NASA: Piramit büyüklüğünde dev asteroid Dünya’ya yaklaşıyor

NASA: Ölçüleri Keops Piramidi boyutlarında ve potansiyel tehlike barındıran bir asteroid, ay sonuna doğru Dünya’nın yakınından geçecek.

NASA: Piramit büyüklüğünde dev asteroid Dünya ya yaklaşıyor

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) verilerine göre; ölçüleri Mısır’daki Keops Piramidi’nin boyutlarını aşan ‘potansiyel olarak tehlikeli’ bir asteroid, ay sonuna doğru Dünya’nın çok yakınından geçecek.

2019 OU1 adındaki asteroidin çapının 160 metre olduğu ve bu ölçünün Keops Piramidi’nden 20 metre daha büyük olduğu belirtiliyor.


2019 OU1, 28 Ağustos’ta Dünya’ya, Venüs gezegeninin bulunduğu mesafeden 40 kat daha yakında olacak. Asteroid gezegenimizi yaklaşık 100 milyon kilometre mesafeden ‘teğet geçecek’.

Daha önce Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Dünya için potansiyel tehlike taşıyan uzay objelerinin listesini yenilemişti.

10 Ağustos 2019 tarihinde Empire State Binası’ndan daha büyük (yaklaşık 380 metre çapında) bir asteroid, Dünya’ya 16.737 km hızla yakınlaştı. Gezegenimizi 7.4 milyon km kadar kaçırmış olan Asteroid 2006 QQ23, farklı bir yörüngeyi izleseydi Dünya’ya çarpabilirdi.

Söz konusu listeye göre 9 Eylül 2019, 2006 QV89 asteroidinin Dünya ile çarpışma olasılığı bulunan en yakın tarih olarak görülüyor. Ajansın uzmanları, asteroidin Dünya ile çarpışma olasılığını 7 binde 1 olarak değerlendiriyor. 2006QV89 şu anda Dünya’nın 6.7 milyon kilometre uzağında seyrediyor.

Potansiyel tehlikeler listesinin başında ise 2010 RF12 asteroidi var. Söz konusu asteroidin 2095 yılında Dünya’ya çok tehlikeli mesafede olacağı ve çarpışma olasılığının 16’da bir olacağı değerlendiriliyor.

Dev bir asteroit Dünya’ya çarparsa ne olur?

Bilim insanları, asteroit ve benzeri gök cisimlerinin Dünya’ya çarpma riskine karşı ne gibi önlemler alıyor? Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde düzenlenen 30 Haziran Uluslararası Asteroit Günü vesilesiyle bu konuda farkındalığın artırılması hedefleniyor.

66 milyon yıl önce dünyaya hükmeden dinozorlar bugün fosil ya da Viyana Doğa Tarihi Müzesi’ndeki gibi maketlerden ibaret. Onları yok eden şey, Güneş Sistemi’nin oluşumundan geriye kalan, metal ve kaya yığınından meydana gelen bir asteroitti.

Viyana Doğa Tarihi Müzesi’nin müdürü Christian Köberl, “66 milyon yıl önce bir asteroit Dünya ile çarpışma rotasındaydı. Sadece 10 kilometre çapındaki bu gök cisminin meydana getirdiği krater 200 kilometre. Bu da bize böyle bir durumda açığa çıkan muazzam enerjiyi gösteriyor. Adeta dev bir patlama. Ardından deprem gibi felaketler meydana geliyor ve bunların sonucunda iklim değişiyor. Bu da o an yeryüzünde yaşayan birçok bitki ve hayvan türünün, neredeyse üçte ikisinin soyunun tükenmiş olduğu anlamına geliyor.” diyor ve ekliyor, “Yani, gezegenimizdeki tüm canlı türlerinin yaklaşık üçte ikisi yok oldu.”


Çelyabinsk asteroidi​

O zamandan beri böylesine büyük bir olay yaşanmadı, ancak 2013’te Rusya’nın Çelyabinsk kentine düşen ve Dünya’ya sadece 20 metre uzaklıkta atmosferde parçalanan bir asteroit bin 500 kişinin yaralanmasına sebep olmuştu. Bu olay, düşük de olsa bizlere Dünya’nın hala risk altında olduğunu kanıtlıyor.

Müzenin Sergi Müdürü Ludovic Ferriere Çelyabinsk asteroidi​ni göstererek gök cismini anlatıyor:

“Burada, tipik füzyon kabuğuyla birlikte Çelyabinsk’teki gök taşına ait bir parça var. Kesip içini açtığımızda bu gök cisminin tarihini görebiliriz. Burada, oluşumundan bu yana çok değişmemiş, Güneş Sistemi hakkında bilgi veren orijinal parçayı görmek mümkün. Siyah kısmın tamamı, taşın 4,56 milyar yıl önce oluşumundan bu yana geçirmiş olduğu darbelerden kaynaklanıyor.”

Asteroit araştırmacısı Lidia Pitarello, ev boyutunda bir gök taşının büyük bir ormanı yok edebileceğini, tsunami oluşturabileceğini ve hatta atmosferimizi bile değiştirebileceğini söylüyor ve “Sığ bir denizde oluşması durumunda ve tabandaki tortuların türüne de bağlı olarak, malzemenin buharlaşmasıyla yüksek miktarda sera gazı açığa çıkabilir. Daha sonra bu uzun vadede iklimi gerçekten etkileyebilir.” diyerek Dünya’nın büyük bir riskle karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor.

5 metre çapında bir asteroid bile Dünya yüzeyinde şok dalgası yaratabiliyor!

Avrupa Uzay Ajansı‘ndan bilim insanı Rüdiger Jehn, birkaç hafta önce Güney Afrika’da düşen gök taşı ve benzeri küçük asteroitler için bir erken uyarı sistemi geliştirdiklerini anlatıyor ve “2 Haziran’da, Afrika’da çekilen görüntülerde, iki üç metrelik asteroidin atmosfere girdiğini ve ardından yanarak patladığını görüyoruz. Gözlemlemek istediğimiz şey de bu, çünkü eğer bu asteroit biraz daha büyük, mesela 5 metre kadar olsaydı, şok dalgası yüzeyde ciddi hasar oluşturabilirdi.” diyerek böyle durumlara karşın insanları önceden uyarmak istediklerini söylüyor.

Tespit edilen 200 göktaşından 5 tanesi tehlikeli!

Avrupa Uzay Ajansı, gökyüzündeki küçük ve hızlı nesneleri tarayacak Flyeye isimli bir teleskop geliştiriyor. Ajans, şimdiden küçük de olsa Dünya’ya çarpma riski taşıyan 740 asteroidi takip ediyor ve yenilerini tespit etmeye çalışıyor. Jenh;

“Şu an ayda yaklaşık 200 asteroit saptama oranına sahibiz ve bunlardan 3, 4 ya da 5 tanesi Dünya’ya çarpma ihtimali olan cisimler. Halihazırda tespit ettiğimiz asteroitlerden hiçbiri dünya için ciddi bir tehlike arz etmiyor.” diyor ve “Tabi ki henüz farkında olmadığımız çok sayıda cisim mevcut, ancak şimdilik endişelenmemiz gereken bir şey yok.” diye ekliyor.

“Tarihin tekerrür etmesi muhtemel”

Viyana Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Christian Köberl, “Ay’a baktığımızda yüzeyinin tamamen çarpma kraterleriyle kaplı olduğunu görüyoruz. Bunu Dünya’da o kadar iyi göremiyoruz çünkü Dünya aktif bir jeolojik yüzeye sahip. Büyüklü küçüklü gök cisimleri tarafından bombardımana tutuluyoruz. Büyük olanlar daha nadir, küçüklerleyse sık sık karşılaşıyoruz. Bu geçmişte olan bir şey ve tabi ki gelecekte de devam edecek.” diyerek Dünya’nın her an bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunun altını çiziyor.


Bilim insanları, uygarlıkları yok edecek kadar büyük çaptaki asteroitlerin yüzde 90’nın fark edilip, takibinin yapıldığı kanısında. Bununla birlikte, 5 ila 500 metrelik daha küçük gök cisimlerinin sadece yüzde 1’i tespit edilmiş durumda.

NASA: Güneş uykuda, Mini Buzul Çağı başlıyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.