?” ifadeleri yer aldı.
Ayrıca raporda, öğrencilerin çoğunlukla Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Anadolu Liseleri’ni tercih etmelerine rağmen, imam hatip ve meslek liselerinin öğrencilere dayatıldığı da dile getirildi.
“Eğitim kamusal haktır”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluklarının dile getirildiği raporda, “Eğitim kamusal haktır! MEB (ve “bir ve aynı anlama gelmek üzere” iktidar) kısaca ‘eğitimde fırsat eşitliği’ olarak tanımlanan evrensel ilke gereği, bütün okulları nitelikli hale getirmek ve her bir çocuğumuzun istediği okulda eğitim görmesinin gereklerini yerine getirmekle sorumludur.
Sorumluluk makamlarını işgal edenler, bırakalım yüz binlerce çocuğumuzun mağdur ve mutsuz edilmesini, bir tek çocuğun bile ‘eşitsizliğe ve haksızlığa’ uğratılmasını önlemekle yükümlüdürler!
Eğitim, iktidarın kendi ideolojik eğilimlerinin tüm topluma egemen kılınması için kullanılacak bir araç değil, aksine, çocuğun üstün yararının korunup kollanması için, her bir çocuğun kendi ayırt edici özelliklerini geliştirmesini sağlayan, deyim yerindeyse her bir tekil çocuk için yeni formlar alabilen bir kamusal hizmet alanıdır.
Kamusallık ve laiklik, her bir çocuğumuzun haklarının eşit olarak korunabilmesinin en temel güvencesidir, bu bağlamda da, eğitimin sorumluluğunu üstlenen herkes buna uygun davranmakla yükümlüdür!” denildi. (Sol Haber)