Fransa – Türkiye müsabakası, genel anlamda birkaç not ve bir önerme

A Milli Futbol Takımımız, 2020 Avrupa Şampiyonası (EURO 2020) Elemeleri H Grubu 8. hafta maçında Fransa ile deplasmanda 1-1 berabere kalarak liderliğini korudu.

Fransa - Türkiye müsabakası, genel anlamda birkaç not ve bir önerme

Son olarak oynanan Fransa müsabakası da göstermiştir ki, grup liderliğimizi tesadüflere ve şanslara bağlı olarak açıklamak çok doğru değildir. Şu an itibariyle grup lideri olmamızı da sadece grubun zayıflığına bağlamak yeterli değildir.

Fransa’dan iki müsabaka sonunda toplam 4 puan almış olmak, futbol oyunu açısından belli bir düzey tutturduğumuzun bir göstergesi olsa gerekir.


Peki, çok mu iyiyiz? Hayır.
Çok mu iyi oynuyoruz? Hayır.

Ama gerektiğinde savunma futbolunu belli düzeylerde de olsa “modern savunma futbolu” anlamında oynamayı öğrenmiş ve oynayabiliyor durumdayız.

Savunma futbolunun “mahkum oyuna” dayalı “mahkum bir futbol” olmadığını, bunun da ceza alanı içini doldurarak veya ceza alanı çevresine yığınak oluşturarak olmaması gerektiğini biliyor ve belli düzeyde de olsa bunu pek ala başarabiliyoruz. Özellikle topa sahip olduktan sonra telaş içine düşmemek ve panik olmamak şeklinde gösteriyoruz.

Yarı alanda savunma yapma, yarı alanda boş alan ve boş adam bırakmama, rakibin yüzünü kaleye döndürmeme gibi savunma ilkeleri açısından sergilenen davranışlar, muhtemelen son Fransa maçının sonucunu etkileyen en önemli davranışlar olsa gerekir. Bunları görmek gerekir.

Bununla birlikte yaratıcı oyun, çok adamlı varyasyon ve hücum kombinasyonları ve tek forvetli bir oyunca uzun ve isabetli pas oyunu konusunda daha fazla gelişmemiz gerektiği de ortada.


Asıl olarak bir oyun anlayışını benimsemenin önemini ve bu oyunun “Türkiye Futbolu” olarak düşünmek gerektiğinin bilinci içinde olmak gerektiği ortada. Çünkü aksi sürdürülebilir değildir…

Rakibe pozisyon verilir. Bu tüm müsabakalarda olur. Ama bunun niteliği ve sayısı sizin bazı problemlere sahip olup olmadığınızı da gösterir.

Bulduğunuz pozisyonları değerlendirme meselesi ise bir o kadar önemlidir. Bir müsabakada %100 gol yapılabilecek çok fazla pozisyon bulamazsanız. Bulursanız değerlendirmeniz gerekir.

Oyuncularımızın Türkiye futbol altyapılarından yetişmiş veya yetişmemiş oyuncular olup olmaması konusu da çok önemlidir.

Çünkü Türkiye’deki Futbolun önce “Türkiye Futbolu”na, sonra da “Türk Futbolu”na doğru gelişerek evrilmesinin değerlendirilmesi başka türlü yapılamaz.


Bu tür sevinç ve mutluluklarımızın sürekli olmasını istiyorsak, sürdürülebilir bir oyun anlayışımızın ve bu oyuna ilişkin sürdürülebilir oyun becerilerimizin standart hale getirebilmek gerekir. Kuşaklardan kuşaklara aktarılan ve aktarılırken de sürekli geliştirilen bir futbolun başka formülü yoktur çünkü.

Yabancı oyuncular bir ülke futboluna nasıl katkı sağlar? Ya da sağlar mı?